Üniversite son sınıfta çalışmaya başlayan, hemen sonra da dergiciliğe adım atan bir kadın olarak, 20-25'li yaşlarımın çok zor ve bir o kadar heyecanlı geçtiğini açıkça söyleyebilirim. İşlerin ve yazıların yoğunluğu sebebiyle yüksek lisans tezimi zamanında teslim edemediğim, annemin kinayeli cümlelerine sık sık maruz kaldığım dönem de o zamanlara denk gelir. Şöyle bir düşündüm, acaba herkes mi bu kadar koşuşturdu ve “to do list”ini tamamlamaya yetemediğini hissetti diye. Kendimden hareketle sektördeki başarılı kadınlara, o yaşlarda kariyerleri için ne yaptıklarını sordum. Çünkü 20-25 yaşlarında olmak zaten kendi başına zor. Herkes sizin dertsiz, kaygısız olduğunuzu varsayıyor (yaşlılar önünüzde daha çok zaman olduğunu mutlaka söylemiştir). Oysa bu yaşlarda kendinizi şanslı hissetmezsiniz, güvenden yoksunsunuzdur, ayaklarınızı emin olarak yere basamazsınız. Emsalleriniz kariyerlerinde yükseliyorlardır ve onlardan geri kalmaktan kokarsınız. Edindiğim tecrübelere istinaden ve röportaj yaptığım pek çok kişiden edindiğim izlenime göre, kadınlar 25 yaşlarını çok sert geçiriyor. Bazıları hayatını, yolunu çizerken; diğerleri büyük kırılmalar yaşıyor. Kimileriyse kariyerlerinde tepe noktasına ulaşıyor (Kim Cattrall, kirasını ödeyebilmek için küçük roller peşindeyken, 40'larında Sex and the City'deki Samantha rolünü aldı). Şimdi görüyorum ki 25, benim için soruların havada uçuştuğu, aklımın beş karış havada olduğu bir yaş değildi ama “İlginç bir kariyerim olacak mı?”, “Evlenebilecek miyim?”, “Çocuklarım olacak mı?” sorularının hepsi beni huysuz ve sinirli yapıyordu. Sonra fark ettim ki cevaplar, benim ne yaptığımda yatıyor. Ve pire gibi çalıştım. Sonra anladım ki kadın olmak, genç kız olmaktan sanki daha kolay. Kim olduğumu keşfetmekle ilgili geçirdiğim her saniye çok mutlu oldum. Yaş almak başlı başına bir soru. Fakat hiçbir zaman gençlere kıskançlıkla bakmadım. Onun yerine hep şöyle dedim: “İnan bana, her şey yoluna girecek.”~
“HAYAT, RİSK ALMAYA DEĞER”
Pınar Türel Tumanbay 42 EFT ve Access Bars Terapisti
Üniversiteyi bitirmiş, iş hayatına balıklama atlamış, Chanel Türkiye temsilciliğinde çalışmaya başlamıştım. Ailemle oturduğum için işe gitmek ve gezmek dışında sorumluluğum yoktu. Daha fazlasını arzu ediyor muydum? Bunları gerçekleştirmek için ne yapabilirdim? Bu sorularla boğuşurken; duygusal çöpleri temizleme tekniği olan EFT (Emotional Freedom Techniques- Duygusal Özgürleşme Teknikleri) ve enerjitik dönüştürme tekniği Access Bars'la anıştım. Şu an hem oğlumla ilgileniyor, hem de istediğim çalışmaları yapıyorum.
"BAZILARI ŞANSINI KENDİ YARATIR"
Billur Saatçi 32 Blogger
En iyi Fransız okullarından mezun olunca, en iyi Fransız şirketlerinin birinde çalışıp ilk fırsatta şirketin yurt dışı ofisine tayin edilmekti 20'lerimin başındaki hayalim. Uluslararası ilişkiler diplomasını elime aldığım an, kendimi yurt dışı elçilik resepsiyonlarında hayal ettiğim bile doğrudur. Bu okulların hakkını ancak bu işleri yaparsam verebilirim düşüncesi, 25'i geçince bir rahatladı ve kendini gerçekten aslında ne yapmak istediğime bıraktı. İçimde devamlı kıpır kıpır olan, bir şeyler üretmek, farklıyı yakalamak ve paylaşmak düşüncesi son beş yıldır yaptığım ve artık profesyonel anlamda yürüttüğüm kendi işimi kurmama vesile oldu. Şu anki işim sayesinde bol bol seyahat de edebiliyorum, o bir zamanlar masa başında olmak için başvurduğum markaların neredeyse tümüyle kendi iş kolumda çok güzel işler de çıkarıyorum. En önemlisi her an, her saniye üretiyorum. Her yeni seyahatte, her yeni projede heyecanımı yeniliyorum. Bazılarının şansı hep güzel gider. Biri elinden tutar ya da biri birini arar. Ama bazıları da şansını kendi yaratır. Sevdiğiniz işin, kişinin, hayatın peşini asla bırakmayın. Baktınız işler hayal ettiğiniz gibi gitmiyor. Şansınızı kendiniz yaratın.
“HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUN”
Mary Katrantzou 30 Moda Tasarımcısı
25 yaşında Central Saint Martin'den yeni mezun olmuştum, 2009 ilkbahar-yaz koleksiyonumun tanıtımını yapıyordum. Hackney'de bir stüdyomuz vardı; tüm işleri iki stajyerle yürütüyordum. İşlerimin satılacağına dair hiç beklentim yoktu ki risk aldım; alıcılar bir defalığına bana şans verdiler. O sırada ekonomik durgunluktan darbe yedim. Benim işim, sunduklarımın ticari manada geçerli olduğunu kanıtlamaktı. Çok şükür ki öylelerdi!
ESRA ÖZÜBEK
