PARİS HAUTE COUTURE MODA HAFTASI 3. GÜN

Paris Haute Couture Moda Haftası'nın 3. günü neler mi oldu? Haberimizde.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 31 Ocak 2016
PARİS HAUTE COUTURE MODA HAFTASI 3. GÜN
Paris Haute Couture Moda Haftası'nda koleksiyonlar tüm hızıyla sunulmaya devam ediyor. Bugün son gününe girdiğimiz bu ihtişamlı haftanın son koleksiyonları için geri sayarken, gelin hep birlikte Paris Haute Couture Haftası'nda dün olup bitenlere bir göz atalım: 









            soldan sağa: Maison Margiela, Frank Sorbier, Elie Saab, Ilja, Jean Paul Gaultier






 John Galliano'nun dümeni devraldığı Maison Margiela 'Artisanal' adını veridği İlkbahar/Yaz'16 koleksiyonunu  Hotel Des Invalides'de sundu. Margiela'nın yeni Couture koleksiyonu Galliano'nun imzası haline gelen, öyle herkesin cesaret edemeyeceği 'uçlarda' detayların etrafında kurgulanmış. Kat kat, kesik parçalar, asitmektik bitişler ve brokar detaylarla zenginleşen koleksiyonda renk paletiyse beyaz rengin hakimiyetindeyken onu lacivert ve altın renkleri izliyor.





Bunların yanı sıra Galliano'nun alışılagelen; sade bir tişörtün ya da bir 'bomber' ceketin üzerine kurulan 'look'lar da podyumdaydı. Picasso-vari resimlerin baskılarıyla rugan çizmeler ve deriyle eşarbı birleştirerek 80'lere göz kırpan ayakkabılar görünümlerin tamamlayıcısı olarak seçilmişti. Abartılılı fiyonklar gibi dahi dokunuşlarıyla izleyenlere adeta görsel bir şölen yaratan Galliano'nun, Pat McGrath'in elinden çıkan sıra dışı makyajıysa ilhamı sürrealizmden alıyordu.





Dramatik ve şiirsel sunumlarıyla moda dünyasında kendine özel bir yer edinen Frank Sorbier'nin İlkbahar/Yaz'16 koleksiyonunun sunumu da şaşırtmadı. Daha önceki koleksiyonlarının çoğunluğunda olduğu gibi podyumda yine, giyilebilir Couture parçaları yer aldı. Dansçı-modellerin performanslarının kültürel zenginliği, tasarımcının yarattığı silüetler ve müzik eşliğindeki lirik danslar koleksiyonun tanıtıldığı Musee Guimet ile ahenk içindeydi. Omuz detaylarıyla kabarık eteklerin öne çıktığı silüetleriyle çıplak ayakla dans eden modeller, müzedeki eserlerin ortasında yaptıkları performansla sanat ve modanın daima iç içe olduğunu hatırlattı.





Couture haftalarının heyecanla beklenen isimleri arasında başı çeken Elie Saab'ın yeni koleksiyonu yine izleyenleri hayran bıraktı. Sadece bir elbisenin hazırlanması için dört dikiş ustasının bir ay boyunca emek harcadığını duyduğumuz işçilik harikası ve inanılmaz emek isteyen parçaları yine bir masal kitabının sayfalarından fırlamış gibiydi. Saab bu Couture koleksiyonunda bizi Kral Edward dönemindeki, 1911'in Hindistan'ına götürdü. O dönemi yansıtan dekor bizzat Hindistan'dalarmışçasına izleyenleri alıp o zamanlara götürmeyi başardı. Hint geleneğinin dokunuşları ve kültüre özel parçaların Saab'ın Couture vizyonuyla birleşmesi sonucu transparan detaylı ve taş işlemeli elbiselerin altında çıplak ayaklarla yürüyen modellerle, klasik Saab Couture elbiselerinin üzerine atılmış işlemeli sariler podyumun dikkat çeken detayları arasındaydı. Saab elbiselerinin Hint motifleriyle bir araya geldiği ve o dönemin Hindistan'ından ilhamını alan deri sandaletler 'look'ların tamamlayıcısıydı. Zarafetin simgesi danteller ve koleksiyonun temasına uyan büyük kolyelerle saç aksesuarları da öne çıkan detaylar arasındaydı.


Unutmadan; evlilik hazırlığı içinde olanlar için koleksiyon; çokça gelinlik fikri sunuyor.





Hollandalı moda markası Ilja'nın 2016 İlkbahar/Yaz sezonu için hazırladığı Couture koleksiyonu 'Assimila' dün moda tutkunlarına sunuldu. Uçuş uçuş kumaşların kat kat detaylarla birleştiği, asimetrik etek uçlarının dikkat çektiği koleksiyonda pastel tonları ve sportif detaylar hakimdi. Couture klasikliğine spor havası katan canlı renkler, oversize kabanlar ve büyük cepler öne çıkan detaylar arasındaydı. Modellerin geriye yapıştırılarak topuz yapılan saçları ve oldukça doğal makyajları Ilja'nin minimal ve net koleksiyonuna adeta iltifat ediyordu.





Moda dünyasının asi isimlerinden Jean Paul Gaultier'nin Couture şovları aynı zamanda bir moda kutlaması gibi geçtiğinden bu koleksiyon da bizi hiç şaşırtmadı. Tasarımcının İlkbahar/Yaz'16 koleksiyonunda kendi yakın dostları, ilham kaynakları ve hayatı boyunca tanıştığı ve onda iz bırakan herkesi izleyenlerle tanıştırdı. 70'ler ve 80'lerde Paris'in bir numaralı diskosu olan Le Palace defilenin dekorunu oluşturdu ve modellerin sigara içtiği, dans ettiği ve eğlendikleri podyum adeta canlı bir film sahnesiydi. Altın detaylı Safari elbiselerinden, Bowie'yi yansıtan silüetlere, podyumdaki eğlenceli anlara kadar yaptığı Couture partisinde Gaultier 80'lerin disko dönemini yeniden canlandırarak konuklarına unutulmaz anlar yaşattı. Koleksiyondaki detaylara geldiğimizde Gaultier'nin imzası haline gelen kışkırtıcı parçalar, cilalı deriden kırmızı eldivenler, file çoraplar ve sıra dışı şapkalar yine ön plandaydı. Bunların yanı sıra koleksiyonun genelinde takım elbiselerin Couture'a kadınlar için uyarlandığı ve bir tutam Gaultier sihri eklenerek çılgın bir tarza büründüğü izlenimini veren silüetler hakimdi. Kabarık seksenler saçları, parlak çizmeler ve bayrak kırmızısı rujlar koleksiyonun tamamlayıcılarından oldu.~ 



    soldan sağa: Viktor&Rolf, Ulyana Sergeenko, Maison Valentino, Zuhair Murad, Guo Pei



 


Viktor&Rolf da 2016 İlkbahar/Yaz Couture koleksiyonlarını tanıtmak için Paris Moda Haftası'nın meşgul mekanlarından Palais de Tokyo'yu seçti. Defile başlar başlamaz izleyenler, tasarımcıların vizyonuyla hayat bulan sanat ve modanın birleşimi parçaların etkisi altında kaldılar. Öyle ki, daha önce Galliano'da da gördüğümüz gibi ilhamını
 Picasso'nun eserleri ve kübizm akımından alan koleksiyon sanat ve modanın bitmeyen flörtünün adeta bir simgesiydi. Sanatın giyilebilir de olabileceğini daha önce de bizlere kanıtlayan Viktor&Rolf'un yeni koleksiyonuna beyaz renk hakimdi. Bembeyaz, sanat eseri gibi duran 'look'lar simsiyah botlarla tamamlandı. Aynı şekilde modellerin sade toplu saçları ve yokmuşçasına doğal makyajları yaratılan silüetlerle uyum içindeydi.





Ulyana Sergeenko'nun Hotel De La Salle'de gerşekleştirilen İlkbahar/Yaz'16 koleksiyonunda Seergenko'nun favori detaylarına eklenen transparanlar ve 1860'lardaki Amerikan İç Savaşı dönemlerini hatırlatan kat kat kumaşlarla fırfır detayları eklenmişti. Klasik Seergenko anlamına gelen, kalıplı korseler ve bele oturan midi boy elbiseler bu kez transparan eklemeleri ve Couture'un doğasındaki çiçek desenleriyle karşımızdaydı. Şeker renklerindeki parçaların altına seçilen siyah deri ve lame sivri burunlu botlar koleksiyon 'look'larıyla ters köşe yaparken, podyumdaki dikkat çeken detayların başında gelen kedi formundaki zincirli çantalar izleyenlerin favorisi oldu.





Maison Valentino'nun İlkbahar/Yaz'16 koleksiyonu izleyenleri hayran bıraktı! İnanılmaz bir çalışmayla kreatif direktörler Maria Grazia Chiuri ve Pier Paolo Piccioli Bizans kültürünü Batı klasiğiyle bir araya getirdi. Batı klasiğini yansıtan çiçek desenleri ve kadifelere eklenen Bizans motifleri, Bizans döneminden çıkıp gelmiş gibi görünen romantik şifon plise elbiseler ve onların tamamlandığı altın renkli saç ve boyun aksesuarlarıyla Valentino Couture konusundaki ustalığını bir kez daha hatırlattı. İlhamını İtalyan tekstil firması Fortuny'den alan 'patchwork' elbiseler, elegan sırt detayları ve yılan şeklindeki saç aksesuarları yaratılan 'look'lara adeta iltifat ediyordu. Üstelik Bizans dönemini anımsatan altın renkli aksesuarlarla tamamlanmış silüetleriyle, beyaz elbiseleri taşıyan modellerin hepsi birer Tanrıça gibi görünüyordu. Koleksiyonun konseptiyle ilgili ayak takısından, kaftanına kadar hiçbir detayın atlanmadığı defilede yeni Couture koleksiyonlarının ortak noktası gibi görünen derin V yaka elbiseler de ön plandaydı.





Masal dünyasındanmışçasına gerçek dışı görünen elbiselerin bir diğer adresi olan Zuhair Murad'ın 2016 İlkbahar/Yaz Couture koleksiyonu 'Amour En Cage' yine çok romantikti. Hotel Potocki'de gerçekleştirilen defilede bahara yakışan pastel tonları bahar çiçeklerinin baskıları ve işlemeleriyle buluştu. Zuhair Murad'ın vizyonunda bu yaz Couture kadınları 'güneşin öptüğü kafesler' ve görkemli silüetleriyle karşımıza çıkıyor. Koleksiyonun bu sezona özel yeniliği kafesler görünür bırakılırken, romantik elbiselerin bellerindeki metal kemerlerle tamamlandı. Bunların yanı sıra modellerin taktıkları kemerlerle aynı materyalden yapılan saç aksesuarları feminen ve masalsı silüetlerin önemli detayları arasında yer aldı. El yapımı çiçeklerin eklendiği elbiselerle Murad baharı Paris'e getirdi bile.





Couture ile yakından ilgisi olmayanlar Guo Pei'yi Rihanna'nın Met Gala'ya giydiği sarı kaftanından hatırlayabilirler. O muntazam el işçiliği, Guo Pei'nin 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda da kendini gösterdi. Markanın ilk Couture koleksiyonunu Uma Thurman ön sıradan izledi. Podyumun dekoru adeta Çin kraliyet sarayının bahçesindeymişiz gibi bir hava katarken, Guo Pei'nin cesur ve emperyal tasarımlarıyla uyum içindeydi. Günlük giyime uygun parçaların pek görülemediği koleksiyonda tasarımcının kültürel mirasının izleri ceketlerde,  satenlerin yoğunluğunda, saç ve makyajlarda kendini gösterdi. Bunların dışında 50'leri anımsatan bele oturan ve dizde biten elbiseler de tasarımcının vizyonuyla kristaller, tüyler ve püsküllerle buluştu. Defilenin en ilginç anıysa bir değil, 500 karatlık Chopard kolyelerle tamamlanmış tam dört Couture gelinliğinin sergilenmesi oldu.





Yazı: Hande Öztürk

ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.