Gabriela Hearst, İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonunu “yeniden kalibrasyon” olarak tanımlıyor. Bu yalnızca estetik bir yaklaşım değil, aynı zamanda üretim biçimlerine dair bir duruş. Koleksiyonun neredeyse tamamı, özellikle dokuma kumaşların yüzde 97’si elde kalan, yani üretim fazlası malzemelerden hazırlanmış.
Fakat bu kumaşlar sıradan değil. Barbados’taki küçük ölçekli sürdürülebilir üreticilerden gelen ipeksi Sea Island pamukları, dokulu kaşmir–ipek karışımları ve yer yer altınla kaplanmış güçlü ketenler... Her biri sessiz ama etkili bir lüksün tanımı gibi.
Defile, oyuncu Laura Dern’ün açılışıyla başladı. Üzerindeki tamamı elle yerleştirilen 2400 deri çiçekle süslenmiş, hacimli etekli elbise koleksiyonun el işçiliğine ve detaylara verdiği önemin güçlü bir sembolüydü.
Hearst’in Resort koleksiyonuyla başlattığı tarot teması bu sezon da devam ediyor. Bu kez büyük kartlar üzerinden ilerleyen anlatı, büyücü, başrahibe ve asılan adam gibi semboller aracılığıyla koleksiyona derinlik katıyor. Bu temayı doğrudan yansıtan parçalar az olsa da detaya yakından bakanlar, süet ceket ve eteklerin püsküllerine iliştirilmiş küçük altın tılsımlarda bu sembolizmi fark edebiliyor.
Koleksiyonun genel havası ise sessiz bir zarafetten ibaret. Kimi zaman vücuda oturan örgü elbiselerde, kimi zaman basit kesimli pamuklu elbiselerin püskül benzeri işlemelerinde karşımıza çıkan bu şıklık, gösterişli olmadan da etkileyici olunabileceğini hatırlatıyor. Pamuk, keten ve deri gibi “sade” malzemeler, kabarık kollar ve hacimli siluetlerle beklenmedik bir görkeme ulaşmış.
Sezonun öne çıkan sürdürülebilirlik odaklı anlatılarından biri olan bu defile, modanın artık sadece nasıl göründüğüne değil, nasıl üretildiğine de bakmamız gerektiğini nazikçe hatırlatıyor.