İstanbul’dan bir moda gurusu geçti Lakıs Gavalas

Dünyaca ünlü Yunanlı tasarımcı ve moda direktörü İstanbul'daydı.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 23 Şubat 2013
<#text>Lakis Gavalas, Yunanlı bir moda gurusu.Yunanistan'ın moda konusunda adeta sözcülük görevini üstlenen Lakis, kendi markaları LAK ve LAKISGAVALAS'ın haricinde birçok ünlü markayı da Yunanistan'a getirmesiyle tanınıyor. Uzun yıllar moda devleri ve tasarımcılarla yakın ilişkileri olan moda gurusu, aynı zamanda ünlü markalar için tasarımcılık da yapıyor. “Tasarımcı değilim aslında, sadece kendi markamın kreatif direktörlüğünü yapıyorum” diyecek kadar mütevazı olsada, Gavalas, bugünlerde Hermes ve Liberty of London için çanta tasarlıyor. İstanbul'a sık sık gelen ve şehrimize hayran olan Lakis, bu sefer bir konferans için ülkemizdeydi.Dört günlük İstanbul seyahati sırasında Gavalas'la Çırağan Sarayı'nda buluştuk. Otelin lobisinde beklerken Lakis'i bir asistanlar ordusuyla kapıdan girerken görüyorum. Kısa paça, dar, bej pantolon, lacivert ceket, belinde pasparlak parlayan pırlantalarla süslenmiş müthiş göz alıcı bir piton kemer, Hermes'in bir yıldan fazla bekleme listesine alıp aynı zamanda da banka hesabınızın yarısını transfer etmenizi istediği Birkin modelinin en büyüğü derken, Lakis'in iddialı giyim tarzına hayran kalıyorum. Önce ekibiyle tanışıyorum ve her birinin Lakis'in giyim zevkinden esinlendiğini görüyorum. Şaşkınlıkla bakıyorum, bu  adamın asistanlarının bile kolunda Hermes saatler var! Bu nasıl bir ayrımcılık? Acaba dergide yazarlık yapmaktansa Lakis için mi çalışsam diye geçiriyorum içimden. Hayır hayır, her ne şart altında olursa olsun, ben işimi seviyorum. Ne bir Birkin, ne de bir Kelly modeli benim işimden vazgeçmemi sağlayamaz! Lakis çok gülery üzlü olmasının yanı sıra, yavaş hareket eden bir guru olarak bizi şaşırtıyor. On dakika bir şeyler atıştıracağını söylüyor, maalesef tam bir saat sonra çekim alanına geliyor. Fotoğrafçımıza ve bana kendi markası olan LAK'ın güneş gözlüğünü ve bir tişörtünü hediye ederek, kendini affettirmeye çalışıyor.~


<#text> ELLE: <#text>Öncelikle İstanbul'a hoş geldiniz demek istiyorum. İlk izlenimleriniz neler?


<#text> LAKİS GAVALAS:<#text> İnanılmaz bir trafik var burada. Boğaz harika, yemeklerse muhteşem!


<#text>
ELLE:
<#text> İstanbul'a ilk gelişiniz değil sanırım.


<#text> L.G.:<#text> Evet İstanbul'a sık sık geliyorum ve burayı çok seviyorum. Her gelişimde bir öncekinden daha güzelleşmiş görüyorum bu şehri. Bir yandan Doğu kültürünün etkisi insanların davranışlarına yansıyor ve burayı çok misafirperver kılıyor, bir yandan da yemekleri, acı sosları, müziği veTürk kızlarının dikkatimi çeken güzel saçları burayı benim gibi misafirler için daha cazip hale getiriyor.


<#text>
ELLE:
<#text> Türk kadınlarını yakından gözlemleme fırsatınız oldu mu?


<#text> L.G.: <#text>Evet.


<#text>
ELLE:
<#text>Ne düşünüyorsunuz peki Türk kadınlarının stil anlayışları hakkında?


<#text> L.G.:<#text> Kendilerini modaya tam anlamıyla adamış olmasalar da, dikkat çekici ve zarif olduklarını düşünüyorum.


<#text>
“MODA DÜNYASINDA HERKES PANİKTE”



<#text>
ELLE:
<#text>Kendi ülkenize, yani Yunanistan'a yeni markalar getiriyorsunuz. Ayrıca kendi markanız da var. Bu sıralar nelerle uğraşıyorsunuz?


<#text> L.G.:<#text> Bu sıralar yoğun bir şekilde çalışıyorum çünkü kendi markam olan LAK'ın 2010 Sonbahar/Kış koleksiyonunun satışlarıyla ilgileniyorum. Şimdi Lak markasının ürünlerini Romanya'ya pazarlıyoruz.~


<#text> ELLE:<#text> Tasarımcılık da yapıyorsunuz. Bundan sonraki projeleriniz neler?


<#text> L.G.:<#text> Kendime tasarımcı diyemiyorum henüz. Kendime ait olan LAK markasının kreatif direktörlüğünü yapıyorum; ara sırada bazı ünlü markalar için özel tasarımlar yapıyorum. Şimdi Hermes ve Liberty of London için iki çanta tasarlıyorum. 


<#text>
ELLE:
<#text> Stil sizin için nedir?


<#text> L.G.: <#text>Stil, zarafet ve erdemle eşdeğer olarak görülmesi gereken bir kavram bence.


<#text>
ELLE:
<#text> En son, Yunanistan'da birçok ünlü markayı içinde barındıran yeni bir mağaza açtınız. Markalar gitgide çoğalıyor, her gün yenibir tasarımcı çıkıyor, dolayısıyla tasarımcı tarafından bakınca pasta payı küçülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


<#text> L.G.:<#text> Evet kesinlikle. Moda dünyası birkaç senedir fazlasıyla karışmış durumda. Herkes bir panikte. Benim yaklaşımımsa, tasarım ve moda dünyasının içerisinde, yani üretim kısmındaki bu panik durumunu tüketicilere mümkün olduğu kadar yansıtmamak.


<#text>
ELLE:
<#text>
Sürekli yeni tasarımcı arayışındasınız. Peki sizce 2010 yılının en iyi tasarımcıları kimler olacak ya da gelecek vaat edenler kimler?


<#text> L.G.: <#text>Yeni bir araya geldiğim bir marka var, Philipp Plein. Bu markaya çok inanıyorum. Bir de Alexander Wang ve Phillip Lim'i çok beğeniyorum. Bu isimler çok yakın zamanda moda yolculuklarında çok başarılı olacaklar. ~


<#text> “GELECEKTE HER ŞEY TEK TİP OLACAK”


<#text>
ELLE:
<#text> Peki ya trendler hakkında neler düşünüyorsunuz, hangileri gelecekte hit olacak?


<#text> L.G.: <#text>Bugünkü onlarca trendin yanı sıra, gelecekte bence her şey tek tip olacak; tıpkı üniforma gibi. Tek bir tayyör, tek bir çift topuklu ayakkabı, babet, birkaç beyaz tişört ve her mevsime uyabilecek kaşmir atkılar.


<#text>
ELLE:
<#text> Biraz kişisel stilinizden bahsedelim. Gördüğüm kadarıyla aksesuar kullanmayı çok seviyorsunuz. Hermes Birkin, hem de krokodil, pırlantalar, piton kemerler, yüzükler...


<#text> L.G.: <#text>Evet, aksesuarlara bayılıyorum. Ben modaya hiç sadık kalamıyorum. En büyük özelliğimse gittiğim yerin kültürüne göre mutlaka bir şeyler giymemdir. Örneğin İstanbul'a geldiğimde, yemeni takıyorum. Bir de Sevan Bıçakçı'nın müthiş mücevher tasarımlarından takmayı ihmal etmiyorum.


<#text>
ELLE:
<#text> Bir kadının gardırobunun olmazsa olmazı nedir?


<#text> L.G.:<#text> Güzel bir trençkot bence her kadının gardırobunun vazgeçilmez tek parçasıdır.


<#text>
ELLE:
<#text> Kıyafet ve aksesuarın haricinde parfüm konusunda da uzmanlaşmışsınız ve ünlü markaların parfümlerini ülkenize getiriyorsunuz. Nasıl başladınız?


<#text> L.G.:<#text> Evet. Parfüm işine ilk olarak Acqua Di Parma markasını Yunanistan'a getirerek başlamıştım. Şimdi kendi markam olan LAK için bir parfüm serisi hazırlıyorum. ~


<#text> ELLE:<#text> Bugüne kadar kendinize aldığınız en pahalı aksesuar neydi?


<#text> L.G.: <#text>2002 yılında Paris bienalinden kendime aldığım pırlanta ve doğal inci taşlarla süslenmiş bir mihrace broşu.


<#text>
ELLE:
<#text> Cartier ve Hermes gibi moda evleriyle ve ünlü tasarımcılarla yakın dostluklarınız var. Bunun ne gibi avantajlarını görüyorsunuz?


<#text> L.G.:<#text> Tabii ki avantajları var. Örneğin az sayıda üretilen ürünler için bekleme listelerine alınmıyorum, ürün bana direkt olarak gelebiliyor. Fakat bu ürünü satın alabilmek için, yani bu avantajdan yararlanabilmek için, daha fazla çalışmam gerekiyor.


<#text>
ELLE:
<#text>Sürekli seyahat halindesiniz. İleride nerede yaşamak istiyorsunuz?


<#text> L.G.:<#text> Prag. Duyduğuma göre harika hastaneleri varmış.


<#text>
ELLE:
<#text> Gelecek için neler planlıyorsunuz?


<#text>
L.G.:<#text> Kendi markalarımı yurt dışında tanıtmak ve Romanya'dan başlayarak uluslararası pazara girmek istiyorum.   


<#text>
MARKALAR ONDAN SORULUYOR



<#text> Yunanistan'a birçok markayı Lakis getiriyor: Anna Molinari Dior Chloe Bluemarine Burberry Fendi Liberty of London Sonia Rykiel Moschino Philipp Plein Jean Paul Gaultier

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.