SİZİ YAŞLANDIRAN ÖĞLE YEMEĞİ Mİ?
Çok basit önlemlerle gençliğinizi koruyabilirsiniz. İşte birkaç ipucu!
ELLE ONLINE
29 Ocak 2014
Yaşlanma etkisi yüksek öyle bir faktör var ki, hiçbiriniz fark etmediniz: “Öğle yemeği molanız veya bunun eksikliği”. Öğle yemeği arası vermek, önceliğiniz olmayabilir; fakat bunu sürekli atlamak, yüzünüze koruma faktörlü kremi sürmeyi ihmal ederek güneşe çıkmak kadar zarar vericidir. Anlaşıldığı üzere, öğle yemek aralarınızı düzenlemenizin vakti geldi. Yanı sıra 40 sene boyunca haftada minimum 40 saat çalışıldığını göz önüne alırsak; öğle aralarında yapacağınız kısa gezintilerin yüzünüzdeki yansımasının da hatırı sayılır biçimde faydalı olacaktır!~ NE YERSENİZ OSUNUZ!
Şimdi öğle yemeğinizi mercek altına alalım. Kolay öğle yemeklerinin fazla buğdaylı ve süt ürünlü olma eğilimleri vardır: Sandviçler, makarna ve hazır salatalar. Bunlar çoğunlukla besin değeri düşük ölü yiyeceklerdir. Halbuki yüzünüzün karbonhidrat ve şeker ağırlıklı seçimler yerine; vitaminden zengin, protein ve yağ asitleri yüklü besinlere ihtiyacı var. İdeal olanı, tam buğday unundan yapılmış ekmek ve antioksidan zengini canlı renkli sebzelerden oluşmuş sandviçi evde bizzat hazırlamanız. “En iyi salata”, koyu yeşil renkli sebzelerin yanında hindi veya tavuktan oluşan proteini yüksek salatadır. Bu, insülin değerlerini dengede tutar ve şeker dalgalanmalarının önüne geçer. Havuç veya kuruyemişlerle yapacağınız ara öğünle E vitaminini de ekleyince antioksidan ve iyi yağlar, cildinizin yeniden yapılanmasına yardımcı olur.~ Şişelenmiş/paketlenmiş en iyi yaşlanma karşıtı seçenekler:
Türkiye'de rahatça bulabilecekleriniz
Ginseng çayı: Ginseng, keyif veren ve sabah yorgunluğunu alan doğal enerji kaynağıdır.
Havuç suyu: Bir paket C vitamini. Aynı zamanda vücudun yeni hücreler üretmesine destek verir.
Yurtdışında rahatça bulabilecekleriniz
Klorofil: Mix Nature's Sunshine Liquid Chlorophyll. İçindekilerle alyuvarlarda artış sağlar, oksijeni absorbe eder ve enerji seviyesini yükseltir.
Hindistan cevizi suyu: Jax Coco yüzde 100 Hindistan cevizi suyu. Kutusu sadece 70 kalori ve hiç şeker içermez. Potasyum kaynağıdır ve konsantrasyonu yükseltir.~ HAYAT KURTARAN VİTAMİNLER
Beslenmemize dikkat ettiğimiz kadar vitamin takviyesinde de bulunabiliriz. D vitaminini dışarıdan almak, gereklilik. “Vücudun en büyük organı” cildin, sağlıklı fonksiyon gösterebilmesi için alınacak D vitamini, özellikle kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur. Kolajen ve elastin, cildin doğal doldurucularıdır. Fakat yaşlandıkça bu depolar boşalır. Genel eğilim, iğne enjekte ettirme yöntemine doğru. Çok şükür ki D vitamini, ikisinin de üretimini harekete geçiriyor ve buna ek olarak ruh durumunu iyileştiriyor. Sadece yüz ve kollarınız açık olarak dışarıda güneş ışığında geçireceğiniz 30 dakikayla cildinizin kalitesini bir derece üste taşırsınız. Dışarı çıkmanızı engelleyen toplantınız varsa sütle birlikte D3 vitamini almak, en iyi sonucu verir.~ GENÇLİĞİ DESTEKLEN VİTAMİN VE MİNERALLER
A Vitamini: Cilt hücrelerini dengeler ve yeniden yapılanmalarını sağlar. Kaynakları: Ciğer, peynir ve yağlı balıklar
B Vitamini: Dolaşıma yardım eder ve oksijeni absorbe eder. Kaynakları: Yumurta, kuruyemişler, pirinç, domates, brokoli, havuç
C vitamini: Kolajen üretimini teşvik eder. Kaynakları: Brokoli, karnabahar, çilek ve patates
E vitamini: Serbest radikallerle savaşır. Kaynakları: Zeytin, ay çekirdeği, badem ve yerfıstığı
Antioksidanlar: Serbest radikallerin verdiği zararı en aza indirir. Kaynakları: Yaban mersini, akai ve goji meyveleri, soğan
Çinko: Hücre tamirine ve protein üretimine yardım eder. Kaynakları: Kırmızı ve beyaz et, tahıllar, süt, kabuklu deniz ürünleri Protein: Elastin ve kolajen yapımının yanı sıra; cilt ve saç sağlığını destekler. Kaynakları: Tavuk veya hindi göğsü, çiftlik peyniri ve tofu~ DOĞRU OTURMAYI ÖĞRENİN
Aldığımız gıda ve vitaminler dışında dikkat etmemiz gereken bir diğer konu da bilgisayar başında nasıl oturduğumuz. Şimdi dikkat edin. Çünkü muhtemelen dikkatsiz ve gevşekçe, başınızı sarkıtarak oturuyorsunuz. Rahat olabilir; fakat bu duruş, yüzünüzü çekip cildinizi gevşeterek gıdı oluşmasına yol açacak şekilde çenedeki çizgilerin artmasına, gerdan etrafında sarkmasına katkıda bulunur. Laptopla veya ekrana bakarak çalıştığınızdan ense kaslarınız sürekli başınızı eğik tuttuğunuz için kısalır, bu da gıdının katlanmasına sebep olur. Bu yüzden iskemlenizi alçaltın, böylece kollarınız dinlenir. Siz de ekrana daha düz bakar konumda olur ve yaşlanma eğilimini azaltırsınız. Diğer adım, masanız. Yaprakları toksinleri absorbe ederek bu etkiyi azaltan yeşil bitkileri çoktan masanıza yerleştirmiştiniz. Daha sonra klavyenize ilgi göstermeniz gerek. Ona her değdiğinizde parmaklarınıza aldığınız bakterileri düşünün; daha sonra o parmaklarla yüzünüze dokunuyorsunuz. Yeni yapılan bir araştırma sonucuna göre saatte 3.6 kere yüzümüze dokunuyoruz. Bu ekstra kir, ciltte iltihaplı sivilcelerin öncüsü. Bu yüzden her hafta telefon ahizesi ve bilgisayar klavyenizi anti bakteriyelle güzelce temizleyin.~ TEMİZ HAVA ALMAYI UNUTMAYIN
Gün içinde dışarı çıkmıyor musunuz? Bu demek oluyor ki, ofis klimalarının yarattığı kuru havanın cilt üzerinde yarattığı etki yüzünden; haftada beş defa okyanus aşırı uçmuş gibi oluyorsunuz. Bu etkiyi hafiletmek için, klavyenizin yanında üç çeşit su bulundurun. Bir tanesi makyajınızı bozmadan kullanabileceğiniz Avene Eau Thermale Water Spray (a33), ikincisi içilmek üzere iki litre su ve sonuncusu bir kase su. Evet, gerçekten size şaşırtıcı gelse de, bir kase su havayı nemlendirir ve pahalı nemlendirme makinesiyle aynı işlevi görür; hem de sessiz biçimde.~ KASLARINIZI ÇALIŞTIRIN
Son olarak dinlenmenin üzerinde duralım. Ekrana gözlerinizi kısarak mı bakıyorsunuz? Bu sizi rahatsız eden bir e-posta veya ekranın ışığından olsun; yüz kaslarında kalıplaşmış bir bakış yaratır. Cilt bakım uzmanı Sarah Chapman şöyle diyor: “Ekrana gözleri kısarak bakmak, göz çevresi bölgesinde kırışıklıkların artmasına sebebiyet verir ve aynı zamanda kaş çatmaktan oluşan çizgi kırışıklıklarının artmasına neden olur. Yazı karakterini büyütün ve ekran parlaklığını artırın. Ne zaman aklınıza gelirse gözlerinizi ekrandan ayırıp mutlaka dinlendirin. Öğle yemeği arası verdiğinizde akıllı telefonu yanınıza almayın.” Güzellik terapisti Nichola Joss'un uyarısına göre; ekranı küçük akıllı telefonlar, yüzün iğneli tedaviye ihtiyacını artırıyor. Joss şöyle devam ediyor: “18 aydır, öğle yemeği aralarında akıllı telefonlarını bırakıp dinlenen müşterilerimin yüzlerindeki olumlu değişimi görüyorum.” Ofis her zaman kontrolümüzde olmayan “düşmanlarla” dolu; fakat kısa bir yürüyüşe çıkarak kaderinizi değiştirebilirsiniz. Yaşlandığınız gerçeğinden kaçmayın ve sıraladığımız ipuçlarını hemen uygulamaya başlayın. İşte bu kadar kolay!
Sophie Beresiner
SON HABERLER
