ELLE 2017 ŞUBAT SAYISI ÇIKTI
ELLE Şubat sayısı şimdi, bayilerde.
ELLE ONLINE
27 Ocak 2017
Elle Arşiv
Dünyamız öyle bir dönemden geçiyor ki gün geliyor olan bitenler karşısında şaşkınlıktan söyleyecek kelime bulamadığımız oluyor. Her yerde adaletsizlik, eşitsizlik, yalan, riyakarlık, düzenbazlık, düzeysizlik, paçozluk, freni patlamış bir kamyon gibi, yokuş aşağı önüne kattıklarını da yanına alarak, kontrolsüz bir şekilde almış başını gidiyor. Şu düzene bir dur diyen yok mu, diye sormayacağım elbet. Orhan Gencebay beni andı sanırım. O kadar naif değilim. Düzeni oluşturanlar günün sonunda yine bizleriz çünkü. Bir şeyleri ses çıkarmadan, tepkisiz, uyuşmuşçasına seyretmeye başladığımız an biz de o yıkıcı çığın bir parçası oluveriyoruz. Yapacağımız çok basit bir şeyden imtina ediyoruz nedense.
Ses vermek.
Bu yüzdendir belki, Trump’ın başkanlığına, daha doğrusu temsil ettiği her şeye “hayır” diyen milyonların, başta Amerika’da olmak üzere dünyanın büyük başkentlerinde “kadın yürüyüşü” adı altında toplanması ve yürümesi pek hoşuma gitti. Düşüncesini özgürce ifade edebilen insanları hayranlıkla izledim. Onlara imrendim. Biz de içinden geçtiğimiz şu günlerde, bu toplumun bir parçası ve bir moda dergisi çalışanları olarak moda dünyasına baktık ve bu önemli sektörden cılız da olsa politik ses çıkıyor mu diye şöyle bir araştırdık.
Fitil, Dior’un şu ana kadarki ilk kadın kreatif direktörü olan Maria Grazia Chiuri’nin ilk defilesiyle ateşlendi diyebiliriz aslında. Tasarımcı, bu önemli defilede, podyuma çıkan modellere birbirinden çarpıcı sloganlarla bezenmiş tişörtler giydirmişti. Mutlaka görmüşsünüzdür. Bir çeşit manifesto gibiydi. Chiuri, moda dünyasını “ırkçılık karşıtlığı ve kadın sorunları” üzerinde düşünmeye çağırmıştı. Bu defileden sonra “We should all be feminists” (Hepimiz feminist olmalıyız) sloganı aylarca yazıldı, çizildi, konuşuldu. Bir anlamda amacına ulaştı. Fakat önemli bir soruyu da gündeme taşıdı. Tişörtler ırkçılık, terör, faşizm gibi çok boyutlu problemler ve politik sorunlara çözüm getirebilecek güçte midir sizce? Bana sorarsanız ses veren, tepki gösteren her şey, her araç değerli ve geçerlidir. Ve bir amaca hizmet eder. Arkadaşım Serkan Altunorak’ın geçenlerde Instagram’da yazdığı şeyi işte bu yüzden de çok önemsedim ve okuyunca gülümsedim: “Hiçbir şey yapamıyorsan, hiç değilse umut ver.” Maria Grazia Chiuri, eminim, mesaj bombardımanına dönüştürdüğü ilk defilesiyle hem umut verdi hem de diğer tasarımcıları derinden etkiledi. Çünkü bu sezon neredeyse tüm tasarımcılar koleksiyonlarına politik olsun veya olmasın mesaj yüklü parçalar eklediler. Kitleleri nasıl etkileyeceğini göreceğiz, belki de görüyoruzdur, kim bilir. Detayları Selin Miloşyan’ın enfes yazısında okuyabilirsiniz.
Herkes moda tasarımcısı, evet öyle. Bazı şeylerin içi boşaldı maalesef. Ama modaya gönül veren ve hayatını bunun üzerine kurup şekillendiren yetenekli insanlar da yok değil. Biz de ELLE dergisi olarak Türkiye’de dikkat çeken ve gelecek vadeden isimleri bulduk ve onları sizlerle tanıştırmaya karar verdik. Serli Gazer Boyacı sizler için derledi.
Gelelim bu ayın önemli bir ayrıntısına. Her sene olduğu gibi bu sene de tüm ELLE edisyonlarının güzellik editörlerinin oylarıyla 2016’nın en başarılı kozmetik ürünleri seçildi. ELLE International Beauty Awards (EIBA) ismiyle anılan ödüller Türkiye’den kimlere, hangi ürünlere gitti, hepsi şubat sayımızda.
Sevelim, çünkü dünya aslında sevgi ve aşk üzerine dönüyor.
Gelecek ay görüşmek üzere,
IŞIN GÖRMÜŞ
ELLE Türkiye Yayın Direktörü
SON HABERLER
