Bebek’te güzel bir ev, sarı ve toprak tonlarının ağırlıkta olduğu sıcak bir dekorasyon, porselen fincanlarda çay, müthiş leziz armutlu kek ve Edwina Sponza. Hayatının tüm anlarından ilham alan stili, zarafeti ve özgürlüğüyle karşınızda.
Yazı: Selin Miloşyan Fotoğraflar: Erbil Balta
Edwina Sponza ile ilk karşılaşmam... Ona dair hafızamda en çok yer edecek şeyler; yalınlığı içinde barındırdığı zarif şıklık, seksi takımlarının altını çizdiği maskülen tarzı kadar uzun elbiseleriyle vurguladığı romantik duruşu, içinden taşan sonsuz enerjisi ve sempatik bir çabukluk içinde modanın farklı parçalarıyla kurguladığı oyun.
İstanbul’u en güzel açılarıyla kucaklayan Bebek’teki evinde fotoğrafçının herhangi bir poz yakalayıp deklanşöre basmasına bile fırsat vermeden ikinci kare ve farklı bir kıyafet giymek için yatak odasına doğru çoktan gözden kayboluyor. Ama zaten iş, Edwina’yı hızlıca yakalayabilmek, kaldı ki bir yandan bizlerle sohbet eden, bir yandan ev yapımı leziz mi leziz armutlu kekinden atıştıran, bir yandan da tek eliyle kıvrakça Celine ayakkabılarını giymeye çalışan Edwina Sponza’nın poz vermeye ihtiyacı yok; o en sıradan ve doğal hallerinde bile barındırdığı estetikle fotoğraf makinesiyle sürekli flört halinde olabilen bir kadın. Ve sadece Edwina gibi... ELLE için farklı bir kimliğe bürünmüyor, tam tersine bizi özel dünyasının içine çekiyor: “Kendin olmak sanırım en büyük özgürlük. Kendi gibi davranabildiği ve giyinebildiği sürece bir kadın rahat, güzel ve özgürdür.”
STİLE DAİR
Onu izlerken stilin sadece giyimle özdeşleşemeyeceğini, kesinlikle bir duruş, bir aile mirası ve kültürel değerler bütünü olduğunu bir kere daha anlıyorum. Modaya dair eski anılarını düşünürken aklına, İzmir ve İzmirli kadınların şıklığı, ailesinin ve dostlarının en güzel ve en bakımlı kıyafetleri içinde kiliseyi ziyaretleri geliyor. Bu hatıralar ve imgeler doğrultusunda oluşturuyor moda ve hayata olan bakış açısını. Stilin kişiye özel duygular çağrıştırdığını, modanın ise genel geçer trendlerle ilgili olduğunu dile getiriyor.
“Bence kimse bir şeyi sadece moda veya marka diye giymemeli. Renk uyumu da çok önemli. Bazen bir rengi taşımayı çok istesek de tenimize hiç uymayabiliyor; zorlamalardan kaçınmalıyız. Vücut tipini ve gidilecek yeri göz önünde bulundurarak, yakışanı giyinmeyi öneririm. Ben zamansız parçaları çok seviyorum. Vintage’la yeniyi karıştırmak da hoşuma gidiyor. Zamansız moda ikonum Kate Moss.”
EN SEVDİĞİ PARÇALAR
“Annemden bana maskülen bir tarzın miras kaldığını söyleyebilirim. Yazın renkli giyiniyor, kışınsa daha erkeksi kodları tercih ediyorum. Dolabımda mutlaka siyah bir blazer ve takım elbise bulunur. Stan Smith’lerim, benzer spor ayakkabılarım, atkı ve şallarım, küpelerim gardırobumun demirbaş parçalarından. Asla neon giymem, dar kesimleri, mini elbise ve etekleri de kendime çok yakıştırmıyorum.
2020 ilkbahar-yaz sezonundan en beğendiğim parçaların başında Celine sandaletler, Jacquemus elbiseler, Oscar de la Renta’nın Meksika esintili uzun elbiseleri ve Fendi hasır baget çanta geliyor.
Bu arada gardırop detoksu hayatta en sevdiğim şeylerden biri. Hata yapıp da aldığım, hiç kullanmadığım kıyafetleri mutlaka ihtiyaç sahiplerine gönderirim.”
Fotoğrafların da doğrulayacağı üzere zarif ve ince vücudundan adeta narince akıp giden uzun elbiselerin Edwina Sponza’ya çok yakıştığını söylemeden geçmek olmaz. Çekimde giydiği desenli Alessandra Rich elbise de bunu çok iyi doğruluyor.
JAUNE İSTANBUL
Bir buçuk yıl kadar önce Aslı Bayraktaroğlu ile Bebek’te hayata geçirdiği konsept mağaza Jaune İstanbul, Edwina’nın modaya ve stile bakış açısının, ince gustosunun bir meyvesi. Fransızca’da sarı anlamına gelen ve mağazaya da ismini veren Jaune, Edwina’nın en sevdiği renklerden. Yaz mevsimi ni, neşeyi, coşkuyu ve canlılığı çağrıştırdığını anlatıyor. “Jaune Istanbul’da bohem ve parizyen bir tarz biriktiriyoruz. Mağazanın Hint etkilere de sahip olduğunu söyleyebilirim. Yurtdışından getirdiğimiz Grainne Morton, Dezso ve Alice Ciccolini marka takılar, favorilerim arasında. Bu arada aksesuar kullanmaya bayılırım. Her daim bir şey takarım. Ailemden miras kalan mücevherler, zincirler ve küpeler, sevdiğim yerlerden aldığım charm’lar benim için çok değerli. Mağazadan en son V de Vinster ve Injiri markalı yazlık elbiseler satın aldım.”
SANAT
Evinin farklı köşelerine dengeli bir biçimde serpiştirilmiş Canan Tolon, İnci Eviner, Leyla Gediz, Tracey Emin, Sugimoto, Doho Su gibi sanatçıların eserleri, göz yormadan konforlu ve ferah atmosferi çok iyi tamamlıyor: “Sanat hayatımın önemli bir parçası. Koleksiyoner olduğumu söyleyebilirim. Galeri Nev Ankara ile ortak çalışmalar yürütüyor ve sevdiğimiz işleri sergiliyoruz. En son Galeri Nev İstanbul’dan Ahmet Doğu İpek’in bir işini aldım.”
GÜZELLİK
Onunkisi doğal ve üzerine çalışılmamış cinsten. Dolayısıyla daha çarpıcı. Duruşundan, hal ve tavırlarından, bir bakışından, yürüyüşünden ya da konuşmasından çıkıp gelen ve size değen bir duygu gibi... “Bence çok göreceli ve geniş bir kavram güzellik. Anlamı olan her şeyi, zorlama değil de doğalı güzel sıfatıyla adlandırabilirim. Dış güzellik kadar kalp güzelliği de önemli elbette. Bakım konusuna gelince, vücudum için her ay kese, yüzüm için de ayda bir cilt bakımı yaptırıyorum. Doğal yağların vücut için çok faydalı olduğuna inanıyorum. La Mer ürünleri favorilerimden.
Yoga, 2009’dan beri hayatımın bir parçası. 2015’ten beri de Yogaşala’da eğitmenim. Yoga benim için bir kaçış alanı, kendimi dinlediğim, hem zihinsel hem de bedensel olarak pratik yapabildiğim bir alan.”
MUTLULUK, ÇİKOLATA VE ÇOCUKLAR
“Özel bir beslenme programım yok. Ama asla vazgeçemeyeceğim tek besin çikolata; onsuz yaşayamam. Yoga pratikleri sabah saatlerinde gerçekleştiği için genellikle kahvaltı etmiyorum. Akşam da en geç saat 18.00’de yemeğimi bitirmiş oluyorum. Kaçındığım bir besin türü yok.
En son Gülseren Budayıcıoğlu’nun Camdaki Kız kitabını okudum ve çok etkilendim. Hermann Hesse’nin Budizm felsefesini içeren Siddhartha, başucu kitabım. İlk fırsatta Bali’ye yoga yapmaya gitmeyi planlıyorum.
Mutluluk benim için eve aldığım haftalık çiçekler, annelik ve çocuklarım.
Üç çocuğum var, hayatta daha güzel bir şey olabilir mi?”
RAHAT VE İÇTEN
Edwina Sponza doğal gülüşü, candan hal ve tavırlarıyla fotoğraf çekimine damga vuruyor. Aslı Bayraktaroğlu ile birlikte açtığı konsept butik Jaune İstanbul’dan aldığı siyah dökümlü Matteau elbise ve sallantılı Grainne Morton küpeleri içinde kendini çok rahat hissettiğini anlatıyor.
Celine ayakkabılarının kısa topuklarından dolayı çok pratik olduğunu da ekliyor.