Audrey Hepburn, Oscar ödüllü bir oyuncu olmasının yanı sıra gelecek nesilleri stili ve hayata bakış açısı ile etkileyen bir sanatçıydı.

Hepburn, ince silüeti ile ünlenirken hakkında birçok yanlış haber çıkıyordu. Ünlü oyuncu zayıf figürünü diyetlere borçlu değildi çünkü oğlu Luca Dotti’nin anlattığına göre İtalyan yemeklerine bayılıyordu ve hep tahıllı ürünler tüketiyordu.

Zarif stil ikonunun beslenme tarzı basit ve sağlıklıydı. Uzun süre birlikte olduğu eşi Robert Wolders ile kahvaltıda reçelli ekmek yiyen Hepburn, öğlen yemeğinde bahçelerinde yetiştirdikleri sebzeler ile hazırladığı makarna veya et yemeyi tercih ediyordu. Akşam yemeğinde tavuk çorbası ve sebze yiyen Hepburn büyük porsiyonlar yemese de boğazına düşkündü. Wolders’ın anlattıklarına göre yemekten sonra çikolata veya tatlı yiyen Hepburn hızlı metabolizmasını beslenme şekline borçluydu.

Audrey Hepburn Estoril, Portekiz'de Oscar De La Renta ile birlikte yemekte (1968). 

Karbonhidrat hayranı olan Hepburn’ün oğlu Dotti ‘Evdeki Audrey’ kitabında annesinin makarna bağımlısı olduğunu ve makarnasız yaşamadığını anlatıyor. Dotti, annesinin hiç şaşmadan her hafta ‘spaghetti al pomodoro’ pişirdiğini ve sadece domates soslu makarnayla yaşayabileceğini de ekliyor. 

Görünen o ki Audrey Hepburn de Sophia Loren’in ‘Gördüğünüz her şeyi makarnaya borçluyum’ felsefesinin takipçilerinden biriydi.