Özgürlüğün ve sosyal normları yıkma isteğini ifade etmenin bir biçimi olarak ortaya çıkmıştı batik desenler.Dönem, 60’lardı. Amerikalı hippiler kıyafetlerini burgular şekline getirerek, boyaların içine sokup çıkarıyorlardı. Ortaya çıkan desen tek ve eşi benzeri olmayan bir motif oluşturuyordu. Bu ümidin, bireysel ifade özgürlüğünün bir yansımasıydı. 2019 yılında batik desenler ortaya tabii ki bu ruh haliyle çıkmadı. En azından seri üretime yenik düştüğünden beri... Fakat koleksiyonunda sıkça bunu kullanan R13 markasının kurucusu Chris Leba pek de öyle düşünmüyor. “Çocukluğumda her yaz bir batik patlaması yaşanırdı. Montauk’taki her sörf okulunda bu renkli kıyafetler satılırdı. Tabii ki aynısından başka bir tane daha bulamazdınız. Şimdi makine işine geçmiş olsa da yine de politik bir potansiyelinin olduğunu düşünüyorum.” Sahi o dönemle yaşadığımız zaman arasında pek fark var diyemeyiz. Kadınlara yaşatılanlar, göçmenlere davranılma biçimleri, LGBT hakları, #MeToo hareketi ve burada saymakla bitmeyecek daha birçok şey...
( Blanca Miro )
Woodstock’tan New York, Londra, Milano, Paris moda haftalarına uzanan bu hikâyede tasarımcılar batik desenin ve taşıdığı felsefenin gücüne karşı koyamadılar. Proenza Schouler bu tekniği denim parçalara uyguladı. Eckhaus Latta siyah etek ve tişörtler gibi basic’lere taşıdı. Prada ve Alyx Studio’da, Michael Kors’ta ve Calvin Klein’de... Batikler, idealist yaşam biçimlerinin bir yansıması olarak bir kez daha tarihteki yerini alıyor.
POSTER KIZI
Batik desenler sadece 60’larda değil, 90’larda da popüler olmuştu. Dönemin poster kızı, it girl’ü Drew Barrymore, Los Angeles’lı influencer tayfasına ilham veriyor olmalı.
( Drew Barrymore )
YAZI : Serli Gazer Boyacı,
ELLE , Nisan 2019 sayısından alınmıştır.