Her şehirde bir ruh vardır; İstanbul’unki ise tesadüfi karşılaşmalarda gizlidir. 1895’te Beyoğlu’nda Fransız eczacı Jean Cesar Reboul ile genç öğrenci Kemal Müderrisoğlu’nun yollarının kesişmesi, bugün global sahnede varlığını sürdüren Atelier Rebul’ün başlangıcını oluşturdu. Bu karşılaşma, basit bir tesadüften öte, kültürlerin ve şehirlerin buluştuğu bir hikâyeye dönüştü.
Bir Koku Efsanesinin Kökleri
Atelier Rebul, 130 yılı aşkın süredir parfüm zanaatkârlığını ve yaşam alanlarına dokunan tasarımı İstanbul’dan dünyaya taşıyor. Bugün 3 kıtada, 21 ülkede ve 1.000’in üzerinde lüks satış noktasında varlık gösteren marka, tarihsel mirası ile modern parfüm anlayışını bir araya getiriyor. Grasse lavantalarından Kapalıçarşı baharatlarına uzanan içerikler, hem duyuları hem de hafızayı harekete geçiriyor.
130. yılına özel hazırlanan J.C.R. İmza Koleksiyonu, nostaljik eczane şişelerinden esinlenen tasarımı ve amberin sıcak ışığını öne çıkaran detaylarıyla dikkat çekiyor. Bergamot ve mandalina ile açılan notalar, Jean Cesar Reboul’ün İstanbul yolculuğunun umut dolu başlangıcını çağrıştırıyor. Koleksiyon sadece parfüm deneyimi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda yaşam alanlarını estetik bir dokunuşla tamamlayan bir tasarım anlayışını da beraberinde getiriyor.
Atelier Rebul, sadece bir parfüm markası olmanın ötesine geçiyor; tarih, kültür ve tasarımın kesişiminde, İstanbul’un hikâyesini anlatan bir olfaktif deneyim yaratıyor.