TAM 25 YIL!

Ela Cindoruk ve Nazan Pak Türkiye’nin ilk kadın çağdaş mücevher tasarımcıları.İkili mesleklerindeki 25. yılı kutluyorlar. Bu birlikteliği konuşmak için kendileriyle bir araya geldik.
ELLE ONLINE 07 Ocak 2019

2014 yılında ELLE Style Awards Tasarım ödülünü kazanan Ela Cindoruk ve Nazan Pak’la Teşvikiye’de, ECNP Galeri adını verdikleri (mağaza, atölye ve galeri bölümlerinden oluşan) mekanlarında buluşup birlikte yazdıkları 25 yıllık hikayenin temel taşlarının nasıl atıldığını dinledik. Ela Cindoruk ve Nazan Pak farklı malzemelerden mücevher ve obje tasarlıyorlar. Uluslararası pek çok sergiye de katılan ikili mücevhere bakış açıları ve tercih ettikleri malzemelerle çağdaş tasarımın Türkiye’deki öncüleri olarak kabul ediliyorlar. Buluştuğumuzda Ela Cindoruk’un kulaklarında son dönemde takıntısı olan boyama orkide küpeleri vardı. (Konuşma devam ederken gözlerim ister istemez küpelerine kaydı). Nazan Pak ise son dönem mine tasarımlara odaklandığını anlattı. Cindoruk ve Pak’ı sektördeki diğer isimlerden ayıran en önemli özellik, geleneksel malzemeleri mutlak değer kabul etmeleri. Aynı okul / arkadaş çevrelerinde bulunup beraber iş yapmaya başladıkları 90 yılından beri farklı malzemelerle geleneksel ve yeni teknikleri deneyerek, karıştırarak tasarımlara imza atıyorlar. Sohbetimiz sırasında böyle çalışmaya devam ettiklerini söylerken bundan büyük gurur duyduklarını bakışlarıyla da doğruluyorlardı. Yaptıkları işe aşkla bağlı olan bu ikili yan yana geçirilen 25 yılın sayesinde artık bakışlarla bile anlaşıyorlar.

TASARIMDA FİKİR ÖNEMLİ

Ürettikçe geliştiklerini, zamanla tekniklerinin ve tasarımla­rının daha rafine hale geldiğini, duygu ve düşüncelerini daha iyi ifade edebildiklerini anlatan Ela Cindoruk ve Nazan Pak böylece bunca yıllık geçmişlerinin geçirdiği evrimi de özet­lemiş oluyorlar. Nazan Pak’a göre çağ­daş mücevher söz konusu olduğunda sanat ve zanaat iç içe olmalı. Ona göre sanat olmadan zanaat tekrardan öteye gidemiyor. Fikirlerin, yeni bir teknikle veya eski tekniklerin yeni bir fikirle, yeni bir malzemeyle harmanlanması şart. Ela Cindoruk ise çağdaş mücev­heri fikirlerin özgürleşmesi, bir fikri ifade edecek en doğru malzemeyi ve tekniği en iyi şekilde bir araya getir­mek olarak tanımlıyor. Ve ekliyor: “Fi­kir yoksa sadece zanaat kalır.”

SANATLA ZANAAT BİR ARADA

Ela Cindoruk ve Nazan Pak deneysel ve yenilikçi tavırla­rını ikisinin de ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı eğitimi almalarına bağlıyor. Aldıkları eğitim tasarıma, dolayısıyla da mücevher tasarımına farklı bakmalarını sağlamış. Özgün tasarımın katma değerinin yeni yeni anlaşıldığı, günümüzde farklı ve cesur yaklaşımlara inandıkları için de kopyalama kültürünün yok edilmesi gerektiğini düşünüyorlar. İşe ilk başladıklarında kendilerine destek veren Ayşe Takı’ya (Ayşe Ünaydın’a) minnet duyduklarını dile getiriyorlar. “Onun sa­yesinde ilk sergimizi yapma olanağı bulduk. Sadece Ayşe işlerimizi sergileme cesaretini göstermişti. Kapalıçarşı ağır­lıklı erkeklerden oluşurken, Ayşe’nin galerisinde sergilenen işler, buna Ayşe de dahil, ağırlıklı kadın sanatçıların/tasa­rımcılarındı. Bu, sektör ve bizim için gerçekten önemliydi” diyorlar. ECNP Galeri’de sanatla zanaatı birleştiren, yeni fikirlerin, farklı bakış açılarının, sanatçı ve tasarımcıların kendi geliştirdikleri teknik veya ifade biçiminin olduğu iş­leri sergilemeleri de, gençleri ve bu işi layığıyla yapanları her daim desteklediklerinin bir kanıtı. İlerisi için hayallerini sorduğumuzda; çağdaş mücevherin, ülkemizde anlaşılması ve hak ettiği değere kavuşması, çağdaş sanatseverlerin de bu çalışmaları anlaması olarak özetliyorlar.



Yazı: Esra Özübek

ELLE 2018, Aralık sayısından alınmıştır.

SON HABERLER