Moda'nın Jön Türkleri
Moda'nın Jön Türkleri
ELLE ONLINE
20 Ağustos 2010
ELLE: ‘İstanbul Fashion Week’e hazırlanma sürecinden bahseder misiniz?
Hatice Gökçe: Keyifli ama bir o kadar da yorucu dört ay.
ELLE: IFW sizin için ne ifade ediyor?
H.G: Aslına bakarsanız uzun yıllardır üzerinde çalıştığımız bir konunun meyvesi IFW. Türk moda tasarımcılarının son yirmi yıldır sergilediği yoğun çabalar sonunda meyvelerini vermeye başladı ve nihayet İstanbul’un modayı devşiren değil, yaratan bir kent olarak dünya moda gündeminde belirmesine şahit olmaya başladık. Bence İstanbul’un sadece moda kenti olarak algılanması, çok yönlü olan bu şehre haksızlık olur. Ancak şehrin diğer güzelliklerinin de değeri bilinerek İstanbul’un diğer moda kentlerinin yanında yerini alması, İstanbul’da yaşayan bir moda tasarımcısı olarak beni mutlu eder. Istanbul Fashion Week’in İstanbul’un moda şehri imajına yaptığı katkıyı anlamlı buluyorum. Aynı zamanda IFW’nin Türk modacılarının uluslararası platformda söz sahibi olabilmesi konusunda da belirleyici olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple benim için çok değerli.~ ELLE: Türkiye’deki tasarımcıları nasıl buluyorsunuz? Türkiye’nin dünya modasındaki trendleri belirleme konusundaki yeri nedir? Ne olacak?
H.G: İtici kuvvete ihtiyaç var ve bu da hazır olduğunda Türkiye dünya modasında trendleri belirleme konusunda bir numaraya oturacak. Şu an takip ediliyoruz ve arada taklit de ediliyoruz. Müthiş bir tasarım çabası var son dört yıldır. Türkiye’deki tasarımcıların pek çoğu çok başarılı.
ELLE: Dünya modasında öne çıkan tasarımcılar, ‘trendsetter’lar kimler sizce? Stil ikonu olduğunu düşündüğünüz kimler var?
H.G: Sanıyorum bazı isimlerin stil ikonu olduğu ve dünyanın geri kalan kısmının da onları takip ettiği devir geride kaldı. Artık sadece belli isimler çerçevesinde dönmüyor bu iş. Her an herkes stil ikonu olabilir.
ELLE: Bu şovu hazırlarken bir tema belirlediniz mi?
H.G: Jön Türkler, benim yoğun bir tarihsel mirastan moda için bir yorum alanı üretme girişimimdir. Jön Türkler’i tarihçilerin gündemini meşgul etmekle kalan bir konu olmaktan çıkarmak ve onu hayatımızın daha da içine sokma isteğimin de payı vardır belki bu girişimde. Jön Türkler, özgürlükçü fikirleri savunan ve bunun için çabalayan edebi, siyasi, kültürel anlamda dönemine ciddi katkıları olmuş büyük bir oluşum ve en önemlisi; onların giyim konusunda çok detaycı ve dönemin sıkı takipçileri olduklarını da biliyoruz. Üstelik Türkiye’nin Osmanlı zamanındaki çok kültürlü yapısının üzeri örtülmeden girişilen ilk ve son siyasal hareket olması da benim için ayrıca anlamlı.
ELLE: Koleksiyonunuzdaki ağırlıklı renkler ve detaylar nelerdir? Bu senenin renkleri ve kumaşları ne olacak?
H.G: Nil yeşili, pembe, aqua mavi, acı sarı ve kahve bu sezon kullandığım renkler.~ ELLE: Siz hangi kumaşları kullandınız? Seçiminizin özel bir sebebi var mı?
H.G: Bir yaz koleksiyonu olmasına rağmen ağırlıklı olarak deri kullandım. Ancak o kadar ince işlenmiş deriler ki, ipeksi kumaşlardan pek bir farkı yok. Deriyi pamuk-ipek karışımı dökümlü kumaşlarla kombinledim.
ELLE: Koleksiyon oluştururken nelerden ilham alıyorsunuz? Moda dünyasında sıradanlıktan uzaklaşmak nelere bağlı?
H.G: Düşüncelerinizi ve yaptığınız işleri kişiselleştirdikçe, yaratıcılığın dozu da artıyor. Geneli düşünerek hareket etmek sıradanlığı getiriyor. Oysa ki yaratıcılıkta tabulara yer yok. İnsan kendini özgür bırakmalı ve denemeli.
ELLE: Yeni sezonda büyük değişimler var mı? Hala trend olan neler var? Geçmiş sezonlardan neler giyebiliriz?
H.G: Tulumlara devam edebiliriz. Açıkçası yeterince tüketilmediklerini düşünüyorum.
ELLE: Kadınların/erkeklerin bu seneki favorileri giysileri/aksesuarları ne olacak?
H.G: Deri yelekler ve zımbalı tasarımlar kullanılacak. Geçen sezon tulumlar vardı. Favoriler arasında şimdi yelek de yerini alıyor. Ayrıca el örgüsü her şey yeniden çok önemli olacak.
ELLE: Her daim ‘hip/trendy’ olmak isteyenler için öneriler?
H.G: Kendi keşiflerini kendileri yapmalılar. Araştırmaya, denemeye açık olmalılar. Ve seçimlerini, başkalarının ne beğenebileceğini düşünerek ama sadece kendi içlerinden gelen sesi dinleyerek yapmalılar. ~
ELLE: Kadınlar/erkekler giyimleri konusunda hangi hataları yapıyorlar?
H.G: Moda, erkeklerin biraz mesafeli durdukları bir sektör gibi görünüyor. En temel soruna yönelmek en doğrusu. Sonrasında doğruyu bulmak kolay. Klasik giyim, erkeklerin vazgeçemedikleri bir tarz. Oysa moda, yeniliğin bir başka tanımı aslında. Yenilikçi olmak siz istemeseniz de takipçilerini beraberinde getiren bir durum. Merak duygunuzu harekete geçirmedikçe, yenilikleri denemek için istekli ve hazır olmadıkça “yenilikçi” olmanız imkansız. Değişime düşünceden başlamayı deneyebilir miyiz? Yenilik yapabilmek için iki şeye ihtiyaç duyarız: Merak ve hayranlık duygusu. Oysa “karar vermek”, ilk öğretilendir. Karar vermek, eldeki seçeneklerin biri hariç hepsini gözden çıkarmaktır. Yenilikçi düşünce sahibi erkekse, es geçilen “öteki” olasılıklar üzerinde kafasını yorar. Erkekler de kadınlar da alternatif giyim tarzlarını denemeyi eğlenceye dönüştürmeyi bilmeli.
SON HABERLER
