Sonsuz Kadınsılık

Yönetmenliğini Jean-Pierre Jeunet'in yaptığı reklam filminde markanın yeni tanıtım elçisi Audrey Tautou rol alıyor. Mademoiselle Chanel tarafından keşfedilen ve özel formülüyle sonsuz kadınsılığı ve vazgeçilmezliği temsil eden parfüm, Tautou ile çekiciliğini bir kat daha arttırıyor.

Çalıştığı yönetmenlere göre Audrey Tautou'nun bu kadar başarılı olmasının nedenleri arasında sıcacık gülümsemesi, dingin tavırları ve etkileyici bakışları yer alıyor.

Amelie ile dünya çapında üne kavuşan Audrey Tautou, Chanel´in efsane parfümü  N°5´in yeni yüzü olarak başrolünü oynadığı reklam filmi için İstanbul´a geldi.

Jean Pierre Jaunet'in çektiği reklam filminde Audrey Tautou ile birlikte Travis Davenport da  rol aldı. İki dakika 25 saniye süren reklam filminin konusu, Paris'ten İstanbul'a Orient Express ile yapılan yolculuğu kapsıyor. 

Film, 250 kişilik bir ekiple Fransa ve İstanbul'da çekildi. Bu arada Audrey Tautou, Coco Chanel'in hayatının anlatıldığı "Coco Avant Channel" filminde ünlü modacıyı canlandıracak. Audrey Tautou ve Jean-Pierre Jeunet'in tanışıklığı Tautou'nun sinemaya ilk giriş yaptığı yıllara dayanıyor. Tautou'nun 2001 yılındaki Amelie ve 2004'deki Very Long Engagement isimli filmlerinde beraber çalışan ikilinin geçmişe uzanan bu dostluğu reklam filminin bu kadar beğeni toplamasında büyük rol oynuyor. Yapılan röportajların birinde Jeunet ve Tautou bu reklam filmiyle ortaklıklarını üçlediklerini ve bu üçlemeden gurur duyduklarını söylerken yakın zamanda yeni bir üçlemeye başlayabileceklerinin sinyallerini de verdiler.
Ve İstanbul'daki çekimlerde özellikle Boğaz'da güneşin batışıyla birlikte çektikleri sahneyi asla unutamayacaklarını bütün ekiple birlikte beş yıl aradan sonra birarada olmanın keyfini yüzlerinde büyük, gururlu bir gülümseme ile çıkardıklarını söylüyorlar. Jeunet'e göre Tautou, fazla konuşmaya gerek kalmadan onun her istediğini anlıyor ve kolayca beden diliyle ifade edebiliyor. Çekimi üç hafta süren reklam filminin sadece ışık efektlerini ayarlamak bir hafta sürmüş. Reklam filmi çekilmeden önce ikili bir araya geldiğinde birbirlerine çekimle ilgili sorular sormuşlar. Chanel ise bu konuda devreye girdiğinde Audrey'den sadece saçlarını kestirmemesini ve uzun saçlı olarak reklam filminde rol almasını istemiş. 
Ve Jean Pierre de parfümün çekiciliğin ve seksiliğini ortaya çıkarmak izin bazı  sahnelerde Tautou'nun saçlarını toplamasını  rica etmiş. Trende geçen birkaç sahnede ise erkek model Travis Davenport, Tautou ile yanyana geldiğinde ensesini ve omuzunu koklayarak feminiteyi keşfe çıkmış. Reklam filmini seyrettiği zaman neler hissettiği Tautou'ya sorulduğunda  “Filmin duygusallığından çok etkilendim. Bu kadar kısa sürede bu kadar fazla duyguyu ifade edebilmeme ise gerçekten şaşırdım” cevabını vermiş.  En çok hangi sahneyi beğendiği sorusuna ise “Kompartmanda yatarken duvarlarda ve pencerede ışık oyunları ile parfümün gölgesi geçiyordu. Bu sahnenin çekimi gerçekten zordu. Ekstra büyük bir parfüm şişesi ile çekimleri doğal bir şekilde yapmak ve arzu edilen etkiyi bıraktığını görmek gerçekten büyük keyif verdi” diyerek film hakkındaki düşüncelerini samimiyetle dile getiriyor.

KOKULARIN KRALİÇESİ N°5
“N°5 zaman geçse de çekiciliğinden kaybetmeyen hatta tam tersine her yıl büyüleyici etkisini, gizemini ve derinliğini artıran parfümler arasında yer alıyor.” Bu cümle 1979 yılından beri Chanel parfümlerinin baş yaratıcısı olarak görev yapan Jacques Polge'a ait. Bu ilk, eşsiz ve ~taklit edilemeyen parfüm duygusallığı ve baştan çıkarıcılığı temsil ediyor. 1920'lerin sonundan beri en çok satanlar listesinde ilk sıralarda olan parfüm şişesiyle de Mademoiselle Chanel'in minimalizme ve sadeliğe olan tutkusunu dile getiriyor.
Bu aşamada parfümün piyasa çıktığı yıllara geri dönüş yapmak gerekiyor. Çünkü piyasaya ilk çıktığı yıllarda parfüm, Fransa'nın ardından Amerika ve Japonya'da büyük ilgi görmüş. Bunun da nedeni  Paris'in özgürlüğe kavuştuğu dönemde Amerikan askerlerinin Rue Cambon caddesi üzerindeki mağazanın önünde uzun kuyruklar oluşturması ve eve dönerken eşlerine bu şık ve trendy parfümden götürmek istemeleriymiş. Parfümün daha da dikkat çekmesine ve bir efsane olarak adlandırılmasına neden olan ikinci olay ise 1954 yılında gerçekleşmiş. Bir gazeteci o zamanın en ünlü artisti Marilyn Monroe'ya yatakta ne giydiğini sormuş. Ve o da “Sadece birkaç damla N°5” diye cevap vermiş. 20. yüzyılın ikonu olarak kabul edilen parfümün ambalajı 1959 yılında New York Museum of Modern Art'ta sergilenmiş.
Ardından ünlü ressam Andy Warhol'a resimlerinde esin kaynağı olmuş. N°5, zaman geçtikçe daha da merak uyandıran parfümlere yegane örnektir. Her geçen yıl onun cazibesine, gizemine ve özelliğine artı değer katıyor. Zamana ve gelip geçici heveslere karşı koyan N°5, 1920'li yılların sonundan beri dünyanın en iyi satan parfümü olarak biliniyor. Hatta bundan da öte Jacques Helleu sayesinde geçen yıllar ile birlikte daha da büyüleyici ve mükemmel bir showcase haline gelmiş durumda. Adeta N°5 ile Mademoiselle Chanel ölümsüz dişiliğin formülünü keşfetmiş ve parfüm ile kadınların vazgeçilmez yanı arasındaki mükemmel simyayı yaratmış.

Bu değişik oluşumun büyüsünü çözmeye çalışmak bir sonuç getirmeyecek. Çünkü bu parfümün, aşk gibi, nedenleri unutturan kendine has sebepleri var. Chanel'in modayı mükemmel şekilde güzellikle eşleştirdiği şekilde, N°5 de ulaşılabilir ve ulaşılamaz arasındaki birleşime önderlik ediyor. 

Reklam filminde Travis Davenport ve Audrey Tautou romantik bir çifti canlandırıyor. Davenport, kokunun cazibesine karşı koyamayan erkek rolünde gerçekten çok başarılı.