ŞİŞKİN ERKEK EGOSU

Sorun empotans da olabilir

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 14 Temmuz 2013
ŞİŞKİN ERKEK EGOSU
Erkeklik kavramı tuhaf bir şey. Erkeklik, ego ve güç arasında da karmaşık bir ilişki var. Tabii cinsel performans ve yetersizlik duygusuyla da... Şişkin, kırılgan ve sürekli pohpohlanması gereken erkek egosu ilişkileri çıkmaza sokarak hem erkeklerin hem de kadınların hayatını zorlaştırıyor.





~


Erkekler her şeyin büyüğüne sahip olmak ister. En büyük ekranlı televizyon, en büyük araba, en büyük göğüslü kadın ve her şeyden önemlisi en büyük penis... Erkekler tuvaletinde yan yana ihtiyaç giderdikleri hemcinslerini çaktırmadan gözetlemeleri de bu yüzden. Bazı erkeklerin dünyasının merkezi penisleri olunca büyüklüğü de hayati önem arz ediyor elbette.





Fotoğraf: David Burton





~


Şu gerçeği her yetişkin kadın bilir: Erkekler bize durmadan yalanlar söyler. En popüler yalanlar: “İlk görüşmede yatağa giren kadınlara elbette saygı duyarım... Başarılı bir kariyeri olan kadınları severim... Evli değilim... Bu pantolon kıçını büyük göstermiyor...” Gelelim erkeklerin hakkında en çok yalan söyledikleri konuya. Evet bildiniz, o hassas konu: Cinsel performansları ve penislerinin büyüklüğü. Fakat bu öyle bir yalan ki ortaya çıkması için karanlığın bastırması ve kartların açık oynanması yetiyor da artıyor bile. Esasen, bir kadının bu tür konulardan uluorta bahseden ve kendini abartılı bir şekilde öven bir adamdan uzak durması gerekir ya, neyse.



Fotoğraf: David Burton

~
HAYATI ZORLAŞTIRAN DAVRANIŞLAR



Egosu gereğinden fazla büyük (hatta şişik) erkekler genellikle birlikte oldukları kadınların hayatını çok zorlaştırıyor. Hatta bu kadın dişli bir çetin cevizse ilişki dayanılmaz bir güç savaşına dönüşüyor ve genellikle kadının hayatı cehenneme dönüyor. Acaba bu anlamsız şişkin egolarla küçük penisler ve cinsel yetersizlik arasında doğrudan bir ilişki var mı? Pek çok kadın olduğu fikrinde. Erkeklerdeki yetersizlik duygusu ve performans düşüklüğü endişesinin ego patlamaları olarak ortaya çıktığını düşünüyorlar. Tabii ki deneyimlerine dayanarak...



Fotoğraf: David Burton



~


Her egosu büyük adamın penisinin küçük olduğunu iddia etmek elbette çok kestirme bir önyargı olur, ancak bu yaklaşımın dikkate değer bir tarafı olduğu da muhakkak. Genellikle sıradan bir erkeğin egosonun sıradan bir kadının egosundan çok daha büyük olmasının sebebi, erkeklerin dünyanın sahibi olmak istemeleri. Sahip olamasalar da böyle bir hakları olduğunu iddia etmeleri. Oysa şimdi yavaş yavaş dengeler tersine dönüyor. Kadınlar en azından cinsellik konusunda geleneksel rollerinden sıyrılarak ‘eşit ve adil bir seks' talep ediyor. Erkek egosu temelde başarıyla ve güçle beslenen bir canavar. Parola: “Eğer güçlü ve başarılı değilsen bile öyleymiş gibi davran!” Feminizmi modası geçmiş ve can sıkıcı bir vıdı vıdı olarak görebilirsiniz ama kabul etmek zorundayız ki erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz. Kadınların son yıllarda elde ettikleri kazanımlara rağmen hemen hemen her alandaki (aile, para, politika) güç dengelerini erkekler yönlendiriyor. Güç savaşları genellikle erkekler arasında gerçekleşiyor.


Tek bir alan hariç:





Fotoğraf: Jonas Bresnan





~


İlişkiler ve aşk mevzubahis olunca bu sefer kadınlarla erkekler arasında bir güç savaşı yaşanıyor. Kadın-erkek ilişkileri kanlı bir meydan muharebesine döndüğünden beri her iki taraf da ellerindeki silahları en iyi şekilde kullanmaya başladı. Kadınlar kendileri güç sahibi olsalar bile güç ve iktidar sahibi erkeklere her zaman hayranlık duydular. Gerçekçi olmayan beklentileriyle sıradan bir erkekten süper bir kahraman yaratmayı hayal ettiler.





~


Kafasını iktidar sahibi olmakla bozan erkeklerse iktidarı güç, para, başarı, etki, saygınlık ve tabii ki mükemmel bir cinsel hayatla özdeşleştirdi. Mükemmel bir cinsel hayatsa ne yazık ki yanlış bir şekilde şöyle formüle edildi: Büyük bir penis, başarılı bir cinsel performans ve olabildiğince çok kadınla beraber olmak. Erkekler her fırsatta egolarını sergilemekten ve her işe karıştırmaktan çekinmiyorlar. Kadınlarsa genellikle ego problemlerini sergilememeyi ve kendi içlerinde halletmeyi tercih ediyorlar. Birlikte oldukları erkekler ego sorunlarını otomatik olarak kadınlara da yaşatmayı doğal buldukları için olabilir mi acaba? Başarısız, entelektüel ve maddi sermayeden yoksun erkekler hayattaki konumlarıyla cinsel performansları ve penis boyutu arasında sağlıksız bağlantılar kuruyorlar. Kendilerini hiçbir alanda gerçekleştiremediklerindeyse yetersizliklerini kapatmak için çareyi şişkin egolarıyla kadınların hayatını zehretmekte buluyorlar. Diğerleri mi?





~


Erkek sonsuz para, güç ve iktidar sahibiyse bile yumuşak karnı her zaman cinsel performansı ve penis büyüklüğü oluyor. Neyse ki onların imdadına tasarımcı gelinliği almaya ve Maldivler'de balayı yapmaya gücü yeten bir adamla evlenmeyi kafaya koymuş gencecik fıstıklar yetişiyor. Sütü bile doğru dürüst hazmetmekten aciz bu kısa boylu kel adamlar böylece kendilerini Vikingvari porno yıldızları gibi hissediyorlar...





~


GERÇEKÇİ OLMAYAN BEKLENTİLER


Uzman Psikiyatrist Dr. Aslı Akkan erkeklerdeki cinsel performans bozukluklarıyla ego problemleri arasındaki ilişkiyi şöyle açıklıyor:


“Erektil disfonksiyon (empotans/performans bozukluğu) 1992 yılında National Institutes of Health (NIH) tarafından yeterli seksüel ilişki için gerekli penis sertleşmesinin sağlanamaması ve/veya sürdürülememesi olarak tanımlanmıştır. Yapılan araştırmalar empotansın genç erkeklerde görülme oranının yüzde 8–10 civarı olup, 40 yaş üstü erkeklerde yüzde 65'lere kadar çıkabildiğini gösteriyor. Bu sorunun yaşla birlikte artması empotansın yaşlanmanın mutlak sonucu olduğunu göstermez. Empotansın kaynağının organik olmadığı hekimlerce anlaşıldıktan sonra psikolojik yönü araştırılmalı. Aşırı stres (iş stresi ve/veya partnerle olan ilişki problemleri), depresyon, anksiyete bozukluğu, cinsel bilgisizlik,





~


geçmişte yaşanan cinsel istismar veya kötü bir ilk deneyim bu rahatsızlığa yol açabilir. Bu sebeplerden herhangi biri veya birkaçı bir kez dahi erektil disfonksiyon yaşanmasına sebep olursa kişi kendini ‘bu bir daha olacak' korkusuyla baskı altına alabilir. Bir de toplumun bireye yüklediği gerçekçi olmayan beklentilerle (“erkek adam her kadınla her ortamda cinsel ilişkiye girebilir”, “erkek cinsel ilişkiyi reddediyorsa onda bir sorun vardır” gibi) birleştiğinde ego sorunları yaşanabilir. Bu olay birkaç kez yaşanmış bir sıkıntıdan öğrenilmiş bir hastalık haline gelebilir.





~


Böyle bir durumda cinselliğin çekici kısmı unutulup, cinselliğin nasıl yaşandığına (yaşanamadığına) odaklanılabilir. Empotansın özellikle performans kaygısı yüksek bireylerde sıklıkla görülebilmesinin nedeni de bu kişilerin zihinlerinin sürekli olarak olumsuz düşüncelere yoğunlaşması ve bedenden gelen hazzı fark edemeyip uyarılmasının engellenmesi. Empotansın organik kökeni olmadığı belirlendikten sonra, psikolojik yönü bilişsel davranışçı cinsel terapiler aracılığıyla tedavi edilebilir.”






SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.