UÇAN GELİNCİK

Kenzo - Flower In The Air

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 06 Ağustos 2013
UÇAN GELİNCİK



Kenzo Flower'ın yeni bir uyarlaması olan Flower In The Air, içeriğindeki misk, gül, gardenya, manolya ve ahududu notalarıyla hayalleri açığa çıkarmaya hazırlanıyor. Ağustos ayından itibaren mağazalarda olan parfüm, Alberto Morillas tarafından tasarlandı. Serge Manseau'nun yaptığı şişe tasarımıysa, kapağındaki gelincikle dikkat çekiyor. 





Kenzo'nun bu parfüm için hazırladığı kısa hikayeyi ileriki sayfalarda okuyabilirsiniz. ~Bir rüya gördüm





Biraz komik bir rüya. Kırmızı bir elbise giyinmişim. Bir taksinin içindeyim ve nereye gittiğime dair en ufak bir fikrim yok. “işte geldik hanımefendi”. Paris'te Seine nehrinin kıyısında, Ile de la Cité'deyim, genişliğiyle aynı yükseklikte, heybetli taş bir binanın girişindeyim. Kapı zili yok. Sadece bir isim tabelası var “Alberto Morillas Parfüm Ustası”. Kapıyı açıyorum. Eski görünümlü spiral merdivenlerin arkasından bir ışık süzülüyor.~Yukarıdan gelen bir ses “yukarı gel, seni bekliyordum” diyor. Merdivenleri çıkıyorum. Sahanlık, zemin, pencere hiçbir şey yok. Sadece uçsuz basamaklar ve yavaşça yaklaşan bir ışık var. Nihayet en üst kata varıyorum. Beyaz duvarlar ve zemin ışıkla dolu, camlar komple açık, bir sehpa, bir çalışma masası. Ve bana gülümseyen bir adam. “Gel gel bir göz at. Gerçekten muhteşem bir şey var”. Çok heyecanlı ve hızlı konuşuyor. Oturduğu yerden kalkıp çalışma masasına geçiyor, kolumdan tutup bana çizimler ve şişeler gösteriyor. Her iki cümlenin arasında, bir çocuk gibi gülüyor. Her söylediğini anlayamıyorum; sürekli bir gelincik hakkında konuşuyor. Daha ileri daha yükseğe gitmek için. Hayallerinden. Yeni bir hikaye yazmaktan bahsediyor.~“Gördüm! Gelincik, şehirdeki beton yığınını sonsuza dek arkada bırakarak havalanıyor; bu çiçeği yaratmaya ihtiyacım var, anlıyor musun?”





Gözlerini kapatıp bir süre duruyor. “daha önce hiç böyle birşey yapmadım . Bu... Bu olağandışı bir çiçek. En güzel malzemeleri, en doğal içerikleri seçtim. Bu çiçeğin kalbine bir gül yerleştirdim, ışıldayan, baş döndüren bir gül. Gül goncaları kullandım, mayıs gülü absülütü ve sonra gül infüzyonu, gül oksit...” Ellerini kollarını sallayarak, tekrar hızlı hızlı konuşmaya başladı. “bu çiçeğin etrafında başka çiçekler, şahane çiçekler var, manolyalar, gardenyalar...”Arkasını dönüp, bir kaç şişe açıyor, sonra fikrini değiştirip tekrar bana doğru dönüyor. Heyacanla titriyor, neredeyse fısıldayarak “belli bir an geldiğinde, koku nefes alıyor. Bu bir sır, ama sana söyleyebilirim. Bu ahududu ve pembe biberin nefes alışı. Vınnn...! Çiçek titreyerek yükseliyor...” Birkaç saniye elleri havada kalıyor.~Gözlerini kapatıp bir süre duruyor. “daha önce hiç böyle birşey yapmadım . Bu... Bu olağandışı bir çiçek. En güzel malzemeleri, en doğal içerikleri seçtim. Bu çiçeğin kalbine bir gül yerleştirdim, ışıldayan, baş döndüren bir gül. Gül goncaları kullandım, mayıs gülü absülütü ve sonra gül infüzyonu, gül oksit...” Ellerini kollarını sallayarak, tekrar hızlı hızlı konuşmaya başladı. “bu çiçeğin etrafında başka çiçekler, şahane çiçekler var, manolyalar, gardenyalar...”Arkasını dönüp, bir kaç şişe açıyor, sonra fikrini değiştirip tekrar bana doğru dönüyor. Heyacanla titriyor, neredeyse fısıldayarak “belli bir an geldiğinde, koku nefes alıyor. Bu bir sır, ama sana söyleyebilirim. Bu ahududu ve pembe biberin nefes alışı. Vınnn...! Çiçek titreyerek yükseliyor...” Birkaç saniye elleri havada kalıyor.~“Ayakların yere basıyor. Bu iyi bir şey. Ama şimdi gitmemiz lazım. Gelinciği arama; bırak o sana gelsin.” Nehir kenarında ona eşlik etmem için el işareti yapıyor. Taksi yok bu sefer. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. Gidelim mi? Derin bir nefes alıp ve dosdoğru yürümeye devam ediyorum. Belirsiz bir yöne doğru yürüyorum. Hafif bir esinti beni taşıyor sanki. Caddeleri, meydanları, sokakları geçiyorum. Farkına varmadan Seine'e geri dönüyorum. Her nasılsa, orada birşeyler olacağını hissediyorum. Birisi beni bekliyor.





~Paris gibi ben de nefesimi tutuyorum. Gözlerimi kapıyorum; görüntüler ve duygular tarafından sarmalanmak için kendimi bırakıyorum. Yavaş yavaş havada süzülür gibiyim, yükseğe ve daha yükseğe. Çok hafif hissediyorum. Kırmızıyım. Bir ışık vücudumdan içeri gidiyor, beni taşıyor, beni okşuyor. Uçuyorum. Paris benim bahçem. Dünya benim bahçem.~Gözlerimi açıyorum. Yüzlercesi beni çevrelemiş, binlerce; uçuyorlar, tenime değiyorlar, benim için geldiler. Ya da ben onlar için geldim. Tekrar gözlerimi kapıyorum. Havada bir koku var... Işıldayan, duygusal, sonsuz. Bir çiçek kokusu, ama diğer hiçbir çiçeğe benzemiyor. Olağandışı. Hafif. Gözlerimi yine açıyorum. Gelincikler yokoluyor. Başka bir şehri çiçeklendirmeye mi gittiler, ya da başka bir kıtayı? Uyanık mıyım? Havada halen koku var.. Elimde birşey tutuyorum. Bir gelincik. Bir şişenin içine konulmuş. Bir hediyeye benziyor. Kendimi tutamayıp gülümsüyorum.





Bir Kenzo hikayesi...

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.