Kendi Yağınla Yağlanmaya Son!
Kendi Yağınla Yağlanmaya Son!
ELLE ONLINE
04 Ekim 2011
Estetik alanında da özellikle yaşlanmaya karşı son derece önemli adımlar atılmasına olanak veren kök hücre tedavileri, Türkiye'de Cellest Hücresel Tedavi Merkezi'nde Prof. Dr. Demir Tiryaki'nin danışmanlığında, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanları Dr. Tunç Tiryaki ve Dr. Osman Oymak tarafından yürütülüyor. Estetik alanında kök hücrelerin kullanılması ile ilgili soruları Prof. Dr. Demir Tiryaki cevapladı.
ELLE: Kök hücre tedavileri estetik alanında yaşlanmayı önleyebilecek mi?
Prof. Dr. Demir Tiryaki: Türkiye'de kök hücrelerin kullanıldığı tedavilerde bizim özel ilgi alanımız, herkesi etkileyen ve endişeye sebep olan doğal bir problem: Yaşlanma. Yaşlandıkça, örneğin yüzde, yüze gençliği veren dolgunluk azalıyor, yumuşak dokunun kaybı başlıyor, cilt inceliyor, cilde oksijen taşıyan damarlar azalıyor ve kaslar eriyor. Estetik açıdan, elimizdeki tedavi yöntemleri ile sarkmış cildi gerebiliyor ya da asabiliyor veya boşalan dokuyu yağ ile doldurabiliyoruz. Ama bunlar aynen hasta olduğunuzda aspirin almak gibi, aslında problemi tedavi etmiyor, sadece görüntüyü düzeltiyor. İşte kök hücre nakli yüzde gerçek bir gençlik aşısı gibi görev görebiliyor. Çünkü bu hücreler çevrelerindeki ortama göre değişim gösterip çoğalan hücreler. Yani kişinin yağ hücresine ihtiyacı varsa bu hücreler yağa, damar hücresine ihtiyacı varsa damara, deriye, kasa ya da ne gerekiyorsa orada ona dönüşüyor.
ELLE: Erişkin kök hücreler vücutta hangi bölgelerde bulunuyor?
Prof. Dr. D.T.: Erişkin kök hücreler vücutta kemik iliğinde ve yağ dokusunda bulunuyor. Son bilimsel yayınlar önemli bir bulguya dikkat çekti: Yağ dokusu kemik iliğine göre daha fazla erişkin kök hücre içeriyor. Örneğin, liposuction ameliyatında alınan ve atılan yağlar sizin belki en önemli kök hücre kaynağınız. Yağı elde etmek liposuction ile çok kolay ve yağ doku içinden kök hücreleri ayırmak veya zenginleştirmek de artık mümkün.
ELLE: Erişkin kök hücreleri nasıl ayrıştırıyorsunuz?
Prof. Dr. D.T.: Yarım kg. yağ dokusunda yaklaşık 200 milyon kök hücre bulunuyor. Vücuttan aldığımız, göbek ve kalçadan alınan yağların içinde bulunan kök hücreleri ameliyathane ortamında özel bir işlemle ayrıştırıyoruz, ayrıştırma işlemini gerçekleştirdikten sonra ise seçme aşamasına geçiyoruz. Son aşamada kök hücreleri konsantre haline getiriyoruz.
ELLE: Peki bu yöntem nerelerde kullanılıyor?
Prof. Dr. D.T.: Örneğin Japonlar'ın yağ dokusundan alınan kök hücreler ile meme rekonstrüksiyonu yapması bizim için önemli bir aşama. Ancak biz şu anda bu tedaviyi yüz yaşlanmasında kullanıyoruz. Daha önce çeşitli dolgu maddeleri ile engellenmeye çalışılan doku kaybı, zenginleştirilmiş kök hücreler ile tedavi edilebiliyor.
~
ELLE: Uygulama nasıl gerçekleştiriliyor?
Prof. Dr. D.T.: Hastanın vücudundan aldığımız yağ dokusunu, kök hücre bakımından zenginleştirdikten sonra yüze naklederek, hem kırışıklıkların giderilmesi hem de cildin daha gergin ve parlak hale getirilmesi için kullanıyoruz. Uygulama yaklaşık bir buçuk saat sürüyor ve genellikle lokal anestezi altında yapılıyor. Tedavinin 1-2 yılda bir uygulanması gerekebilir.
ELLE: Bu yöntemin diğer yöntemlerden farkı nedir?
Prof. Dr. D.T.: Şu ana kadar bildiğimiz, bu yöntemin diğer yöntemlere göre daha kalıcı ve içlerinde en iyisi olduğu. Onlarca hastada elmacık kemiği, burun ve yanak üzerinde uyguladık. Kök hücre bakımından zenginleştirilmiş yağ dokusunu cilde verdiğimiz zaman, kırışıklıkların giderilmesinin yanı sıra cildin parlaklığı da geri gelmeye başlıyor, yaşlılık lekeleri düzeliyor. Kişinin kendi dokusunu kullandığımız için tehlikesiz ve yan etkisi olmayan bir yöntem. Bu uygulamayı kanser hastası olan, radyoterapi görmüş ve yüzünün bir tarafı çökmüş bir hastada uyguladık. Bu yöntemi estetik amacın yanı sıra, yüz bölgesinde kaza, hastalık gibi sebeplerden oluşan deformasyonların giderilmesinde de kullanıyoruz.
ELLE: Gelecekte kök hücre tedavileri nereye gidecek?
Prof. Dr. D.T.: Yavaş yavaş bilim kurgu ile gerçeğin içiçe girdiği bir hayat yaşamaya başlıyoruz. Eskiden atılan liposuction yağı hayatımızı etkileyebilecek, kordon kanı belki yağ doku ile değişecek. Medyada okuduğumuz ve seyrettiğimiz laboratuvar ortamında ya da farelerin sırtında üretilen kulak vb. gibi organlar günlük hayatın bir parçası olacak, yakın bir gelecekte yaralı dokuya yapılan bir enjeksiyon o bölgeyi tedavi edebilecek.
SON HABERLER
