Düğün fotoğraflarına bakıp “şimdi olsa yine aynı gelinliği giyerdim” mi ya da “bambaşka bir model tercih ederdim” mi diyenlerdensiniz? Gelinlik seçimi, evlilik hazırlıkları aşamasında kadınların üzerinde en çok titizlendiği konu. Yıllar sonra düğün albümünü karıştırınca “iyi ki bu gelinliği giymişim” diyenler olduğu kadar; “şimdi olsa elbisem çok farklı olurdu” diyenler de var.


TEK PROVADA GELİNLİK


Gül Gölge Saygı/Televizyon Sunucusu


Düğün tarihi: 31 mayıs 2007, Monako


Cengiz Abazoğlu'nun tasarladığı gelinliği için “Şimdi olsa yine aynı veya buna çok yakın bir model giyerdim” diyen Gül Gölge; “onlarca provaya gitmeden, tek seferde elbisemi almıştım” diye ekliyor. Yurt dışında, Monako'da evlendiği için sade bir model olmasını özellikle istemiş: “O gün kendimi çok rahat hissetmiştim. Şimdi olsa bir detayı gözden geçirir; bembeyaz yerine, kırık beyaz veya krem rengi bir gelinlik tercih ederdim.” Gelin adaylarına önerisi: “Gelinlik giymek gerçekten çok güzel ve özel bir duygu. Karar vermeden önce olabildiğince alternatif görmek ve bolca dergi karıştırmak çok faydalı, gördükleriniz size ilham verir. Ancak eninde sonunda her gelin güzeldir.”~ KENDİ TASARLADI


Gamze Saraçoğlu/Moda Tasarımcısı


Düğün tarihi: 14 Nisan 2007, İstanbul


“Gelinliğimi çok sevmiştim; zaten kendim tasarladım” diyen tasarımcı Gamze Saraçoğlu, “ancak şimdi olsa, ince askılı, içinde tarlatanı yani etekleri kabarık olmayan, sırtı bele kadar açık, düz


inen bir model tercih ederdim” diye itiraf ediyor. İçinde çok daha rahat edebileceği, vücuda çok oturmayan bir elbise giymek isteyeceğini anlatıyor. Şimdi olsa duvak da takmazmış, “o gün eşim çok istedi diye duvak takmıştım” diyor gülerek. Zaten düğün mekanına girerken duvağı düşmüş! Gamze Saraçoğlu bunun bir işaret olduğu düşünmüş ancak eşinin hatırı için tekrar takmış. “Şimdi olsa, saç ve makyajımı da kendim yapardım. Evde hazırlanıp düğün mekanına öyle giderdim. Günlük halimin beyaz elbise giymiş versiyonu olmasını isterdim” diye ekleyen tasarımcı; düğüne Manolo Blahnik'in bir ayakkabısıyla başlayıp ilerleyen saatlerde Martin Margiela'nın bir spor ayakkabısıyla değiştirmek isteyeceğini vurguluyor. Gamze Saraçoğlu, “o gün tek umursadığım, beni mutlu eden sevdiğim adamla evlenmekti; ne küçükken, ne de evlenmeden önce yani hiçbir zaman ‘gelinliğim şöyle olsun, böyle olsun' diye hayaller kurdum” diyor. Başkaları için gelinlik tasarlamayı daha heyecanlı buluyor.~

ZAMANDA YOLCULUK
Melis Ağazat/ELLE Türkiye Moda Direktörü
Düğün tarihi: 6 Haziran 2008, Büyükada
Gelinliğini Londra'dan alan Melis Ağazat, “antika, 1900'lere ait, çok sevdiğim Virginia Woolf'un da yaşadığı Victoria dönemine ait, dantel bir elbiseydi” diyor. O yüzden de kendine çok yakın hissetmiş. İstanbul'da gelinliğin üzerinde bir iki ufak rötuş yapmış tabii. Rojin Aslı Polat, beline korsaj kemer dikmiş. “Saçıma taze manolyalar takmıştım; arkadaşım Defne Koryürek, İstanbul'dan getirmişti” diye ekliyor. Melis ve Alper, 12 Haziran'da iş arkadaşları için İstanbul'da da bir parti vermiş. Melis Ağazat orada mini bir elbise giymiş. Her iki elbisesini çok sevdiğini vurgulayan Melis Ağazat, “ancak şimdi olsa bir tık daha modern bir gelinlik giyerdim” diye ekliyor.

~ KİŞİLİĞİNİ YANSITIYOR


Ayça Sytmen/Mücevher Tasarımcısı
Düğün tarihi: 24 Temmuz 1998, İstanbul


“Bugün evleniyor olsaydım, tekrar aynı gelinliği tercih ederdim, beni çok iyi yansıtıyor” diyen Ayça Sytmen, yalın ve duru bir model tercih ettiğini anlatıyor. Kumaşı Hindistan'dan alınan elbisede el işçiliği ve altın rengi çiçekler dikkat çekiyor. Tasarımcı, “modeli, vücut hatlarıma ve uzun saatler sürecek davetin telaşına uygun şekilde tasarlanmıştı” diye altını çiziyor. Ancak şimdi olsa farklı bir ayakkabı; ya düz bir model ya da dolgu topuk tercih edermiş. “Düğün açık havada olduğu için ayakkabılarım rahat olmasına rağmen topukları sürekli çimlere battı. Bunun olacağını düşünememişim” diyor. Gelin adaylarına önerisi: “Rahat edeceğiniz bir gelinlik seçin. Ve ayakkabı seçimi, bu özel günün tadını çıkarabilmek açısından çok önemli.”





SUZAN YARDACAN