Tarih, arkeoloji ve motor tutkunu. Yelken yapıyor. Bilimkurgu meraklısı. Sıkı durun: Silikon Vadisi'nde çalışıyor! Intel Türkiye Yeni Teknolojiler Bölümü Dünya Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz'le giyilebilir teknolojiyi, modayı ve teknoloji-doğa ilişkisini konuştuk.Yemyeşil bir ortamda ve güneşli bir günde bir araya geldiğimiz Ayşegül İldeniz, Intel'in Amerika Silikon Vadisi'ndeki merkezinde çalışan en kıdemli Türk kadın yönetici. İldeniz, giyilebilir teknolojiler ve şirketin gelecek nesil teknolojilerini geliştirmek için çalışan takıma liderlik ediyor.
Silikon Vadisi nasıl bir yer?
Geleceği şekillendiren insanların bir arada yaşadığı, girişimci insanların ve yaratıcı ruhun bolca bulunduğu bir yer. Çok çılgın insanların adresi diyebiliriz. Silikon Vadisi, bunu besleyen bir ortam. Elektrikli arabalar çok fazla, herkes onları tercih ediyor...
Siz teknolojiye çocukken de, yani hep meraklı mıydınız?
Bir sürü şeye meraklıydım. Pek çok hobim var. Gelecekle ilgili her şeye ve özellikle bilim kurguya hep çok meraklıydım. Çalışma arkadaşlarımla muhabbet edince hepimizin bilim kurguya meraklı olduğu ortaya çıktı. Demek çocukken de gelecekte neler olacağını düşlemek gibi bir derdim varmış. Bu merakım halen devam ediyor; bu konuları hemokuyor, hem de izliyor ve düşünüyorum.
Teknoloji ve modanın nasıl bir ilişkisi var?
Giyilebilir teknoloji bir seçimi gösteriyor, bir bakıma karakterimizin yansıması. Giydiklerimizle kendimizi anlatmak istiyoruz, tekdüze olmak istemiyoruz. Ve bunu moda ve tasarımdan daha iyi yapan yok. Giyilebilir teknolojiler şu anda olaya sadece teknoloji açısından yaklaşıyorlar. Bizim şirketin ve şahsi olarak benim misyonum, bunu değiştirmek. Estetik ve modayı teknolojiyle buluşturmamız lazım. İnsanlara ancak o şekilde çekici gelebilecek.~
EN YEŞİL TEKNOLOJİ
Bunun olabilmesi için neler yapıyorsunuz?
Amerika'daki modacılar konseyiyle, Council of Fashion Designers of America'yla bir araya geldik. Konseyin başkanıyla bir program başlattık. New York'ta bir etkinlik düzenledik. 150 modacıdan, teknolojiye meraklı müşterilerin neler istediğini dinledik. Çok güzel bir bilgi alışverişimiz oldu. Teknoloji ve modanın bağını şöyle bir örnekle de anlatabilirim: Oakley gözlüklerinin 17 yıllık baş tasarımcısı şu anda bizim şirketimizde, giyilebilir tasarımların başındaki isim. Ekibinde hem makine mühendisleri, hem de endüstriyel tasarımcılar var.
Teknoloji doğaya düşman mı?
Hiçbir şekilde değil. Ben yıllarca gelişmekte olan ülkelerin başkanlığını yaptım. Bu bölgelerin teknoloji çöplüğüne dönüşmemesi için çaba gösterdim. Şirket olarak insanlar en doğruyla tanışsın, doğaya zararlı, çevreyi kirleten ürünler kullanmasınlar diye elimizden geleni yaptık. Afrika ülkelerine bu eski ve kötü ürünler yollandı. Buna engel olmaya çalıştık. Bu konuda bilinçli hareket ettiğiniz sürece teknoloji, yeşile katkıda bulunabilir. Intel olarak dünyada yıllarca üst üste en yeşil teknoloji kullanan şirketlerden biri seçildik. Tüm atıklarımızı geri dönüştürüp fabrikalarımızda kullanıyoruz. En son yaptığımız bir şeyi de paylaşabilirim: Afrika'da, Kongo Cumhuriyeti'nde çok özel bir maden çıkıyor. Bu maden, tüm elektronik şirketleri tarafından kullanılıyor. Ocak ayında bizim şirketin CEO'su “bundan sonra iç savaşın bulunduğu bu bölgelerde, yasal olmayan ve zor koşullarda çıkarılan bu madeni hiçbir şekilde kullanmayacağız” şeklinde bir açıklama yaptı. Tüm ilgili şirketler bizi bu konuda takip etti.
Çok hobiniz var. Her fırsatta doğaya kaçıyorsunuz...
Seyahat tutkum var. Farklı kültürlerle ilgileniyorum. Sadece doğa değil, o doğanın içinde var olan insanları da tanımak istiyorum. Tarih ve arkeoloji okuyorum, kazılara gidiyorum; sırt çantamı alıp Etiyopya'nın dağlarına, Himalayalar veya nereye gidebiliyorsam, her fırsatta oralara kaçıyorum.
Himalaya veya Etiyopya gibi yerlere gittiğinizde teknolojiden, telefondan, internetten uzak kalma konusunda huzursuz oluyor musunuz? Yoksa biraz uzaklaşmak size iyi geliyor mu?
Huzursuz olmuyorum. Gittiğim yerlerdeki insanlar teknoloji kullanamıyorsa benim de kullanmamam çok doğal gibi geliyor. En fazla, bunu nasıl değiştirebileceğimi düşünüyorum.
SUZAN YURDACAN
