SOSYAL MEDYA KİŞİSEL STİLİMİZİ ÖLDÜRÜYOR MU?

Şimdi dürüst olun. Kendiniz için mi giyiniyorsunuz, yoksa sosyal medyada “biri” olmak için mi?

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 27 Kasım 2017
SOSYAL MEDYA KİŞİSEL STİLİMİZİ ÖLDÜRÜYOR MU? Getty

Hepimizin potansiyel “influencer” olduğu bir dünyada gerçek kişisel stil var olabilir mi? Yoksa aslında herkes “like” derdine düşmüş bir stereotip mi?

Stiliniz sayesinde tüm özgüveninizle sokakta yürüyebilirsiniz. Stil sahibi olmak bir yaşam tarzıdır. Sabah yataktan kalkmanız için bir sebeptir. Eğer stiliniz yoksa bir hiçsiniz” dediğinde Diana Vreeland’in hayatında Instagram diye bir gerçek yoktu. Dolayısıyla kişisel stilin geçirdiği evrim karşısında nasıl bir özlü söz sarf ederdi, asla bilemeyeceğiz. Bildiğimiz tek şey şu: moda olgusu her yıl, her ay, hatta her gün değişse bile kişisel stil dediğimiz şey değişmediği takdirde var oluyor. Fakat her şeyin ışık hızıyla yarıştığı yeni dünya düzeninde bir şey değişmeden nasıl varlığını sürdürebilir? Mükemmel fiziksel özellikler, sorgusuzca harcanmaya hazır bir bütçe ya da simetrik yüz hatlarından ziyade bir bakış açısına sahip olmak gerekiyor stil sahibi olabilmek için. Başkalarını bazen tekrar tekrar baktıracak kadar maksimal ya da keşfettikçe derinliğinde kaybolacağınız kadar minimal. Peki, hepimizin birer “influencer” olduğu (üzülmeyin, siz de “mikro influencer”sınız sevgili 2-3k takipçili okuyucular) sosyal medyanın içinde yaşadığımız günümüzde gerçek stilimizi ne kadar yansıtıyoruz? “Like” garantili parçaları mı satın alıyoruz, yoksa riske girme konusunda daha mı çekingeniz? Esas soru şu: kendimize karşı ne kadar dürüstüz?

10 yıl sonra, yaşadığımız zamana geri dönüp baktığımızda, günümüzün stil ve sosyal medya doygunluğunu nasıl tanımlayacağız, merak içerisindeyim. Neyse ki merakımı İngiltere’de yapılan bir araştırma biraz olsun gideriyor. Analizin sonucunda İngilizlerin “sosyal medya onaylı” kıyafetlere ayırdıkları yıllık bütçenin 815 milyon sterlin olduğu ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılan kadın ve erkeklerin yaş aralığı 18-60. Bu işten en çok 20’lerini yaşayan jenerasyon etkileniyormuş, sonuçta 7/24 sosyal medyada görünmeye hazır olmak gerekiyor. Yine araştırmaya katılanların yüzde 37’si diğer hesaplarda gördükleri kıyafetlerin ve kombinlerin kendilerine ilham verdiklerini söylüyor, yüzde 29’u sosyal medyanın hangi parçayı satın alacaklarında etkili olduğunu anlatıyor.

INSTAGRAM ONAYLI KIYAFETLER

Özellikle de Instagram’dan sonra trendlere daha hakim olan insanlar, kişisel stil anlamında ilham verenlere daha kolay ulaşır oldu. Tabii işin bir de şu boyutu var: her giydiğini almak istediğimiz insanların stilinin sadece sponsorlukla ya da hediye gelen markalardan oluşması bu konudaki dürüstlüğü sorgulatıyor. Olayın organikliği takipçi sayısının artmasıyla ters orantılı bir şekilde değişiyor. Bu noktada az fakat kaliteli bir kitle tarafından takip edilen “mikro influencer”lar ön plana çıkıyor. Muhtemelen gelecek “like”lara göre değil, ticari kaygıları da olmadığından sadece kendi kişiliklerini baz alarak giyindikleri için. Dünyada çeşitlilik ve farklılık, karakteristik olmak övülürken, sosyal medyanın Türkiye sınırlarında neden tekdüze ve süslü olmak stil olarak sahipleniliyor bunu da hala çözebilmiş değilim. Çözen haber versin. Sıkıcı kafa yapılarımızdan, farklılıktan korkan bünyelerimizden dolayı mı? Mesela ilham aldığımızı sandığımız insanların, birbirinin aynısına dönüştüğünün farkında mıyız? 

Sosyal medya ama özellikle de Instagram kendimizi özgürce ifade etmenin bir yoluyken bizi özgürlüğümüzün tutsağına dönüştürmüş olabilir mi? Stilimizi, belli bir kitle tarafından onaylanmak için mi kürate ediyoruz? Kendimize karşı ne kadar dürüstüz? Bir sonraki “post”unuzu atarken bunları sorgulamanız dileğiyle...

YAZI: SERLİ GAZER BOYACI 
ELLE EKİM 2017 SAYISINDAN ALINMIŞTIR. 


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Ekim Sayısı Çıktı!

Ekim sayımızın kapağında Sinem Kobal var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.