CİLDİNİZE NE SÜRDÜĞÜNÜZÜ BİLİYOR MUSUNUZ?

Organik, sertifikalı organik, mineralli ve kimyasal kozmetik üzerine...

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 29 Ağustos 2016
CİLDİNİZE NE SÜRDÜĞÜNÜZÜ BİLİYOR MUSUNUZ?
Organik, sertifikalı organik, mineral derken, bütün kavramlar kafamızda karışmaya başladı. Peki bunları birbirinden ayıran belli başlı özelikler neler? Niye sertifikalı organik ürünlerin kullanımını teşvik etmemiz gerekiyor? Böceklerin yemediği ürünleri insanlar niye tüketiyor? Konu hakkında her şeyi bu işe gönül vermiş, organik ürün üretimi yapan Tayfun Otukfalay’la konuştuk.





SARU, yepyeni bir marka. En büyük özelliğiyse sertifikalı organik bir bakım markası olması. Saç bakımından vücut bakımına birçok ürünü içeren bu markayı yaratansa genç bir çiftçi: Tayfun Otukfalay. Organik kullanımına gönül veren, bu yolda idealleri bulunan Otukfalay’ın hayali, bir gün herkesin sertifikalı organik ürün kullanıyor olması.





ELLE: Organik, sertifikalı organik, mineral ve kimyasal kozmetik nedir?


Tayfun Otukfalay: Şu anda dünyada organik kozmetik dendiği anda sadece “sertifikalı organik” kozmetik ürünler akla geliyor. Sertifikasyon olmadan organik ibaresi biraz havada kalıyor ne yazık ki. Organik kozmetiği tanımlamadan önce, organik tarımı iyi anlamak gerek. Bundan 40-50 yıl geriye gidin; yani çiftçinin tarım ilaçlarıyla, genetiğiyle oynanmış tohumlarla, suni gübrelerle tanışık olmadığı tarımı, birim alanda daha çok üretme iste- ği yokken, zararlılarla doğal mücadele metotlarını mecburen öğrenmiş çiftçilerimizi hayal edin. Tarlanın mahsullerinden bazı böcekler de nasiplenirdi. Tamamen doğal yaradılışları gereği neyi yiyip neyi yemeyeceğine refleks olarak karar veren böcekler bizden daha akıllı mı? Şimdiyse sorulması gereken ana soru “Böceklerin yiyemediği mahsulleri biz nasıl yiyebiliyoruz?” Çocuklarımıza bunu anlatmak ve gelecek kuşakların organik yaşamasını sağlamak elimizde.





ELLE: Çiftçilerimizin temel sıkıntısı nedir ki, herkes organik tarım yapmıyor?


T.O.: Sebebi çok basit: Arz-talep meselesi. Bir çiftçi şu anda tarlasından eskisine nazaran çok daha fazla ürün hasat edebiliyor. Durduk yerde neden organik tarıma geri dönsün? Ancak alım garantisi bulabilirse geri dönüş yapabilir. Sertifikalı organik ürünlerden elde edilen, insanın organik yapısıyla uyumlu kişisel bakım ürünleridir. Organik tarım, çıktılarıyla aktif içerik oluşturan üretim şeklidir. Sertifikalı organik kozmetik ürünü, kimyasal ve çevre kirliliği yaratan (tarım ilaçları, suni gübreler, genetiğiyle oynanmış organizmalar) maddeler barındırmayan, doğal özler sayesinde içinde büyük oranda aktif içerik bulunan sağlıklı ürünlerdir. Mineral kozmetiklerse iki şekilde anılıyor: Biri “boyalı kozmetik” dediğimiz, renk oluşumu doğal minerallerin pigmentlerine dayalı kozmetik ürünler; diğeriyse bazı faydalı olduğu tespit edilen mineral içerikli kişisel bakım ürünleri... Geleneksel (kimyasal) kozmetikte içerikler, tasarruf nedeniyle petrol yağından hazırlanmış yapay moleküllerdir. Bitkilerin aktif içeriklerinin ekimi, hasadı ve özütleşmesi çok masraflı olduğundan, endüstriyel işlemlerde moleküllerin basit bir “kopya”sı uygulanmaktadır. Fakat bu “kopya”lar zararlıdır. Ucuz bir şekilde üretilebilmesi için, fazla komplike olan doğanın yarattıklarına benzememektedir. İnsan sağlığına zararları dışında, sadece bu şekilde sentetik üretim yapmanın geri dönülmez çevresel atık yaratıyor olması da gerçekten üzücü.


~ KİMYASAL ÜRÜNLERİN ZARARLARI



ELLE: Kimyasal ürünler söz konusu olduğunda doğaya zarar veriyoruz, değil mi?


T.O.: Bu doğru orantılıdır. Tabiat anaya zararlıysa bize de zararlıdır. İnsanoğlunun doğruyu arama yolculuğu sürekli devam edecek. Yaşanan bu tecrübelerin sonuçlarına bakarak daha doğru kararlar vermek, bazen ağır kayıpların etkisiyle de oluşabiliyor. Bir istatistik okumuştum: Önümüzdeki on yıl içerisinde sadece Türkiye’de 15 milyon insanın kanserden öleceği gibi tüyler ürpertici bir analiz yapılmış. Sebeplerine biraz daha akıllıca bakınca ticari kaygıların bazen toplum sağlığını görmezden gelebiliyor olması alışık olduğumuz bir durum oldu ne yazık ki. İnsan cildi tarafından absorbe edilen yani bir şekilde vücudumuzun içerisine aldığımız herhangi bir ürünün yenemiyor olması zaten bir soru işaretidir. Bir kadın her yıl ortalama iki kg. kozmetik ürünü- nü cildi vasıtasıyla bünyesine almaktadır. Oysa sertifikalı organik ürünler, insanlığa ve çevreye saygının garantisidir. İnsan tabiatına ve çevreye uyumlu üretim zinciri sonucu elde edilen ürünlerdir.


Bugün genel olarak sertifikalı organik kozmetik ürünü eldesinde kullanımı yasaklanan hammaddeler şunlar:





Parabenler: (Metil) Methylparaben, (Propil) Propylparaben, (Butil) Butylparaben, (Etil) Ethylparaben


Sodium Laurel Sulfate (SLS) ve Sodium


Laureth Sulfate (SLES)


Sentetik/Suni renklendiriciler (Artificial Colorants)


Sentetik/Suni Kokular (Artificial


Fragnance)





ELLE: Peki organik ve sertifikalı organik arasındaki fark nedir?


T.O.: Sertifikalı organik ürünlerde sertifikasyon logosu bulunur. Bu logonun ürün ambalajı üzerine konulabilmesi için tarım aşamasından ambalajlamaya kadar katı bir kontrol zinciri vardır. Tohumların genetik kodları, toprak, gübre gibi tüm tarımsal girdiler kontrol altındadır. Periyodik olarak yapılan laboratuar testleri de insan sağlığına zararlı olabilecek tüm unsurlar denetlenir. Bütünsel bir disiplin söz konusudur. Bazı üreticiler ürün içeriğine sertifikalı organik birkaç hammadde koyarak ambalaj üzerine “made with certified organic ingredients” (sertifikalı organik hammaddelerle imal edilmiştir) gibi ibareler koyabiliyorlar. Ancak bu ürünler bütünsel bir kontrole maruz kalmazlar. Özet olarak, bu ürünlerin içeriğinde uygunsuz kimyasalların kullanılıp kullanılmadığı kontrol altında değildir.





ELLE: “Bazen bitkilerin de kimyasal etkileri olabiliyor” denir. Bu gerçek mi? Ürünleri ne kadar zaman kullanmalı?


T.O.: Eski filmlerde görürsünüz; zehirler de organik olarak elde edilebilir ve kullanılabilir. Bitkilerin etkileri, iyileştirme özellikleri ya da zararlı olabileceği durumlar insanlığın var olduğundan beri öğrene- geldiği bir durumdur. Bitkilerin etkilerini kimyasal olarak tanımlamak çok da doğru değil. Daha bütünsel bakarak bitki özlerinin bileşkesinin sonuçlarını analiz etmek gerekir. Sentetik olarak üretilebilen kimyasal kopyalar, tek bir bileşeni temsil eder. Örneğin lavanta yağı sentetik olarak elde edilebilir. Elinize alıp kıvamını ve kokusunu hissedersiniz. Bu belki de bir parametrelik sonuçtur; tek bir denklemdir. Bunun gerçek lavanta yağı olup olmadığını anlamak için uzman olmanız gerekir.





~İnsan cildi tarafından absorbe edilen yani bir şekilde vücudumuzun içerisine aldığımız herhangi bir ürünün yenemiyor olması, büyük bir soru işareti değil mi? Ancak gerçekten bir lavantanın doğal metotlarla ayrıştırılması sonucu elde edilen yağ ve suyun içinde binlerce parametre oluşturacak kimyasal bileşen vardır. Bu bileşenlerin etkisi, doğanın bize sunduğu zenginlikten başka bir şey değildir. Sertifikalı organik kozmetik ürünün, kullanım şekli ve süresi bünyenize transfer edebileceğiniz dozlarda ayarlanır. Yüz binlerce parametreye sahip içeriğiyle yan etkileri her zaman pozitiftir.



CİLDİMİZE EN ÇOK HANGİ MADDELER ZARAR VERİYOR



DEA (diethanolamine), MEA (Monoethanolamine) ve TEA (triethanolamine)


Phthalates (fitalatlar)


Paraffin oil (Parafin yağı) Paraffin wax (parafin mumu)


Formaldehyde (Formaldehitler)


GMO (Genetically Modified Organism/Genetik kodu değiştirilmiş organizmalar


Chlorine (Klor)





KULLANIRKEN DİKKAT EDİN!



ELLE: Bu ürünleri alırken nelere dikkat etmeliyiz?


T.O.: Öncelikle sertifikasyon logosu ürün


üzerinde aranmalıdır veya mağazada sertifika belgesi beyan edilebilmelidir (US- DA Organic, ECOCERT, COSMEBIO gibi). Ambalaj üzerinde sertifikasyon kurumunun logosu yoksa veya sertifika be- yan edilemiyorsa, o ürünün organik olmadığını anlayabilirsiniz. Organik kozmetik ürünleri gıda prosedürlerine göre üretilirler; raf ömürleri oldukça kısadır. Son kullanım tarihleri vardır. Ambalajlar genelde ürüne göre oksidasyon ve gün ışığından koruma amacıyla özel olarak tasarlanır. Raf ömürlerinin uzatılması için yine sertifikalı organik tarıma dayalı bitki vitamin ve özleri kullanılmaktadır.





ELLE: Bu ürünler niye pahalı olarak biliniyor.


T.O.: “Her yenilik pahalı başlar” düşüncesi hakim. Ayrıca insanımız organik ürünlere hasret hale geldi; organik ürün bulunamaz durumda. Bu da doğal olarak kısıtlı kaynakları zihinlere getiri- yor ve pahalı düşüncesi otomatik olarak oluşuyor. Sertifikalı organik kozmetik ürünleri, kimyasallara nazaran katlarca yüksek hammadde maliyetiyle karşı karşıyadır. Bu doğru. Ancak bu sektör dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri. Sadece ABD’de son iki yılda pazar payında yüzde 100 artış olmuştur. Aslında daha pahalı değiller. Bunun sebebi sebebi reklam bütçelerinin fazla olmayışıyla açıklanabilir. Ana fikir olarak genelde sertifikalı organik ürünlerin “içeriği” satılmaktadır; ambalajı ve imajı değil.~Ürünler genelde ambalaj tasarrufu için çok yoğun üretilmiştir. Zaten doğası gereği böyle oluyor. Bu içerik yoğunluğunu hesaplayan tüketici için aslında bu ürünler çok daha uygun fiyatlıdır.





ELLE: Organik kullanımı niye artmalı? Niye bu konuda bilinçlenmeliyiz?


T.O.: Organik tarım biyolojik çeşitliliğe ve doğal dengelere saygı gösteren, en doğru ve olması gereken üretim türüdür. Organik sertifikalı ürünleri tüketerek, aktif olarak tarımsal uygulamaları; suyun, toprağın, havanın kalitesinin geri kazanılmasını ve petrokimyasal üretimin azaltılmasını desteklemiş olursunuz! Organik kozmetik ürünü kullanarak, organik tarımı desteklemiş olursunuz! Desteklenen organik tarımın diğer çıktılarıyla organik gıda, organik tekstil gibi birçok zinciri yeniden


kurmuş olursunuz! Global dönüşüm için, gelecek için, geleceğimiz olan çocuklarımız için, organik bir yatırımdır organik ürün almak. Dünya nüfusu sürekli artıyor. Beslenme en önemli konu. Birim alanda daha çok üretmek yanlış bir düşünce değil. Ancak anlamamız gereken, tabiat anayla uyumlu olmayan gelişimin bedellerini ağır ödeyeceğimiz gerçeğidir. Gelişen bilim ve teknolojiyi ancak tabiat anayla uyumluysa kullanmamız gerektiğini anlamalıyız. Gelecek kuşaklara yanlışlarımızı değil, doğru attığımız adımları hediye etmeliyiz. Bizler organik varlıklarız! Neden suni- sentetik yaşayalım?





Yazı: ESRA ÖZÜBEK



SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.