SİNSİ TEHLİKE: OBEZİTE

Ciddi hastalıklar arasında ilk akla gelenlerden değil ama onlar kadar tehlikeli!

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 28 Ağustos 2014
SİNSİ TEHLİKE: OBEZİTE






Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), “Yağ dokularında, sağlığı bozacak ölçüde, anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi” olarak tanımladığı obezite, sık rastlanması ve giderek yaygınlaşması nedeniyle dikkate alınması gereken bir halk sağlığı sorununa dönüştü. Hem çevresel, hem de genetik faktörlere bağlı olan obezitenin tedavisiyse mümkün. Sadece doğru yöntemi belirlemek gerekiyor. Eğer kalp, damar hastalıkları gibi tehlike arz eden başka rahatsızlıklar nedeniyle hastanın hızlı kilo vermesi gerekiyorsa, seçenekler arasında cerrahi müdahale de var. Tabii, bu seçeneklerden en sonuncusu ve bu tedaviyi seçebilmek için kilonun belli bir orandan fazla olması şart! Anadolu Sağlık Merkezi uzmanlarıyla obezitenin nasıl ortaya çıktığını, hangi hastalıklara neden olduğunu, cerrahi tedavinin ve uygun beslenmenin ayrıntılarını konuştuk.





Anadolu Sağlık Merkezi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Türemen; “Obeziteye neden olan faktörleri geniş bir yelpaze olarak düşünün. Bir yanda tek bir gendeki (leptin geni, melanokortin reseptör 4 geni gibi) mutasyona bağlı oluşan obezite, diğer yanda yine genetik geçişin olduğu ama bu kez birden fazla genin etki ettiği ve beslenme, hareketsizlik gibi çevresel faktörlerin de tetiklediği obezite bulunuyor” diyor.





Obezitenin başta diyabet olmak üzere birçok hastalıkla ilişkisinin saptandığını belirten Dr. Erdem Türemen, “Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30 kg/m2'nin üzerinde olanlarda Tip 2 diyabet riski 20 kat artıyor. Tip 2 diyabetlilerin de yüzde 90'ına obezite tanısı konuluyor. Obezite ve diyabet hem nedenleri, hem de tedavi yöntemleri açısından o kadar iç içe ki, literatürde iki klinik durumu da içeren ‘diabesity' terimi kullanılıyor” diyor.~





Hızlı ve kaloriyi artıran pişirme teknikleriyle katkı maddeleri de obeziteyi artırıyor. Türkiye'de nüfusun yüzde 32'sinin VKİ'si 30'un üzerinde; yani şişman olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Cemal Aytaç Ak, hayat ve beslenme şekillerindeki değişikliklerin obezite vakalarını arttırdığına dikkat çekiyor. Modern hayatın kişileri obez olmaya ittiğini belirten Cemal Aytaç Ak, “Ana suçluları” şöyle açıklıyor: “Kadının çalışma hayatına daha fazla girmesi, tencere yemekleri yerine hazır gıda tüketiminin yükselmesi, hızlı ve kaloriyi artıran pişirme tekniklerinin kullanılması ve hazır gıdalardaki katkı maddelerinin devreye girmesi, obeziteyi bu noktalara getiriyor. Besin teknolojisi de bizi daha fazla acıktırmayı başarıyor. Ayrıca modern kültürde tüketmenin; günlük hayatın stresini aldığı, rutini değiştirdiği, rehabilite edici etkisinin olduğu düşünülüyor.”





Obezitenin ortaya çıkmasında insülin direncinin çok önemli bir faktör olduğunu belirten Cemal Aytaç Ak, süreci anlatıyor: “Pankreas tarafından salgılanan insülin, kandaki glükozu hücre içine sokuyor. Bunu, hücrenin bir kilidini açarak yapıyor. İnsülin direnci ortaya çıktığında, hücreyle insülin arasındaki kilit-anahtar ilişkisi bozuluyor ve insülin kanda birikmeye başlıyor. Kanda biriken insülin yüksek kan basıncına neden oluyor, damar içyüzlerine zarar veriyor, karaciğerde yağlanma yapıyor. Bu direnç ilaç kullanımıyla kırılmadığı zaman hastalar kilo vermekte zorlanıyor.”





Egzersizin de obezite tedavisinde çok etkili olduğunu belirten Cemal Aytaç Ak, önemli ipuçları veriyor: “Haftada dört gün, ara vermeden 35 dakikayı geçen egzersiz metabolizmanın hızlanmasında, gaz ve kabızlık gibi sorunların giderilmesinde büyük önem taşıyor. Diyetin getirdiği kısıtlamaların psikolojik yükünün hafifletilmesinde egzersiz, obezite tedavisi için vazgeçilmez bir adım.”





ESRA ÖZÜBEK

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.