Ben Hep Senin Yanındayım
Gözlerimi kapadım, seni düşledim. Yan koltuğumda oturuyordun. Elinde bir kitap vardı. Göz göze geldik, “masal okuyorum, iyi geliyor,” dedin. Yanıma kitap almayı unutmuşum. Sıkıntımı anladın, kitabı bana uzattın. “Al, okumaya başla, iyi gelecek.” Teşekkür edip aldım kitabı elime. Tam ilk sayfayı çevirecekken uçağın güvenlik anonsu düşlerimden uyandırdı beni. Gözümü açtığımda, hostes kılığına bürünmüş dünyanın en güzel kadını, portakal suyu uzattı, çapkın bir göz kırpış eşliğinde. Bardaktan bir yudum aldım. Havai fişekler patladı içimde. Votka portakal! Tekrar kapattım gözümü, düşümde seni görmek için. Kitabı geri verecektim, yoktun. Kitabın kapağına baktım: Ben Hep Senin Yanındaydım. Masallara daldım...
Bir Ömürlük Gün
Kafamı kaldırıp etrafıma bakındığımda odanın bir köşesinde Kafka oturmuş Milena’ya mektuplar yazıyordu. Diğer köşede Anna Karenina intihar etmekten vazgeçiyordu. Maria Puder camın öte yakasından gülümseyerek, “Raif’e söyle, ölmedim hayattayım!” diyordu. Raskolnikov, hemen karşımdaki komodinin üzerinde elinde baltası olmasına karşın hiç kimseyi öldürmemişçesine ölesiye naif bir ifadeyle gözlerimin içine bakıyordu. Nâzım ise karşımızdaki gardırobun üstüne ceviz ağacına tünediği misali oturmuş Vera’ya bakarcasına bizi seyrediyordu. En sonunda ise hepsi toplanıp ruhuma doluyordu.
Aynı Sahnenin Başka İnsanları
Bir tiyatro sahnesi… Aynı sahne üzerine kurulmuş iki farklı oyun dekoru… Seyirciler arasına konuşlanmış Hollywood prodüktörleri… Polisler… Birbirinden habersiz oyuncular, yapımcı, yönetmen… Volkan Şipka bu eserinde okurlara tiyatro kulislerinin bilinmeyen yönlerini mizahi bir dille okurlara aktarıyor. “Aynı Sahnenin Başka İnsanları” eğlenceli bir okuma vadeden bir ilk roman.
Hisli Şeyler
Kapı önüne bırakılmış bir sandalyenin hüznünü hissettiğiniz oldu mu? Veya bir masa lambasının derdine ortak oldunuz mu hiç? Gökyüzünde süzülen bir uçurtmanın ya da su birikintisinde yüzen bir kağıt geminin heyecanıyla gülümsediniz mi? Eğer şeylerin de hisleri olabileceğini bir kez olsun düşünmediyseniz, bu kitap size hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
Y'leri Anla, Değiştirme-Kurumsal Hayata Milenyum Kuşağı ve İletişim
Dr. Elif Başak Sarıoğlu Y’leri Anla, Değiştirme kitabında, Türkiye’de Y kuşağının işe alım süreçlerinde karşılaştıkları zorluklara değiniyor ve iletişim engellerini ortaya koymaya ve bu engelleri giderecek yöntemleri sunmaya çalışıyor. Y kuşağının işe alımdaki iletişimsel yaklaşımının daha net anlaşılması ve mülakatlarda kuşak çatışmalarını önlemek adına, işe alım sürecinde kuşak farklılıklarını anlayabilen bir yöneticinin ve/veya işe alım uzmanının bu süreci daha etkili yürütmesinin hem şirket hem de aday açısından kazan-kazan sonucuna zemin hazırladığının altını çiziyor.
O Kadar Da Değil
Yer yer kızdıracak... Tatlı rüyalar gördürecek bazen de uykularını kaçıracak. Kahramanımız Zehra’yı tanıdıkça, “ben bu kızı bir yerden tanıyorum” dedirtecek. Onun gibi sen de izbandut abilerinden tırsacak, annesine inanmayacak, babasını anlamakta zorlanacaksın. Ve hikâyeye “Zorro” çıkıp gelecek. Bu adam “ne ayak” diye merak edeceksin.
Adams Family’nin Suadiye Şubesi ile tanışacak, “kaç kız kurtul” diye bağırıp kitap okuduğunu unutacaksın. Hani bir Yeşilçam filmi izlerken sürekli dersin ya, “O kadar da değil” diye, Zehra’nın hayatı işte tam da “o kadar.”