TEMBELLİK CESARET İSTER

Tembellik emek ister diyor, konunun detaylarına iniyoruz...

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 14 Temmuz 2016
TEMBELLİK CESARET İSTER
Bu başlık da neyin nesi diyebilir, çoğu zaman yaptığınız gibi tembelliği hiçe sayabilirsiniz. Oysa biraz ara vermenin, rahatlamanın sadece bir rehavetten çok daha anlamlı ve değerli olduğunu bilmelisiniz.





Alman tasarımcı Karl Lagerfeld’in üç yaşındaki beyaz siyam kedisi Choupette’i hepiniz tanıyorsunuz. Emrinde iki kişisel hizmetçiyle yaşayan, lüks otellerin kendine özel odalarında konaklayan, özet jetle seyahat eden, boş zamanlarında (dolu zamanlarında reklamlarda oynayarak milyonlar kazanıyor) uyuyan, koşturan, zıplayan Choupette Hanım imrenilecek bir tembelliği temsil etmiyor mu sizce? Ve de tembelliğin ötekileştirildiği, “to do list”lerin havada uçuştuğu, hepimizin daha hızlı, daha başarılı, daha etkin, daha çalışkan olmaya programlandığımız bu çağda Choupette, zarif ve hoş bir tembelliğe methiye düzüyor aslında ve bizi düşünmeye çağırıyor. Ne üzerine mi? Biraz duraklamaya, es vermeye, “dolce vita” yapmaya.





Ne zor geliyor değil mi kulağa? Oysa www.huffingtonpost.com’un kurucusu, iletişim devriminin kilit figürlerinden, medya, siyaset ve ekonomi dünyasının en başarılı isimlerinden Arianna Huffington, konferanslarından birinde, “Uykunun faydalarını keşfedin. Kariyerinizde yükselmek için çalar saatinizi kapatın” diyebiliyorsa siz de biraz yavaşlayabilir ve tembelliğin o kadar da kötü olmadığına inanabilirsiniz, tıpkı Konfüçyus’tan Nietzsche’ye birçok filozofun savunduğu gibi...



BEDENİNİZE NEZAKET GÖSTERİN






Bu yavaşlama akımıyla, yemekten cinselliğe, modadan güzellik dünyasına, tatilden eğitime “slow” (yavaş) hayattan nasibini almamış bir alan neredeyse yok gibi. Ama son zamanlarda çalışma hayatını temsil eden önemli kurumlardan gelen “tembellik” ve “yavaşlama” sinyalleri bize dinlenmenin, ara vermenin de en az çalışmak kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu gösteriyor. Pennsylvania Üniversitesi’nde Amerikalı yazar Kenneth Goldsmith önderliğinde başlatılan derste öğrenciler haftada üç saat boyunca internette sadece sörf yapacak. Goldsmith, dersin amacının sıkıntı ve boşluk duygularına kredi vermek olduğunu anlatıyor. Hız diktatörlüklerine karşı girişimler arasında ayrıca ABD’li online video kiralama şirketi Netflix’in çalışanlarına istedikleri zaman ücretli izne ayrılma hakkı tanıması da sayılabilir. Fransız Akademisi yazarlarından Dany Laferriere’in “L’Art Presque Perdu De Ne Rien Faire” (Hiçbir Şey Yapmama Sanatı) adlı bir kitap çıkarması, bir de böyle prestijli bir kurumun üyesi olarak kendini “Dünya Siesta Uzmanı” olarak tanımlaması, yine “öylece durmanın” aslında sandığımızdan da gerekli olduğunu açığa çıkarıyor. Kitabında şöyle diyor Laferriere: “Siesta yapmak, yağmuru seyretmek, hamakta uyumak, yıldızlara bakmak; şehir hayatının karmaşasından sıkılan ve yorulan bedenimize gösterdiğimiz en büyük nezaket.”





~Nedense son yıllarda kaçar olduk bu zarafetten. Test kuşağı çocukları olarak yetişen bizler için boş durmak en büyük günah. Endüstriyel çağla birlikte, çalışmak en büyük


erdem sayılırken kişiye narsist (mazoşist mi demeli?) bir zevk bile sağlıyordu. Yorgunduk ama mutluyduk. Avare gezinense en büyük parazitti şu dünyada. Peki ama neden bu kadar korkuyoruz aylaklıktan? Aylaklık, sandığımız kadar kötü, düşünmeden reddedilecek bir durum mu gerçekten? Aslında ilk çağlardan 19’uncu yüzyıla, kapitalizme kadar uzanan dönemde bilgelikle eş değer, mutluluğun anahtarı sayılırdı boş vakit. Tarihçi Andre Rauch, “Paresse, Histoire d’un Peche Capital” (Tembellik: En Büyük Günah) kitabında, “Tembellik en büyük özgürlük. Tembel kişi şöyle der: ‘Zaman ne Tanrı’ya ne patronuma ne öğretmenime ait. Zaman sadece bana ait’”diyor. Tembellik ayrıca kişinin hayatını gözden geçirmesine de olanak sağlar. Dolayısıyla sandığınız kadar da avare değilsinizdir boş dururken ve hatta tüm yaşadıklarınızı masaya yatırma fırsatı elde ettiğinizden, en meşakkatli ve en cesaret isteyen anlarınızdan bile sayılabilir tembellik.





TEMBELLİK: EN ANLAMLI “ÇALIŞKANLIK”





Evet, cesaret ister tembellik. Görmediklerinizi, görmekten kaçındıklarınızı fark eder, zamansızlıktan üzerine gidemediğiniz korkularınızla baş başa kalırsınız. Ünlü düşünür Pascal, “Düşünceler” kitabında, “Kişi için en katlanılamaz durumdur tembellik. Zayıflığının, bağımlılığının ve içinde yaşadığı boşluğun farkına varır. Çalışmamak, kişiyi hiçliğin baş döndürücü anlamsızlığıyla karşılaştırır” der. Kısaca aslında en “dolu”, beynimizin en “yoğun” ve de en“anlamlı” çalıştığı anlar karşılar bizi tembellikte. Zordur tembellikle baş başa kalmak. O nedenle çok severiz ölesiye koşturmayı, her anımızı doldurmayı. Alman filozof Heidegger de “Metafiziğe Giriş” kitabında, “Aslında en çok da geçmek bilmeyen zamanlarda hayatımızın ne derece kısa olduğunu anlar ve ona bir anlam yüklemek için hemen harekete geçmek isteriz” diye dile getiriyor tembelliğin en değerli “çalışkanlık” olduğunu. Artık bu derece ötelemeyin tembelliği. Onunla vakit geçirin, onu sevin ki hayatınız daha dolu, daha keyifli ve yaşanabilir olsun. Belki de verdiğiniz küçük es’lerde bulacaksınız mutluluğun anahtarını. Yeni bir işe başlama gücünü hissedecek, önemli kararlar alacak ya da ilişkinizi sonlandıracaksınız belki. Hala “Bugün kendim için hiçbir şey yapmadım veya mutsuzum” diyen işkoliklerdenseniz Montaigne’in “Denemeler”deki sözlerine kulak verin: “Aslında hayatınızın en temel ve en zor işini başardınız. Daha ne yapabilirsiniz ki?”


~ TEMBELLİĞİN ALTIN KURALLARI





- Evinizdeki koltuğu yataklı kanepeyle değiştirin; otururken uyuma moduna rahatça geçin.





- Andy Warhol’un “Sleep” (Uyku) videosunu seyredin.





- Yarın ya da daha sonra yapabileceğiniz işleri bugün yapmayın.





- Yetişkinler için boyama kitaplarıyla stres atın.





- Android telefonlarınıza indirdiğiniz “Wake Voice”la elinizi bile oynatmadan sadece sesinizle alarmı kapatmanın keyfini çıkarın.





- iPhone’larınıza indirdiğiniz “Dragon Dictation”la kılınızı kıpırdatmadan e-posta ve SMS gönderin.





- Kendinizi yorgun hissediyorsanız hızlı seksi deneyin. Misyoner gibi basit pozisyonlarda elbiselerinizin tümünü çıkarmadan sevişin!





- Market alışverişlerinizi de internetten yapın.





- Yastığınıza sıkacağınız Guerlain’in kişniş ve bergamot kokulu Eau de Lit parfümüyle kendinizi tatilde hissedin.





- John Perry’nin “Erteleme Sanatı”nı okuyun.





Yazı: SELİN MİLOŞYAN





Bu yazının orijinali ELLE 2015 Haziran sayısında yayımlanmıştır.

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.