Röportaj: Suzan Yurdacan
İngilizceden Çeviren: İrem Öz
21 Ekim’de günün yarısını The Peninsula İstanbul’da geçiriyorum. Sebebi çok güzel: Çok inovatif (mühendislik harikası) Dyson AirwrapTM Co-anda 2xTM saç şekillendirme ve kurutma seti lansmanından hemen önce Dyson Güzellik Kategorisi Global Başkanı Kathleen Pierce ile buluşuyoruz. Konumuz belli, saç bakımı ve sağlığı, güzellik ve bilim, hatta “tarladan ürüne” diye de özetleyebileceğim bir yolculuğun hikayesi.
Biyografinizde gazetecilik yaptığınızı gördüm.
Doğru, gazeteciydim.
Peki, 2022’de Dyson Beauty ailesine katıldığınızdan bu yana sizin için neler değişti?
Saçlarım!
Tam olarak neler oldu? Detay istiyoruz, ELLE Türkiye okurları detaycıdır.
Gerçekten. Saçlarımın kalitesi, sağlığı değişti. Uzun yıllar boyunca aynı saç stilini yapıyordum, sanırım çoğumuzun yaptığı gibi. Ama Dyson’ın farklı ürünlerini kullanmaya başladıktan sonra, saçımı yüksek ısıya maruz bırakmayı bıraktım. Daha önce klasik maşalar kullanıyordum; saçımı maşanın etrafına sarardım ve o ısı ve gerginlik saçımı inanılmaz yıpratırdı.
Ama Airwrap’imle tanıştığımdan beri ben tam anlamıyla bir Airwrap kızıyım diyebilirim, saçlarım çok daha sağlıklı, güçlü, uzun ve dayanıklı hale geldi.
KISA KISA
Favori güzellik/bakım ürünü: Dyson Airwrap.
Son, en güzel seyahat: Bu seyahat, İstanbul.
Üç kelimeyle stili: Sade. Zarif. Ve her zaman Airwrap’li saçlar!
İş seyahatine çıkarken yanına mutlaka aldıkları: Nemlendirici. Ve Airwrap’im.
Zamanı kısıtlı olduğunda hep işe yarayan saç hilesi: Dyson ChitosanTM çok amaçlı saç şekillendirme spreyini kullanmak. Böylece saçları baştan yapmaya gerek kalmıyor.
Güzellik motto’su: Seni en iyi hissettiren neyse, en güzel halindir.
Bunu sadece Dyson ailesine ait olduğunuz için söylemiyorsunuz, öyle değil mi?
Hayır. Ben ilk Dyson’ımı, markayla çalışmaya başlamadan önce almıştım. Size Dyson’la kendi hikayemi anlatabilirim.
Anlatın lütfen. Hikaye severiz.
Ve tüm bunlar Dyson’da çalışmaya başlamamdan çok önceydi. 2018’de ise ilk Airwrap’imi aldım. Ve işte o zaman her şey değişti. Çünkü Airwrap’in resmen bağımlısı oldum. Ofiste birkaç adet vardı. Seyahate çıkarken birbirimizden ödünç alırdık; Avrupa’ya giden Avrupa fişli olanı, Asya’ya giden Asya versiyonunu alırdı. Gerçekten bunları paylaşarak yaşıyorduk! Özetle, Dyson’la yolculuğum çok uzun yıllar öncesine dayanıyor ve tamamen kişisel. Markayla çalışmak için teklif aldığımda gerçekten ayrıcalıklı hissettim. Şimdi ise bu hikayenin tam merkezindeyim ve çok daha fazlasını öğreniyorum.
Gazetecilik geçmişinizin bu işe katkısı oldu mu?
Ben çok meraklı bir insanım. Ve inanırım ki hayattaki her şey bir hikaye; ister bir insan, ister bir ürün, ister bir fikir olsun. Bu görevim de rakamların ve hikayenin birleşimidir. Yani evet, yüzde 100. Gazeteci olmak, iyi bir iletişimci olmak, yaptığım her şeyin ortak noktasında.
Bugün Dyson AirwrapTM Co-anda 2xTM saç şekillendirme ve kurutma setini paylaşmak için İstanbul’dasınız. Peki, bu setin farkı nedir?
Mühendisler hakkında şunu öğrendim: Onlar asla konuyu kapatmazlar. Bir ürünü piyasaya sürdükleri anda “Bunu nasıl daha da geliştiririz?” diye düşünmeye başlarlar. 2018’da Airwrap’i piyasaya sürdükten sonra müşteri yorumlarını, sosyal medya geribildirimlerini, kullanıcı araştırmalarını yakından inceledik. Ve en sık duyduğumuz şey şuydu: “Bukleler klasik ısıyla yapılan kadar uzun süre dayanmıyor.” Bu aslında çok ilginç bir problem. Çünkü bizim için saç sağlığını korumak temel prensip. Yani kolay çözüm, ısıyı artırmak olurdu. Ama biz bunu yapmadık. Çünkü saç yakmadan bukle yaratmanın yolunu bulmak istedik. Bu nedenle beş yıl boyunca yeni bir motor geliştirdik. Şu anda teknolojik açıdan geldiğimiz noktada “Hyperdymium 2” motorumuz var. Önceki Airwrap’e göre iki kat hava basıncı sağlıyor. Bu da yüzde 30 daha fazla güç, daha hızlı sarma, daha güçlü hava akımı ve tabii ki daha kalıcı stiller anlamına geliyor. Üstelik saçınıza zarar vermeden. Ve bu çözümü üretmemiz beş yılımızı aldı, çünkü teknolojiyi yenilemek, zamanı doğru kullanarak oyunun kurallarını değiştirecek bir şey yaratmak istedik. 300’ün üzerinde laboratuvarımız var. Kimya, mekanik ve biyoloji mühendisleri saç derisini/kökünü/kırılma biçimlerini/iç yapısını ve içindeki proteinleri inceliyor. 15 yıla yakın süredir saç bilimi üzerine çalışıyoruz. Sadece son birkaç yılda çok yüksek miktarda ek yatırımlar yaptık. Tüm bu bilimsel birikimi yeni ürünlere aktarıyoruz.
Saç sorunları küresel mi?
Saç tipleri bölgesel olarak değişiyor ama sorunlar çoğu zaman aynı: kırılma, nem kaybı, elektriklenme... Çözümler farklı olabiliyor. Örneğin “pre-style” (şekillendirme öncesi) kremlerimiz dört farklı versiyonda: “light” (hafif) ve “rich” (yoğun) formlar, ayrıca düz, dalgalı, kıvırcık ve coily (sık bukleli) saçlar için özel formüller de geliştirdik. Her sorunu ele alıp, doğru çözümü bulmaya çalışıyoruz.
Yeni formülasyonlar saç bakım rutinimizi nasıl değiştirecek?
Ambalajlar da çok dikkat çekici ve şık!
Evet! En sevdiğim kısmı bu. Saç ürünlerinde en büyük problemlerden biri “doz kontrolü”. Herkes rastgele pompalıyor ve her seferinde farklı miktarlar kullanıyor. Bu sorunu da çözmek için pompanın içine özel bir mekanizma yerleştirdik: her bastığınızda 0,25 ml ürün veriyor. Bu sayede herkes kendi “formülünü” bulabiliyor ve her defasında aynı sonucu alıyor. Sadece içeriklerle değil, ambalajla da problemi çözüyoruz.
Dyson için kaliteli ürün üretmek önemli...
Kesinlikle. Dyson’ı taklit eden birçok marka olabilir ama Dyson’ı Dyson yapan, içindeki teknoloji. Cihazlarımız, ısıyı saç telinizde saniyede 150 bin kez ölçüyor. Bu sayede saçınız asla aşırı ısınmıyor. 2016’da aldığım Supersonic şu anda da ilk günkü gibi çalışıyor. Çünkü kalite o kadar yüksek ki motorlar yıllarca dayanıyor.