ZAMANDA YOLCULUK
Bahar Kongel Fransez'e Salvador ile ilgili bilmediklerimizi sorduk...
ELLE ONLINE
14 Temmuz 2016
Yeni Dünya’daki en eski şehirlerden Salvador (veya Salvador da Bahia), Brezilya’nın Sao Paulo ve Rio de Janeiro’dan sonra en kalabalık üçüncü şehri. İsmini çok duyduğumuz ancak hakkında diğerleri kadar fazla detay bilmediğimiz şehri Bahar Kongel Fransez’den dinledik.
ELLE: Salvador’a ne zaman gittiniz?
BAHAR KONGEL FRANSEZ: Salvador’a h aziran’da gittim. Uzun Brezilya tatil planımın içerisinde üç günümü oraya ayırdım. Daha önce çok istememe rağmen bu oraya ilk gidişimdi.
ELLE: İlk izleniminiz?
B.K.F.: İlk vardığımızda biraz şaşırdığımı ve üzüldüğümü gizleyemem. Brezilya’nın en fakir kısmı olduğunu duymuştum ama bu kadarını hayal etmemiştim. Tarihi meydan Pelourinho’ya varmadan geçtiğimiz tüm mahalleler, sokaklar yoksul, dağınıktı, sanki medeniyet buralara uğramamış gibiydi. Festivallerin yapıldığı bir yerin bu kadar depresif olması inanılmazdı. Aslında Salvador’la görsel olarak tanışmam ortaokul zamanlarımda, Michael Jackson’ın “They don’t really care about us” parçasının klibiyle olmuştu. Daha sonra moda dergilerinin çekimlerinde, özellikle Latin ülke edisyonlarında karşıma çıkıp beni her seferinde çok etkilemişti. Renk ve grafik delisi olduğum ve kolonyal ve tropik tarza bayıldığım için mutlaka görmem gereken bir yer olduğunu düşünürdüm. Orada çekim yapmak, istek listemde ilk sıralardaydı. İlk anda bu karışık sokaklarla hayalim arasında bir uçurum vardı ama UNESCO tarafında koruma altına alınan meydan ve çevresi etkileyiciydi. Salvador, beni, renkli binaları bayrakları, neşeli meydanları, palmiyeler ve sokak müzikleriyle karşıladı.
~ ZAMANDA YOLCULUK
ELLE: Salvador'u nasıl özetlersiniz?
B.K.F.: Zamanda yolculuk!
ELLE: Orayı nasıl gezdiniz?
B.K.F.: Salvador için araştırmayı geçen
sene Koton jean çekimi öncesinde yapmıştım, markanın yüzü Ana Beatriz'le çalışmak için Brezilya'ya gidiyorduk ve nerelerde çekebiliriz diye mekan bakarken Bahia ve Salvador'u araştırmıştım. Çekimi maalesef başka bir bölgede yapmıştık. Yine o araştırma sırasında Diesel'in eski kreatif direktörü Wilbert Das'ın bir röportajını okumuştum. Salvador'a çok yakın bir bölge olan Trancoso'da Uxua isimli çok özel bir otel açan Wilbert, hem Salvador hem de Trancoso için harika ipuçları veriyordu. Aldığım notlar sayesinde süper yerler bulduk. Görüşüne güvendiğim insanlardan yorum almanın kısa sürede keyifli deneyimler için çok iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum.
ELLE: Salvador size ilham verdi mi?
B.K.F.: S alvador y ıllar ö nce bana i lhamı vermişti. Hatta Gülşen'in Bangır Bangır klibi için yaptığım çalışmada “mood board”um Salvador ve Küba görselleriyle doluydu. Gezerken yaptığım gözlemler işlerime mutlaka yansıyor.
ELLE: Salvador'a gitmek için en uygun mevsim hangisi?
B.K.F.: En iyi sezonu aralık ayı; şehir çok daha dolu ve hareketli oluyormuş. Tatlı bir serinlikte gezmeyi tercih ederseniz haziran çok güzel. Denize girip akşamları ceketle geziyorsunuz.
BOL SÜRPRİZLİ SALVADOR
ELLE: Başınıza ilginç bir şey geldi mi?
B.K.F.: Orada her salı “Blessed Tuesday”; halkın çoğu Slave Kilisesi'ne gidiyor. Biz de bunu görmek için gittik. Daha tören başlamadan bütün salon birbirine sarılmaya başladı. Birden kendimi etrafımdaki 80-90 yaşlarındaki Afrikalılarla sarmaş dolaş buldum. Sonra hep beraber şarkılar söylendi, danslar edildi. Hayatımda gördüğüm en eğlenceli dinsel törendi. Bir de Olodum perküsyon grubunu seyretmek istiyordum, hatta Salvador'a gitme sebebimdi diyebilirim. Bir gece otele dönüş yolunda birden ara sokaktan seslerini duyduk. Çok güzel bir tecrübeydi.
ELLE: Yemekler nasıldı?
B.K.F.: Salvador'da en zayıf şey yemekler ama meyveler çok güzel. Bence Salvador'u dolce vita'dan daha çok, deneyim gezisi olarak görmek lazım.
~ELLE: Genelde nelerden ilham alırsınız?
B.K.F.: Yeni yerler görmek çok etkili oluyor. Kendine has insanlar tanımak da öyle. Ama beni en çok detaylar heyecanlandırıyor. Bakmak değil de görmek, gözlemlemek. Yaptığım işin amacı da bu, herkesin baktığı ama çok azının görebildiği o detayları öne çıkarıp parlatabilmek. Bunu dasağlayan tek şey çok gezmek, gözlem biriktirmek.
ELLE: Seyahat ederken ne giyersiniz? Bavulunuza neler girer?
B.K.F.: Çok uzun uçuşlar için tercih ettiğim bir uyku tulumum var. Valizimde mutlaka spor ayakkabı olur, gittiğim yerlerde çok yürüyorum. Yazın Illesteva çizgili güneş gözlükleri, düz sandaletler, palmiyeli turist gömlekleri, rahat elbiseler, hasır şapka, büyük erkek gömlekleri, sırt çantası, kimono, not defteri, m&m ya da Kinder çikolata, ağrı kesici, kulaklık, kitap, dergiler ve bakım kremlerimi mutlaka yanıma alırım. Bu liste bitmez...
SALVADOR'A GİDİNCE MUTLAKA...
- En güzel ve ünlü meydan Pelourinho'ya mutlaka gidin.
- Salı günleri The Church of Nossa Senhora do Rosário dos Pretos'taki törene katılın ve onlarla beraber dans edin.
- Barok Sao Francisco Müzesi'ni görün, Latin Amerika'nın en heybetli kilisesi olarak geçiyor; içi tamamen altın.
- Rengarenk görüntüleri ve müzikleriyle sokakları şenlendiren, Olodum grubunu bulmaya çalışın, mümkünse Salvador'a gidişinizi onlara göre ayarlayın.
- Farol De Barra Beach'te güneş batırın.
- Bar O Cravinho'da cachaça için.
NEREDE KONAKLAMALI?
“Villa Bahia çok tatlı bir otel, tam mmeydanda ve her yere yakın. Odaları ve yemeği iyi. Pestana Convento do Carmo Hotel var, inanılmaz etkileyici bir bina, eskiden manastırmış. Fakat otelin kendisi hizmet bakımından Villa Bahia gibi değil. Ortamı ve hissi için kalınır. Yemek için Amado'yu tavsiye ederim, Bahia mutfağı için en iyi yer; en meşhur yemeklerinden moqueca yiyebilirsiniz. Özel peynirli ekmeği pao de queijo'dan mutlaka tadın. Etler tabii ki iyi! İçki olarak cachaça likörü ya da yerel halk arasında popüler olan guarana içeceği denenebilir.”
Yazı: SUZAN YURDACAN
Bu yazının orijinali ELLE 2015 Haziran sayısında yayımlanmıştır.
SON HABERLER
