GEZEGENİN EN MUTLU KADINI

Ana Beatriz Barros'la buluşmaya hazır mısınız?

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 03 Ağustos 2016
GEZEGENİN EN MUTLU KADINI
Brezilyalı süpermodel Ana Beatriz Barros yüz yüzeyken de çok renkli bir insan. Model olarak zirvede, özel hayatında çok mutlu. Ancak yapmak İstediği çok şey var. Fransızca öğrenmek, dışarıdan yemek sipariş etmeyi kesmek ve kalabalık bir aile kurmak gibi... Intimissimi’nin yüzü Ana Beatriz Barros’la buluşmaya hazır mısınız?





Ana Beatriz Barros, Brezilya’nın dünyaya ve moda endüstrisine en büyük armağanı, buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Hikayesini bilmeyenler için hatırlatalım: Henüz 14 yaşındayken, ülkesi Brezilya’da tatilde, tabii ki plajda yürürken keşfedildi. O günden beri çok şey oldu. Şu anda en başarılı, en beğenilen, her markanın çalışmak istediği modellerin başında. Bunu sadece kusursuz yüzü, mükemmel vücut ölçüleriyle açıklamak eksik olur. Hemen o günkü çekim setimizden bir gözlemimizi paylaşalım: Ana Beatriz’in tek “boş”, yani güzel olmayan karesi yok. Her saniye farklı bir poz veriyor, hepsi dergiye kapak olabilecek kalite ve güzellikte. Hep öyle denir ama böylesi ilk defa başımıza geliyor (ki 15 yıl içerisinde pek çok dünya çapında modelle çekim yaptık), kameranın karşısında tam bir profesyonel. İşini çok ciddiye alıyor. Gülmeyi, sohbet etmeyi seviyor, bir şey söylediğinizde sizi dinliyor, bir soru sorduğunda cevabınızı gerçekten merak ediyor. Kendisini sabah 07.30’da sete çağırdık, gecikmesiz geldi ve akşam 18.30’a dek, işi bitene kadar, büyük bir istek ve heyecanla işini yaptı.





Zaten onu süper model yapan da bu özellikler. Yanında gölge gibi dolaşan, söyleşide aman ne anlatacak diye “endişelenen” birisi yok. Kendiyle barışık, kendine güvenen başarılı çok güzel bir kadın. Ayak bileğindeki ay yıldızlı dövmeyi zaten biliyorsunuz, öyle değil mi? Ailenin tüm kadınlarında bu dövmeden var. Bizim ay yıldızımız tabii, çok beğendiği için yaptırmış. Türkiye’yi, insanını çok sevdiğini çekim arasındaki yemek molasında da sık sık söylüyor. Devamını kendisinden dinleyin.





ELLE: Modelliğe çok küçük yaşta başladınız. Bu yüzden bir şeyleri kaçırdığınızı düşünüyor musunuz, pişmanlıklarınız var mı?


ANA BEATRIZ BARROS: Hiç yok. Kariyerim ve bugüne kadar başardıklarım konusunda çok mutluyum. Model olmak hayalimdi. Ancak tabii ki bunun da zorlukları var: O yaşta yapabileceğiniz pek çok güzel şeyi kaçırmış oluyorsunuz... Arkadaşlarınızla parka gitmek, sinema izlemek gibi... Yıldönümleri, annenizin doğum günü, arkadaşlarınızın düğün düğünleri gibi pek çok önemli tarihi kaçırmış oluyorsunuz. Yine de yaşadıklarım için asla, bir damla dahi pişmanlık hissetmiyorum. Geriye dönüş olsa hiçbir şeyi değiştirmez, aynısını yaşardım.





ELLE: Kaçırdıklarınızı nasıl telafi ediyorsunuz?


A.B.B.: Nasıl mı telafi ediyorum? Çalışarak. Çok ve daha fazla çalışarak. İşkolik olduğumu kabul ediyorum. İşimi seviyorum. Ve seyahat etmeyi de. Şu anda yaptıklarımı bırakmak zorunda kalsam çok zorlanırım.


~ELLE: Seyahat etmekten bıktığınız olmuyor mu?


A.B.B.: Hayır, bıkmıyorum. Seyahat etmeyi çok seviyorum. Uçaktayken uyuyorum. Hatta size bir sır vereyim: Bazen, uçakta, evimdeki yatağımda uyuduğumdan çok daha iyi uyuyuyorum. Seyahat etmek benim hayatım. Artık buna o kadar çok alışmışım ki uçak bile evim gibi gelebiliyor... Ve zaten uçakta uyumam gerekiyor, yoksa ertesi gün, gittiğim yere vardığımda çekimim varsa yorgun görünürüm, yüzüm dinlenmiş, iyi çıkmaz. Mecburen uçakta iyi bir uyku çekmeyi öğrendim.





ELLE: Modellik dünyasından çok arkadaşınız olduğunu biliyoruz. Peki ya işin rekabet kısmı?


A.B.B.: Her meslekte rekabet var. Modeller arasında rekabet yok diyemem, bu yalan olur. Ancak aralarında çok iyi arkadaşlarım da var. Biz birbirimize destek oluyoruz. Çok zor bir meslekte çok hassas bir noktada olduğumuzu biliyoruz. Birbirimize yardımcıyız. Benim için işin rekabet kısmı hiçbir zaman sorun olmadı. Hep işime, yaptıklarıma, kendime odaklandım. Kendimi diğer modellerle kıyaslamadım, o model ne yapmış, bu model ne yapmış diye üzerine kafa yormadım. Kim olduğunuzu ve tam olarak nerede durduğunuzu bildiğinizde, rekabet mesele olmuyor.





ELLE: Çok seyahat ediyorsunuz. Peki eviniz neresi?


A.B.B.: Aman Tanrı'm... Bu zor bir soru. Şu anda Sao Paulo, New York ve Londra arasında gidip geliyorum. Erkek arkadaşım Londra'da yaşıyor, o yüzden o neredeyse ben de oraya evim diyorum.





ELLE: Sizce bir erkeğin kız arkadaşı süper model, herkesin hayran olduğu bir kadın olunca ne oluyor? Erkek arkadaşınız bu konuda zorlanmıyor mu, nasıl hissediyor?


A.B.B.: Gayet güzel idare ediyor. Geçmişte erkek arkadaşlarımla bu konuda sorunlar yaşadım. İşimi kıskananlar, iç çamaşırıyla veya seksi pozlar vermemden hoşlanmayanlar oldu. Ancak şu anki erkek arkadaşım konusunda, Tanrı'ya şükürler olsun, çok şanslıyım. Çok mütevazı, işime saygı duyan, ne yaparsam yapayım beni destekleyen, başarılı olmamı isteyen bir insan.





ELLE: Yakın zamanda evlenmeyi düşünüyor musunuz? Nasıl bir aileniz olsun istiyorsunuz?


A.B.B.: Çok yakında değil ama üç çocuğum olmasını diliyorum. Kalabalık bir aileden geldiğim için ben de büyük bir aile istiyorum. Evlilik veya düğün planlayacak vaktim yok ancak şu anda birlikte olduğum adamla evlenmek istediğimi biliyorum. Aile kurmaya hazırım, çünkü iş anlamında bir doygunluk yaşıyorum. Evlenmeyi planlıyorum ancak hemen değil, işlerim hâlâ çok yoğun. Evlenip anne olunca çocuklarımla vakit geçirmeyi istiyorum. Çocuklarımı bakıcılara bırakmaya niyetim yok. Onları annemin bizi büyüttüğü gibi büyütmek istiyorum.


~ELLE: İş ve özel hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?


A.B.B.: Çok zorlanıyorum. Ancak bir şekilde başarıyoruz.





ELLE: Zamanınızı çok iyi planlıyorsunuz...


A.B.B.: Bunu deniyorum ancak ne zaman erkek arkadaşımla plan yapsak önemli bir iş çıkıyor. Tek çözüm bazı işleri kabul etmemek oluyor. Yoksa 50 yaşıma gelince geçmişime bakıp pişmanlıklar duyarım. Hep çalışmış çalışmış ve çalışmış... Peki ya ben? Özeli ve işi dengelemeyi öğrenmek çok önemli.





ELLE: Brezilyalı modeller bedenleri konusunda hiç çekingen değil, hatta kendileriyle çok barışıklar. Bunun sırrı nedir?


A.B.B.: Sanırım bu nasıl büyütüldüğümüz, çocukluktan beri yetiştiriliş tarzımızla ilgili. Bizlere kendimizi olduğumuz gibi iyi ve özgür hissetmemizi öğretiyorlar. Brezilya'da her gün plaja gidiyorsunuz, uzun boylu, kısa boylu veya çok zayıf olabilirsiniz, hiç fark etmez. Bedenimizi olduğu gibi kabul ediyoruz. Sanırım bu bizim kültürümüzde var. Futbolu, açık havada olmayı seviyoruz ve bu konuda iyi hissediyoruz. Her şubat karnaval dönemi, herkes sokakta... Kim olduğumuz ve nasıl göründüğümüz konusunda kendimizle barışığız. Sanırım Brezilyalılar ve diğer kadınlar arasındaki fark bu. Kiloluyuz diye veya selülit var diye utanmıyoruz. Bu konuda rahatız, bunlar keyfimizi bozmuyor.





ELLE: Herkes sizin kusursuz olduğunuzu düşünüyor. Sizin yorumunuz ne?


A.B.B.: Kusursuz bir vücut yok. Bence kusursuz diye bir şey de yok. Ben sadece iyi iş çıkarıyorum. Kameranın karşısına geçtiğimde, şu anda sizinle konuşan Ana Beatriz değilim, bir karakteri canlandırıyorum. Benden beklenen role bürünüyorum. Gerçek hayatta ailem ve erkek arkadaşım çekimlerime bakıp çok gülüyorlar ve “gerçekten mi; sana seksi mi diyorlar?” diye bana takılıyorlar. Çalışırken evet, seksi olabiliyorum; iş dışında ben de normal bir kızım. Kendime bakıp bakıp “inanılmaz biriyim” demiyorum veya her gün çok güzel biri olduğumu düşünmüyorum. Normal bir hayatı olan normal bir insanım. Ayaklarım yere basıyor.





ELLE: Intimissimi kızı olmanın en keyifli kısmı nedir?


A.B.B.: Aman Tanrı'm... İkinci defa markanın yüzü oluyorum. İnanılmaz bir duygu. İç çamaşırlarını seviyorum. Tüm modelleri inanılmaz şık ve rahat. Bu kadar büyük bir markayı temsil ediyor olmak benim için gurur verici. Daha iyisini düşünemiyorum.


~ELLE: Seksi olmak istediğinizde ne giyiyorsunuz?


A.B.B.: Dantel çok seviyorum! Hem de çok, çok!.. Dantel iç çamaşırları tercihim. Erkek arkadaşıma çekici görünmek istediğimde baştan aşağı özeniyorum, dantelli iç çamaşırı, çoraplar giyiyorum... Bir kadın için kendine güvenmesi çok önemli ve bunun yolu iç çamaşırından geçiyor. Kıyafetlerinizin altına giydikleriniz kıyafetin kendisinden bile önemli. Herkes bunu anlamalı: Güzel iç çamaşırı önemli. İnsanlar buna özen göstermeli. Bazen kadınlar eskimiş iç çamaşırları giyiyorlar, bu hiç çekici değil. İyi hissetmek istiyorsanız bunu yapmayın. Güzel iç çamaşırı sizi daha güçlü, daha güvenli hissettirir.





ELLE: Bugünlerde yapmak istedikleriniz listesinde neler var?


A.B.B.: Fransızca öğrenmek istiyorum! Ders alıp Fransızca konuşmak istiyorum.





ELLE: Yemek yapıyor musunuz?


A.B.B.: Unuttum, yapmak istediklerimin listesinde bu da var: Yemek pişirmeyi öğrenmek! Bir an önce öğrensem iyi olur, dışarıdan yemek sipariş etmekten bıktım. Yemek kurslarına gitmeyi planlıyorum. Annem de, büyükannem de inanılmaz aşçılar ama ne bana ne de kız kardeşlerime yemek pişirmeyi öğrettiler.





ELLE: ELLE Türkiye okurlarına bir mesajınız, söylemek istediğiniz bir şey var mı?


A.B.B.: Bu röportajı okuyan herkesin, Türkiye'yi çok sevdiğimi bilmesini istiyorum. Benim için bu çalışmanın, çekimin parçası olmak, bugün burada olmak büyük onur. Umarım gördükleri ELLE okurlarının da hoşuna gider. Hepinizi, hepsini öpüyorum.





Yazı: SUZAN YURDACAN



ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.