Mücevher tasarlamaya nasıl başladınız?
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ve Tekstil Sanatları Bölümü'nden mezun oldum. Küçük yaştan beri takı ve mücevher tasarlamaya ilgim olduğu için Akademi İstanbul'da Kuyumculuk eğitimi aldım. Bununla birlikte Kapalıçarşı'ya gitme ve orayı keşfetme sevdam başladı ve bu alana gitgide daha çok bağlanmaya başladım.
Peki asıl dönüm noktası ne oldu?
O dönemde tasarımlarımı gören birçok mücevherci ‘Bunlar Türkiye için fazla sıradışı!' diyordu. Ama ben onların istediğini yapmaktansa kendi tarzımı insanlara benimsetmeye kararlıydım ve bu dönemde inanılmaz bir insanla tanıştım: Sevan Bıçakçı.
Benim ustam, değer verdiğim bir büyüğüm olan ünlü mücevher tasarımcısı Sevan Bıçakçı, biz tanıştıktan hemen sonra bana ‘Gel benimle çalışmaya başla.' dedi ve benden bir Osmanlı koleksiyonu tasarlamamı istedi. Onunla sabahlara kadar çalıştığımız günler oldu. O dönemde çok yoruldum ama o kadar çok şey öğrendim ki. Heykeltıraşlık eğitimime devam etmek için oradan ayrılmak zorunda kalsam da dostluğumuz hiç bitmedi.
Heykeltıraşlık tasarımlarınızı nasıl besliyor?
Heykel sanatı bana, tasarımlarıma daha farklı bakmayı öğretti. Baktığım ama göremediğim şeyleri keşfettim. Heykel - takı ilişkisini , sanat - tasarım ilişkisini algıladım ve bunu tasarımlarıma yansıttım.
Türkiye'de heykeltıraş olmak kolay mı?
Modern bir heykeli algılayabilmek ciddi bir birikim, algı ve sanat gözü gerektirir. Bunun için de halkımızın ve iktidarın bunları hazmetmesi gerekir. Önce belediyeler tarafından izin verilip daha sonra kaldırılan hatta yıkılan heykellerin sanatçıyı ne kadar derinden yaraladığının görülmemesi beni ve sanatçı dostlarımı ‘'Türkiye'de heykeltıraş olmak zor! " demekten alıkoyamıyor maalesef.
Mücevher ve takı dışında tasarımlar da yapıyor musunuz?
Geçtiğimiz aylarda Pera Müzesi'nde dünyanın birçok ülkesinden katılım gerçekleştirilen "Dünyayı gezen çantalar" isimli sergiye çanta tasarladım. Bu çanta Pera yönetiminin ve basının çok ilgisini çekti. Tüm tanıtım broşürlerinde ve gazetelerde benim çanta görselim kullanıldı.~
Tasarımlarınız için neler size ilham veriyor?
Aslında beni besleyen belli şeyler yok; farklı zamanlarda farklı konulardan etkilenebiliyorum, sıradan birşeyi farklı görebiliyorum. Örneğin rüyamda gördüğüm ve ürettiğim cok tasarımım oldu. Kimi zaman bir duruma gönderme yapmak, kimi zaman da okuduğum herhangi bir hikayeyi, olayı tasarıma dönüştürmek, bir kadının farklı bağladığı bir fular bana ilham verebiliyor.
En çok hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?
En çok altın, gümüş, bronz. Hindistan cevizi kabuğu, pırlanta, elmas ve tüm değerli taşları da farklı zamanlarda ve tasarımlarda kullanabiliyorum. Aslında kullanacağım malzemeyi tasarımlarım belirliyor. Kağıda çizdikleriniz, onların nasıl bir malzemeyle daha doğru duracağını resmen emrediyor. Ben de tasarımlarımı dinliyorum malzememi buna göre tercih ediyorum.
Sizce moda ve sanat arasında nasıl bir bağlantı var?
Her tasarımcı bu ikisi arasında bağlantı kurmuyor aslında. Moda tüketilendir, ilk anda beğenilmese bile sürekli kendilerine diretilerek kabul ettirilendir. Moda aslında popüler kültüre hizmet edendir. Sanatsa bambaşka bir duruştur. Kişilerin isteğine göre şekillenmez. Sanat, sanatçının bir sorunu veya sorununu ortaya koyma biçimidir. Çok az modacı sanatı da içinde barındıran tasarımlar yapmakta. Bunu en iyi başaran tasarımcılar arasında Anna Dello Russo, Elie Saab ve John Galliano'yu sayabilirim.
Sırada heyecan verici neler var?
Şu anda önemli bir dans gösterisi icin aksesuarlar ve maskeler hazırlıyorum. Ridade Kafkas Dans topluluğu yaz dönemi için çok büyük ve önemli bir gösteri hazırlıyor. Aynı zamanda dans da ettiğim için dans provalarına ben de katılıyorum ve çok keyif alıyorum. Merak edenler için gösteride çok iddialı aksesuarlar ve ejderha maskelerinin olacağını şimdiden söyleyeyim.
Daha detaylı bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz: www.jjanset.com
Gülşah Öztürk
