SANATLA DOLU BİR AY

14'üncü İstanbul Bienali ve Artinternational'dan 5 sanatçı ve eserleri...

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 25 Eylül 2015
SANATLA DOLU BİR AY
İstanbul, Eylül'de 14'üncü İstanbul Bienali ve Artinternational'ı karşılamaya hazırlanırken sanatla dopdolu bir ay vadediyor bize. Bu vesileyle resimden heykele, fotoğraftan video art'a, enstalasyondan performansa farklı disiplinlerde değişik teknik ve malzemelerle yaratıcılığın sınırlarını zorlayan, eserleriyle görsel algımızı ve zihnimizi uyaran 5 çağdaş sanatçıyla tanıştırıyoruz sizi. Görün, düşünün ve yorumlayın! — SELİN MİLOŞYAN




1. DEKORASYONUN EN ESTETİK HALİ – BURÇAK BİNGÖL


EĞİTİMİ Seramik üzerine doktora yapan Burçak Bingöl, ayrıca Ankara Konservatuvarı'nda yarı zamanlı müzik bölümünü ve New York'ta, New School'da fotoğraf üzerine bir programı tamamladı. 39 yaşında. SÜSLEMEYİ “DEĞERSİZ” OLMAKTAN ÇIKARDI Dekorasyon ve süsleme iki anahtar kelime Burçak Bingöl için. Ona yaratıcılığın kapılarını açarken sanatında fark yaratmayı sağlamış. “Öğrenciyken, dekoratif olmak hep kaçınılması gerektiği öğretilen ve sanatsal anlamda değersizliği vurgulanan bir kavramdı. Bunun bir noktada tabuya varan yasağı sanırım bende tersi etki yapmış olmalı ki dekoratifliğin alabileceği en yoğun halini özellikle çalışmalarımda kullanmaya ve bunun sanatsal olarak nasıl dönüştürülebileceğinin yollarını aramaya başladım.” SERGİ VE ÇALIŞMALARI Sanatçı sergilerin birbirlerine eklemlenen önemli anlama ve dönüştürme süreçleri olduğuna inanıyor ve onları devam eden bütünün anlamlı parçaları olarak görüyor. Bingöl'ün solo sergileri dışında 2014 Art Basel Hong Kong'da ve 2015'deki New York-Volta'da da solo sunumları oldu. SANAT MESAJ VERMELİ Mİ? “Sanatın özellikle bir mesaj vermesi gerektiğini düşünmüyorum” diye anlatıyor Bingöl. Kullandığı malzeme ve içeriklerle yepyeni bir dil ve zengin bir hayat oluşturduğuna dikkat çekerken tüm sanatçıları “Yaratıcı-ve-eleştirel-düşünceyi-kullanamazsa-nefes-alamayanlar” türüne ait bireyler olarak tanımlıyor.~ 2. GÖZLERDEN RUHU OKUMAK – NESLİHAN BAŞER


EĞİTİMİ Milano'da Istituto Marangoni'de moda tasarımı ve styling eğitimi gördü. 31 yaşında. PORTRELERİN GİZİ İşlerinde ağırlıklı olarak kumaş (özellikle tül ve dantel) ve goblen ipliği kullanan, tuvallerindeki dikişleri hem dikiş makinesi hem de eliyle yapan Neslihan Başer, “Genellikle beze iki teknikle birlikte müdahale etmeyi seviyorum. Amacım kumaşı yorarak istediğim dokuya ulaşmak. Kısaca malzemeyi eskiterek yaşanmışlık hissi katmaya çalışıyorum. Şu ana kadar ürettiğim işler genel olarak portrelerdi. Bunun nedeni ifadelerin gözler üzerinden ruhun derinliklerine inmesi ve anlatılamayanların farkına vararak özü bulmak...” diye anlatıyor çalışmalarını. SERGİ PROGRAMI En son C.A.M. Galeri'de “Summerize” adlı grup sergisine katılan sanatçı Contemporary İstanbul'15ve C.A.M. Galeri'de gerçekleşecek kişisel sergilerine hazırlanıyor. İlk kişisel sergisi “Faces of Memoirs”da (Anıların Yüzleri) çocukluğundaki kadınların hikayelerine yer veren Neslihan Başer, “Küçükken yazları, anneannemle birlikte Toros Dağları'nın eteğinde bulunan yayla evinde geçirirdim. Orada kadınlar her gün bir evde toplanır, bir yandan nakış işler bir yandan kendi hikayelerinin hiç bilinmeyenlerini anlatırdı. Kimi hiç konuşmaz, dinlerdi. Terapi gibiydi. Ben de işlediğim bu portrelerle ‘söylenemeyenlere' dikkat çekmeye çalıştım” diyor.~ 3. MUHTEŞEM ALGI YANILSAMASI – OZAN TÜRKKAN


EĞİTİMİ Barselona'da BAU, School of Design'da mültimedya eğitimi alan Ozan Türkkan, güncel dijital sanat çalışmalarını hem Belçika hem de Türkiye'de sürdürüyor. 38yaşında. NEDEN DİKKATİMİZİ ÇEKTİ? Yeni medya sanatı (New Media Art) alanında eserler üreten sanatçı visual complexity, generative computer art, algorithmic art, fraktal geometri, deneysel video ve enstalasyonlar üzerinde çalışıyor. Bilim ve sanat arasındaki bağları keşfetmeyi seven sanatçı, nanoteknolojiyi de takip ediyor. Güncel bilgisayar araçları ve farklı yazılım dillerini kullanarak daha çok fraktal geometri odaklı hareketli ve hareketsiz imajlar üreten Türkkan'ın eserleri son formatta değişik yüzeyler üzerine dijital baskı olabileceği gibi, animasyon, video enstalasyonu ya da 3D objeler olarak da ortaya çıkabiliyor. GERÇEKLİKTEN KOPUŞ Ozan Türkkan izleyiciyi günlük hayatın gerçekliğinden koparıp bir anlığına da olsa başka bir boyuta çekme ve izleyicide çocuklara özgü bir mutluluk hali yaratma arzusuyla hareket ettiğini anlatıyor. 14'ÜNCÜ İSTANBUL BİENALİ'NE KATILIYOR Ozan Türkkan bienal programındaki “Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” etkinlikleri kapsamında geliştirilen “Duygusal Düşünce” projesi için İstanbul'a davet edildi.~ 4. FOTOĞRAFA MİMARİ YAKLAŞIM – CAN DAĞARSLANI


EĞİTİMİ Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden 2006yılında mezun oldu. 31yaşında. NEDEN DİKKATİMİZİ ÇEKTİ? Mimari bir bakış açısıyla fotoğraf çeken Can Dağarslanı, “Mekannesne ilişkisinin analizinde, mimari bilgimin önemli rolü oluyor. Bir mekanın algısı, perspektifi, derinliği ve katmanları benim için bir serüvene dönüşüyor ve kompozisyonlarımı oluşturmamda kolaylık sağlıyor” diyor. SEZGİLERİYLE ÇALIŞIYOR Mesaj verme kaygısı taşımadığını anlatan genç sanatçı, çalışmalarında sadece iç dünyasının izlerini sürdüğünü belirtiyor ve devam ediyor: “Günümüzde tinsel değerlere inanan sanatçı tipinin yerini, pazarın taleplerine göbekten bağlı post sanatçı tipin aldığını görüyoruz. Bunu mimarlıkta sıkça yaşayan biri olarak, fotoğrafta başvurduğum tek araç sezgilerimdir. Bu nedenle fotoğraf işlerimdeki renk, ışık ve kompozisyon tamamen beni yansıtıyor.” PROJELERİ NELER?
Can Dağarslanı yaz sonuna doğru mekan ve insan ilişkisinin yer aldığı bir düşünme biçiminden beslenen bir seri fotoğraf çekeceğini anlatıyor. Kasımda Contemporary İstanbul'a katılacak. “Kimlikler” adlı çalışmasında mimari öğelerle fotoğraf sanatını nasıl harmanladığını şöyle aktarıyor: “Bu seride mimari öğeleri de kullanarak iki kadını birbirinin ayrılmaz parçası olarak ele aldım. Serinin başlangıç noktası ‘kimlik' arayışı. Bu seri için iki özdeş ve ayrılamaz kadını, neredeyse sabit birer kukla gibi aynı şekilde giydirip konumlandırdım. İzleyiciye bakan senkronize iki yüzün alışılmadık hissiyatı; aslında iki karakterin birbirine benzemediğini fark etmedennce, izleyiciyi aralarındaki fiziksel benzerlikleri bulmaya teşvik ediyor. Simetri duyumsamasıyla, benzerliklerini ve aynı zamanda farklılıklarını açığa çıkardım.”~ 5. MASUMİYET ÇAĞI – AYŞE WILSON


EĞİTİMİ New York Academy of Art'ta resim alanında yüksek lisans yaptı. New York'ta yaşıyor ve Jack Geary sanat galerisiyle çalışıyor. HİÇ BÜYÜMEYEN BİR HAYALPEREST Resimlerindeki cıvıl cıvıl renkler ve çocuksu karakterlerle izleyicide yaşama sevinci uyandırıyor Ayşe Wilson. “Küçükken her şey için heyecanlanır, hep keşfetme arzusuyla yaşardım. Bu merak beni işlerimde motive etmeye devam ediyor. Masumiyeti engel değil, bir çıkış noktası olarak ele almak sanatımın temeli, çünkü masumiyetin olduğu yerde olasılıklar çoğalıyor, keşif duygusuyla yaratıcılığınız artıyor. Ben bazen gerçekliği unutan bir hayalperestim.”

ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.