TEK BAŞINA BİR TRİATLONCU

Ülkemizi uluslararası müsabakalarda temsil eden Bahar Saygılı ile tanışın!

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 14 Aralık 2014
TEK BAŞINA BİR TRİATLONCU
Spor hayatımızın bir parçası haline gelmeli... Bunu sürekli tekrarlıyoruz. Peki ama işi ‘sağlıklı yaşamın' dışında taşıyıp bir yaşam tarzı, bir meslek haline getirmeye ne dersiniz?


Ülkemizde maalesef çok fazla atlet yetişmiyor. Yetişenlerse bunu kendi çabalarıyla ve her türlü fedakarlığı yaparak başarmak zorunda kalıyor. Kendilerine alan açamıyor, ‘popüler sporlar'ın gördüğü saygıyı ve desteği görmüyorlar... Size tanıtmak istediğimiz triatlet Bahar Saygılı o isimlerden bir tanesi. En azından ilham almanız için onun hikayesini sizlerle paylaşmak istiyoruz...





1- Bize kendinden bahseder misin? Nasıl triatlet oldun? Hikayeni anlatır mısın?


Banyo yaptıralamayacak kadar sudan korkan bir çocuktum. Ailemin yönlendirmesiyle beş yaşında başladığım yüzme sporu giderek hoşuma gitti. Çocukluk antrenörüm o dönemde aktif olarak triatlon yapıyordu. Bu sporla onun sayesinde tanıştım. İlk yarışıma, 14 yaşımda, 2000 yılında girdim. Yarışa girmeden bir hafta önce de yarış bisikletine ilk kez bindim! Ne bisiklet ne de mesafeler hakkında bir fikrim vardı. Ne kadar sürer, 40 km nasıl biter, bisikleti nasıl kullanmalı... Sürerken düşündüm bunları. Koşu ise çok zor bitti. Sadece yüzme kısmında sorun yoktu. Ama bacaklarımdaki o garip hissi hala keyifle hatırlıyorum.~ 2- Sen bu başlangıcın devamında ‘Ironman' de oldun. Hem bunu hem triatlonu anlatabilir misin?


Triatlon, mesafeleri yarışmaya göre değişen, sırasıyla yüzme, bisiklet, koşu branşlarının peşpeşe yapılmasından oluşan üçlü bir branş. Aradaki iki tane değişim de yarışın süresine dahil. En kısa mesafe 750 m. yüzme, 20 km bisiklet ve 10 km koşudan oluşuyor. Olimpik mesafe ise 1500 m. yüzme, 40 km bisiklet ve 10 km koşudan oluşuyor. Buna ek olarak ‘Half Ironman' denen 70.3 var. Onun mesafeleriyse 1.9 km yüzme, 90 km bisiklet ve 21.1 km koşu. Herkese, her yaşa hitap eden bir branş. Yaş sınırı yok. Ironman olmak için de alt yapınız olsun olmasın profesyonel destek alarak yarışı bitirmek için hazırlık yapmak mümkün.


Belli bir yaştan sonra performans sporcusu olmak zor ama bu branşın güzelliği burada kendi kendinizin rakibi olmanız.





3- Bunun için nasıl bir eğitim aldın peki?


Triatlon, Türkiye'de henüz çok genç bir branş. Bu yüzden antrenör eksikliği söz konusu. Ben hayatta her şeyin bilim ile ilerleyebildiğine inanıyorum. Bu sebeple branşımda akademik olarak da ilerlemeye devam ediyorum. Marmara Üniversitesi ve Atina Üniversiteleri'nde lisansımı Beden Eğitimi ve Spor Bölümü'nde tamamladım. Hala da Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisans tezim üzerine çalışıyorum. Triatlon dersleri veriyorum. Umarım bol bol antrenör ve sporcu çıkarmaya destek olurum gelecekte.~ 4- Hedeflerin neler?


Hedefim dünya çapında profesyonel olarak yarışır hale gelebilmek. Şu an iki kere dünya şampiyonalarında ülkemizi temsil ettim. Bu alanda bunu yapan ilk kadın sporcuyum. İlham verebilmek, öncü olmak, insanları bu iş için cesaretlendirmek bana mutluluk veriyor. Şu ana kadar en başarılı olduğum yarış, bu yıl düzenlenen 70.3 Ironman Lüksemburg'du. Burada 4,51'lik derece yaptım, ikinci oldum. Böylece Kanada'da yapılan 70.3 Ironman Dünya Şampiyonası'nda yarışmaya hak kazandım. Ülkemi gururla temsil ettim. 34. oldum. Ama niyetim ilk üçe girebilmek. Şu anda tedarikçi sponsorlarım var. Ancak finansör desteğim maalesef yok.





5- Yarışlara hazırlanmak için nasıl antrenmanlar yapıyorsun?


Diğer birçok spor dalına kıyasla, çok uzun süren antrenman saatleri oluyor. Yarışmalar öncesinde 5 saate kadar süren bisiklet antrenmanları, 1-2 saatlik yüzme, 2 saat süren koşular... Her gün sabah, akşam yemek yemek gibi bir şey. Her gün aynı tempoda çalışmıyorum ama en azından 3 saatim bu branşa özgü antrenmanlarla geçiyor.





6- Bu sporu yapmak isteyen okuyucularımıza ne önerirsin?


Açık havada antrenman yapmak oksijen kullanımı açısından çok yararlı. Spor salonu yerine dışarı atsınlar kendilerini. İnanın başta fikir zor gelse bile, bir kere dışarı çıktıktan sonra dünyanın en huzurlu insanı olarak eve dönüyorsunuz. Yürüyün eğer yapabiliyorsanız jogging yapın. Hayat boyu yapabileceğiniz bir diğer spor da yüzme. Mutlaka yüzün. Ayrıca size yararı olmayan hiçbir madde (yemek) girmesin vücudunuza.

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.