ROMANTİZMİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ

Rahatça oturun ve arkanıza yaslanın. Size anlatacaklarımız var.

Hande Öztürk HANDE ÖZTÜRK 03 Haziran 2016
ROMANTİZMİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ Getty Images
O zamanlar farkında mıydınız, bilmiyoruz ama bir ara ortalık aksiyon filminden geçilmiyordu. Özellikle de süper kahramanlı olanlardan. Şimdiyse onların yerini, izleyici kitlesi olarak daha çok kadınlara hitap eden romantik komediler aldı. Tabii şair burada 'romantik komedi'yi geniş anlam da kullanıyor, zira bu alanda filmlerden çok diziler daha fazla gibi.





Bu konu neden dikkatimizi çekti derseniz; klişe olacak ama elden ne gelir: Romantik komedileri çok seviyoruz. Çünkü o adamın aşık olduğunu anlayıp, havaalanına koşarak sevdiği kadını durduracağını izlemek, bize çok iyi geliyor (bu aralar bir de, beklentiyi vermemek için o uçağı kaçırtan senaryolar da çıktı ama o konuya şimdi hiç girmeyelim). E, bahsettiğimiz aksiyon filmi furyası esnasında romantik komedi alanı kurak kalınca, biz de çok sıkıntı çektik. Sevgilimizden saçma bir mesaj alınca ideal erkeği izleyebileceğimiz, regl olduğumuzda saçma detaylarına bile ağlayabileceğimiz veya yalnızsak ideal ilişkiye özenebileceğimiz bu platformumuz bir süreliğine elimizden alındı. Şimdiyse bu türde projeler art arda geliyor. Girls'den The Mindy Project'e, 'How to be Single'dan 'What If'e kadar film ve dizi sektöründe yeni romantik komediler sıra sıra yeşerip büyümeye başlıyor.





Bunun örnekleri Türkiye'de de yok mu, var tabii. Hatta bize kalırsa ülkemizin son yıllarda yaptığı en komik film olan 'Kocan Kadar Konuş'. Üstelik bu film o kadar şaşırtıcı bir gişe yaptı ki, hemen devam filmi bile geldi. Sonrasında da 'Kiralık Aşk' akımı başladı. Defne ve Ömer'in kavuşacaklar mı-ayrılacaklar mı ikilemi umutla bekleyen Türk izleyicisinin favori saatlerini oluşturmaya başladı. Bunu da 'Hayatımın Aşkı' ve 'Tatlı İntikam' dizileri izlemeye devam ediyor. Daha da devam edecek gibi. Tam da bu noktada dikkatimizi çekense, erkeklerin pek yanaşmadığı bu tarz işlerin nasıl bir anda genele yayılabildiği.





Bizim bu durumu aydınlatmaya yönelik rasyonel açıklamalarımızsa şöyle;





- 2016 yılında artık enerjisel olarak kadınların yükselişe geçtiği bir döneme girdik. Bu duruma illa bir yerde okumuşsunuzdur. Hatta Hilary Clinton'ın Amerika Başkanlığına oynamasının bu zamanlara denk gelmesi bile çok manidar.





- Eskiden birbirinin fotoğraflarına hakaretler yağdıran kadınlar 'out', birbirine iyi dilekler dileyenler 'in' oldu. Yani 'her kilodan kadın güzel, kadının her hali harika' algısı sosyal medya sayesinde tüm dünyada hızla yayılmakta. Hele bir kadının herhangi bir özelliğini eleştiren erkeklerin vay haline!





-Taylor Swift ve Lena Dunham. Neden derseniz; Taylor kız arkadaşlar arasındaki bağın gücünü tüm dünyaya göstererek kızları dost olmaya özendirdi. Lena'ysa kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği konusundaki tüm işlerini an be an dünyayla paylaşıyor. Tokyo'da yaşayan 15 yaşındaki bir kıza da, Londra'daki 30 yaşındaki bir kadına da ısrarla haklarına sahip çıkmasını hatırlatıyor.





- Romantik komedilerdeki baş kadın karakterler de artık daha doğal, daha bizden. Mesela eski filmlerin çoğunda olduğu gibi uyandığında full makyajla ve yeni yapılmış saçlarla uyanmıyor karakterler. Şimdikiler saçlar dağınık, rimeller akmış ve yorgun kalkıyor o yataktan. Yani, aynı bizim gibi. E, bizim kanımız da bu karakterlere daha çok kanıyor tabii. Haliyle onlara daha çok gülüyor ve daha çok bağlanıyoruz.





İşte tüm bu nedenlerin birleşimi bizi şu anda bulunduğumuz noktaya, romantik komedilerin zirveye oynadığı günlere getiriyor. Bu durumun nedenlerini okuyunca göreceğiniz gibi, kadınlar seslerini kullanabildiği sürece de bu yükseliş devam edecek gibi.





Biz mi?


Biz bu durumdan o kadar memnunuz ki!








Yazı: Hande Öztürk

ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.