ÇAĞATAY ULUSOY ETKİSİ

Yakışıklı oyuncu Çağatay Ulusoy'la, oyunculuğu, hedefleri ve aşk üzerine...

ELLE Online Editor ELLE ONLİNE EDİTOR 30 Ocak 2015
ÇAĞATAY ULUSOY ETKİSİ
Aralık-2014 sayımızın kapağında o vardı. Konular Editörümüz Suzan Yurdacan'ın yaptığı röportajda, sorularımızı içtenlikle cevapladı. İşte o röportajdan önemli kesitler burada... 





Kendisiyle buluşmak için doğru zamanı sabırla beklediğimiz Çağatay Ulusoy'la çocukluğunu, oyunculuğu, hedeflerini, hakkındaki eleştirileri, medyanın ilgisini, hayranlarının sevgisini, büyük konuşmaktan çekindiği aşkı ve 2015 dileklerini konuştuk.





Nasıl bir çocukluk geçirdiniz, nasıl bir ailede büyüdünüz?


Babam Bulgaristan göçmeni, annem Boşnak. Birbirlerine bağlı, akrabalık ilişkileri sımsıkı olan büyük bir aile. Beni vicdanlı bir evlat olarak yetiştirmeye gayret ettiler. Ailede pek çok yaşıtımın bulunması küçükken hiperaktif olmamın büyük etkenlerinden. Neyse ki enerjimi bir süre sonra spora verdim, uzun yıllar basketbol oynadım. Yoksa enerjimi başka türlü atamıyor, yaramazlık yaparken kendimi yaralıyordum. Çoğu çocuk gibi benim de hatırladığımda yüzümdeki gülümsemeye engel olamadığım ya da tam tersi, hafiften utandıran anılarım var. Çocukluğumu dolu dolu yaşadığım için, sokakta büyüdüğüm için çok mutluyum.





Dış görünüş ve karakter olarak kime benziyorsunuz?


Geçtiğimiz günlerde bir haber vardı, “Hık demiş babasının burnundan düşmüş” diye. Bence de aynen öyle. Karakter olaraksa ağırlıklı anneme benziyorum.





Küçükken en beğendiğiniz oyuncu kimdi?


Çok iyi hatırlıyorum, 10-11 yaşlarındayken “Deli Yürek” vardı. İzlediğim, delikanlı olarak “Gaza geldiğim” ilk dizilerdendi. Kenan İmirzalıoğlu'nu çok severdim. Hala çok beğendiğim, saygı duyduğum değerli insanlardandır.





Belli ki gaza gelmekten daha fazlası olmuş. Oyunculuk dersleri almaya başlamışsınız...


Oyunculuk fikri hızlı gelişen bir sürecin sonunda oldu. Best Model yarışması ardından teklif geldi. Türkiye'deki TV sektörü dizi ağırlıklı projeler üzerine. Kendinizi birden içinde buluyorsunuz. Kariyer planlamamı hızlı yapmam gerekiyordu, ben de oyunculuğa yöneldim. Kendimi geliştirmek için dersler almaya başladım, çünkü sadece dış görünüş veya ışığınızla başarı mümkün değil. Her işi zaten en iyi şekilde yapmak isterim, bunun için de emek vermek gerekir.





Sinema filmi hayaliniz var mı?


2015 yaz dönemi için Ay Yapım'la sinema projemiz var. Çalışmalara şimdiden başladık. Yönetmenimiz, Medcezir'de de beraber çalıştığım Ali Bilgin olacak. Senaristler çok başarılı isimler. Hepimiz heyecanlıyız. Oynayacağım rol için şimdiden derslere başladım. Diziden kalan vakitlerimde bu projeyle ilgili çalışmalar, toplantılar yapıyorum. Başarılı olacağımıza inanıyorum.





Kameranın karşısına ilk geçtiğinizde neler olmuştu? Rahat mıydınız, neler hissettiniz?


Tuhaftı. Kameraya ve işin teknik kısmına hakim olmadığım için kontrolsüz ve tedirgindim. İlerleyen zamanlarda, gözlem yaptıkça durum değişmeye başladı. En çabuk nasıl öğrenirim diye sürekli ekiple muhabbet halindeydim. Zamanla tedirginlik gerektirecek bir durum olmadığını anladım ve süreç daha keyifli hale geldi. Fakat set dışında kameralara alışabildiğimi söyleyemem.~ En iyi eleştirmeniniz kim?


Aslında insanın en büyük eleştirmeni kendisidir ama bazen kendimizi kandırabiliyoruz, yaptığımız yanlışın doğru olduğuna inanabiliyoruz. Bu risk her zaman var. O yüzden her özeleştiri yaptığımda fikrimin sağlaması için (Bu, hayatla ya da işle ilgili olabilir), yakınımdaki, hayat tecrübesine veya mesleki deneyimine inandığım insanların yorumlarını alırım ve bunların beni doğru yönlendirdiğine inanırım. Ancak sanırım en iyi eleştirmenim babam.





Bugüne kadar aldığınız en iyi iltifat?


Bu konuda biraz utangacım aslında. Bunları konuşmayı sevmiyorum. Yoksa beğenilmek tabii ki güzel. Sonuçta insanların beğenmesini umduğumuz bir iş yapıyoruz.





Rol aldığınız son iki dizi de çok başarılı oldu. Bu üzerinizde bir baskı yaratıyor mu?


Bu sizin hayata nasıl baktığınızla ilgili. Ben bunu baskı olarak değil, aksine daha da iyi şeyler yapmak için motivasyon olarak görüyorum. Dizilerin başarısız olması üzerimde daha fazla baskı yaratırdı.





Peş peşe dizilerde rol almak riskli, oyuncunun yüzü eskir diyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


Bu çok ince bir çizgi. Bu sektörde bir sezon proje yapmasan “Yüzü unutuldu” da deniyor. Dizi çekimleri çok yoğun ve yorucu geçiyor. Sürekli bu tempoda çalışmak insanı ruhen ve bedenen yıpratır. Bir süre sonra yaratıcılığınızın körelmesi de bir ihtimal. Bu sebeple kısa da olsa ara verip yeni iş için kendinizi hazırlamanız, sıfırlamanız, sonraki projenizin daha başarılı olmasına katkı sağlayabilir.





Şöhret sizi, hayatınızı kısıtlıyor mu? Sokakta rahat gezebiliyor musunuz?


Evet, bazen kısıtlıyor ama sokakta rahat yürüyememek dert değil aslında. Bu işin fedakarlık gerektiren bazı yönleri var. Mesela yaptıklarınıza, attığınız adımlara daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor. İnsanlar sizi rol modeli olarak alabiliyor. Topluma yön veren insanların ister istemez sırtına bu tarz yükler biniyor. Ama genel anlamda ilgiden,alakadan, insanların beni gördüklerinde gösterdikleri sevgiden rahatsız değilim.





Bunu es geçmeyelim. Çok beğeniliyor, çok seviliyorsunuz. Bu kadar çok ilgi ve sevgi insanı şımartıyor mu, yoksa güvenini mi artırıyor; neler oluyor?


Bu düşünceleriniz için teşekkürler. Bence bu her insan için aynı, sadece tanınmış veya ünlü biri olmakla ilgili değil. İlgi, sevgi hepimizin hoşuna gider ve bazen bizi şımartabilir. Sonuçta ben de insanım ve beğenilmek, takdir edilmek hoşuma gidiyor. İyi bir şey yaptığımı düşünüyorum ve mutlu oluyorum. Bu aynı zamanda özgüveninizi de olumlu yönde tetikleyen bir durum. Ama şöhret, ün gelip geçici. Önemli olan arkanızdan “iyi bir insandı” dedirtebilmek.~ Oyuncu olmasaydınız sizce hangi mesleği seçerdiniz?


Yine bu sektörle alakalı bir meslek seçerdim. Belki kamera arkasında yer alabilirdim.





İyimser bir insan mısınız? Kötü, üzücü bir şey olduğunda nasıl davranırsınız?


Kötümser biriyim sanırım. Olaylara negatif yönden yaklaşırım. İster istemez en kötüsünü düşünüp ona göre önlemimi alırım. Kötü bir olayla baş ederken duruma bu şekilde yaklaşarak kendimi daha güçlü hissediyorum. Bu beni daha fazla motive ediyor galiba, bunu anladım. Üzücü durumlarda sakin ve soğukkanlı olabiliyorum. Üzülüp dert yanmaktansa olayın üzerine gidip durumu çözmek için uğraşırım.





Hayatınızı planlar mısınız? Bir yıl, beş yıl, 10 yıl sonra şunları şunları yapmış olurum diyor musunuz?



Bu sektöre gireli dört yıl oldu. Bu soruyu bana dört yıl önce sorup “Kendini ileride neler yaparken görüyorsun?” deseydiniz, şu an yaptıklarım aklımın ucundan geçmezdi. O yüzden beş ya da on yıl sonra ne olacağını kestiremiyorum. Sadece şu kadarını söyleyeyim: İllaki bazı planlarım var. Kariyer planımın olması, bence sürdürülebilirlik açısından çok önemli.





Özel hayatınızın bu kadar merak edilmesi sizi şaşırtıyor mu, yoksa buna alıştınız mı?


Bu şaşırtıcı değil. Göz önünde olduğum için insanlar hakkımda her şeyi merak ediyor, daha fazlasını bilmek istiyorlar. Bu tüm dünyada böyle. Gerçi bizde bu merak biraz fazla sanırım. Ama insan bir süre sonra ister istemez alışıyor.





Bir kadında size en çekici gelen özellikler neler? Hiç hoşlanmadığınız şeyler var mı?


Tuzak sorulara geldik sanırım (gülüyor). Öncelikle,herhangi bir kadından bahsederken “hoşlanmıyorum” kelimesini kullanmayı sevmem... Ben sadece kadın-erkek ilişkisinde değil, tüm arkadaşlık ilişkilerimde samimiyete önem veririm. Bana samimi ve içten yaklaşan birisiyle arkadaşlık edebilirim.





Sevdiğiniz insanı kıskanır mısınız?


Aslında bu sorunun cevabı içinde gizli. Sevdiklerini kıskanmamak ne demek bilmiyorum! Tabii ki sevdiğim insanları kıskandığım zamanlar oluyor...





Sizin gibi göz önünde olan bir insanın ilişkisini dış etkenlerden, “basının ilgisi”nden koruması zor mu?


Basının işi bu: Biz bir şeyleri koruyup saklamaya çalışırken bunları ortaya çıkarmak. Ancak bunun karşılıklı saygı ve ahlak çerçevesinde olması gerekir. Ünlü olsak da biz de sosyal varlıklarız ve bir yerlere gidip arkadaşlarımızla, ailemizle görüşmek istiyoruz. Bunu da mümkün olduğunca gözlerden uzak yapmaya çalışıyoruz.~ Dış görünüşünüze, giydiklerinize dikkat eder misiniz? En çok neler giyersiniz?


Evet, dikkat ediyorum ve ne giydiğime özen gösteriyorum. Ve bu sadece göz önünde olmakla ilgili değil, kendini iyi hissetmekle de alakası var. Rahat kıyafetler,


salaş tişörtler her daim ilk tercihim.





Kendinize en çok hangi rengi yakıştırırsınız? Kıyafet satın alırken birilerine danışır mısınız?


Siyah rengi çok kullanıyorum. Bir de haki rengi seviyorum. Kıyafet konusunda profesyonel destek alıyorum. Alışverişlerimi, stil danışmanım İlknur Aykanat'la yapıyorum.





Aksesuvar sever misiniz?


Saat ve bileklik takıyorum. Bence giydiğiniz kıyafete göre abartı olmadan kullanılan küçük aksesuvarlar kıyafeti tamamlar.





Şık bir davete gidecekseniz ne giyersiniz?


Bu, davetin konseptine göre değişir. Ödül törenine smokin tercih ederim. Başka önemli bir davette özel dikim takımlar giyerim. Takımın tarzına stil danışmanımın yönlendirmesiyle karar veriyorum. Parti veya kutlamalara ağır olmayan, spor tarzda kıyafetler seçiyoruz.





Çalışmadığınız zamanlar nasıl vakit geçiriyorsunuz?


Spor yapmayı seviyorum. Yoğun çalışma tempom var, ama ailemle birlikte olmak için de zaman ayırıyorum. Ne kadar başarılıyım bilmiyorum ama yağlı boya resim yapıyorum. Bir şeyler yazıyorum ve bu da bana terapi gibi geliyor. 2015 yaz aylarında çekeceğimiz sinema filmi için çalışıyorum. Bu aralar sevdiğim birkaç enstrümanı daha çalmayı öğrenmek için uğraşıyorum.








RÖPORTAJ: SUZAN YURDACAN
FOTOĞRAFLAR: EMRE DOĞRU
STYLING: MELİS AĞAZAT

ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.