MARC JACOBS OLMAK

Hakkında söylenecek çok şey var

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 22 Temmuz 2013
MARC JACOBS OLMAK
* Babası, o henüz yedi yaşındayken öldü. Annesi ise babasından sonra üç defa daha evlendi. Jacobs, büyük annesiyle yaşamaya karar verdiği güne kadar annesinin peşinden oradan oraya sürüklendi. Sorunlu ve güvensiz çocukluğu boyunca tasarımcının en büyük dayanağı büyükannesi oldu. Onun için, “Büyükannem harikaydı. Bana örgü örmeyi ve bu tür başka bir sürü şeyi öğretti. Onun için dünyadaki en önemli varlık bendim, benimle gurur duyardı ve hep desteklerdi. Büyükannem dışında ailemden hiç kimseyle aramda böyle bir yakınlı k yok, hiçbir zaman da olmadı."





~


* Marc Jacobs, Parsons School of Design'dan mezun olduktan üç yıl sonra yani 1987'de kendi markasını yarattı ve Perry Ellis'teki ilk tasarım işini aldı. (1992 yılında sergilediği ‘grunge' tarzındaki koleksiyon -ki bu dağınık görüntü ve çabasız şıklığın podyumlarda ilk boy gösterdiği şovdu, eleştirmenlerce başarısız bulunduğu için işinden kovuldu.) Ancak ne yazı k ki aynı yıl büyükannesini kaybetti.





Grunge, yine yeniden





~


* Ailesiyle hiçbir bağlantısı olmayan tasarımcının yakın arkadaşları arasında sadece sanatçılar Rachel Feinstein ve Elizabeth Peyton, Film Yapımcısı Sofia Coppola, Stilist Venetia Scott, hem Paris hem de New York'taki tasarım ekibinden yakın olduğu insanlar değil, full-time anneler de bulunuyor. Robert Duffy ile koleji bitirdikten sonra başlayan iş ortaklıkları hala devam ediyor. Tasarımcının yaşadığı ekonomik ve kişisel zorluklar karşısında Robert hep yanında olmuş. Bu yüzden, tasarım evlerine kendisiyle çalışmayı istemeleri halinde Robert'ı da kabul etmeleri gerektiğini söylüyor Jacobs.





~


* Paris'teki merkez ofis ve atölyesini kurduğundan bu yana Marc'ın hayatında köklü değişiklikler oldu. Arkadaşları ona artık dayanılmaz biri haline geldiğini söyleyene dek, Marc alkol ve uyuşturucu müptelası bir clubberdı. Yavaş yavaş kendini öldürdüğünü fark ettiğinde ilk yaptığı bir rehabilitasyon merkezine gidip tedavi görmek oldu. Bunu takip eden yedi sene boyunca alkol ve uyuşturucudan uzak durdu ve çok daha dingin bir hayat yaşamaya başladı. Modern sanattan aldığı zevk, iki köpeğini gezdirmek ve arkadaşlarını akşam yemeğine davet etmek, yeni hayatında önemli bir yer tutuyor.





~


* Tasarımcı uzun süre çektiği mide ağrıları nedeniyle gittiği beslenme uzmanının tavsiyelerine de uydu ve yediklerini tekrar gözden geçirdi. Abur cubur yiyecekler, süt ürünleri ve buğdaylı gıdalara veda edip tamamıyla organik yiyecekler yemeye başladı. Sabahları 5.30 da uyanan Jacobs ilk olarak duşunu alıyor ve kendini bir yığın cilt bakım ürünüyle şımartıyor.  Daha sonra spora gidiyor. Burada iki-buçuk-saatini geçiriyor. Evet, gerçekten şaşırtıcı ancak doğru. Tam iki buçuk saat.





~


* O aynı zamanda çekinmeden kendisiyle dalga geçebilen biri. Robert Duffy'nin her yıl düzenlenen kostüm partilerine güvercin ya da ketçap şişesi gibi değişik kılıklara bürünerek katılıp ekibindekileri ve paparazzileri eğlendirmeye bayılıyor. Köpekler için tasarladığı kaşmir kazaklardan oluşan Bark Jacobs Koleksiyonu'nu da unutmamak gerek. Bu koleksiyonu tasarlarken aklında English Bull terrier cinsi köpekleri, Alfred ve Daisy vardı.





Ve işte kendi anlatımıyla Marc Jacobs...





~


*
"Bir gün müzede sergilenebilecek giysiler yapmayı hayal etmiyorum. Beni heyecanlandıran asıl şey sokaklarda ya da partilerde tasarımlarımı giyen insanlar görmek... İşte o zaman tasarımlarımın giyinilebilir olmasını daha çok istiyorum."





* "Kadınlar kusursuz görünme konusuna kafayı takmış durumdalar. Olmak istediğim kadar uzun boylu değilim. Takım elbiseler üstümde istediğim gibi durmuyor ancak bu onları sevmeme de giymeme de engel değil. Kadınlar, vücutları için uygun olmadığını ya da kendilerine yakışmayacağını düşündükleri kıyafetleri giyinme zevkinden kendilerini mahrum ediyorlar. Ancak yine de bence insanlar kendileri için en doğru olanı bilirler."





~


* "Kendim ve yeteneklerimle ilgili şüpheye düştüğümde, Robert bana her şeyin yolunda gideceğini söyler ve beni rahatlatır. Diğerlerinin ne düşündüğü umurumda değil, hayatımda yaptıklarıma ve bana inanan biri olduğu için çok şanslıyım."





* "Krem ve losyonlarımı sürmeye bayılıyorum. Bu çok sevdiğim bir ritüel."





~


  * “Söz konusu spor olduğunda tam bir bağımlıyım.”





“Ofiste tipik bir gün, yapacaklarımı planlamak, ancak sonrasında genellikle bunları yapamamakla geçiyor!”





* Kendisine cool biri olduğunun söylenmesinden nefret ediyor ve ekliyor:  “Hiç de öyle olduğumu düşünmüyorum. Aslında kendine güveni olmayan beş para etmez akılsızın tekiyim.”





~


* “O anda aklımıza ne gelirse onu yapıyoruz. Aslında hoşuma giden şeyleri yapıyorum. Her şey detaylarda gizli. Tüm ekip astarlar, süslemeler, iplikler ve dikişler konusunda çok titiziz. Bu yüzden de detaylara çok zaman harcıyoruz. Bizim için giysilerin dışı kadar içi de önemli. İster çanta ister ayakkabı ya da elbise olsun, iyi görünmeli ve gerçekten kaliteli olmalı. Üstünüzde olduğu kadar sandalyenizin arkasında asılıyken de, açık ya da kapalıyken de güzel görünmeli. İnsanlar tüm bunların öylesine ortaya çıktığını düşünebiliyor. Oysa durum hiç de öyle değil. Hep birlikte oturup bir elbiseye ya da bir aksesuvara hangi boy lastiği nasıl dikmemiz gerektiğini tartışıyoruz.”





~


* “Hayatımda hiçbir şey saklamıyorum. Davranışlarımdan, cinsel tercihimden, geçmişteki ya da şimdiki bağımlılıklarımdan hiçbir şekilde utanmıyorum.”





* “Hiçbir zaman kendine çok güvenen biri olamadım ve kendime güvenimin geldiği o nadir anların hemen sonrasında, ‘Bilemiyorum. Acaba bu doğru olan şey mi, yoksa değil mi?' diye kendi kendime sorular sormaya başlıyorum. Galiba kendimi olduğum gibi kabullendim.”





Marc Jajobs 2013 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nu



SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.