DOYUMSUZ İNSANOĞLU!
Psikoterapist Çağatay C. Öztürk, insanoğlunun doyumsuz doğasına değiniyor.
ELLE ONLINE 26 Mart 2014
İnsanoğlu belki de dünyadaki en doyumsuz varlık... Hem de her anlamda. Bazen aşk, bazen sevgi, bazen para, bazen seks, bazense kariyer. Her neye sahip olursa olsun, doyumsuzluk yaşayıp daha fazlasını isteyebiliyor. Kimi zaman beraber olmayı bir kenara bırakın, bir saat bile aynı koltukta oturamayacağı bir kişiyle birliktelik yaşayıp, bir süre sonra o kişiyi de, birlikteliği de kanıksayıp daha fazlasını isteyebiliyor. Artık o kişi de birliktelik de sıradanlaşıp çok daha fazlasını talep edebiliyor.





Yaşamınızda her kiminle yaşarsanız yaşayın ya da yaşamaya niyet edin, beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. Zira, karşınızdaki kişi tarafından her an yüzüstü bırakılma olasılığıyla karşı karşıya kalma ihtimalini gözardı etmemelisiniz. Bu satırları okuyan kimileriniz belki de umudunuzu kırdığımı, ya da size olumsuz yüklemeler yaptığımı düşünebilirsiniz. Ancak, öyle bir an gelir ki, herşeyinizi feda edersiniz. Kendinizi adeta yok sayarsınız. Karşınızdakiyle bir hayat düşlersiniz, hatta düşlemeyle kalmaz, içini doldurmak için ne gerekiyorsa uğraşarak o düşlerinizi oldurmaya çalışırsınız. Ama olmadı mı olmaz! Siz ne yaparsanız yapın, karşınızdaki kişi eğer doyumsuzsa sizin çabalarınız nafile...~Çoğu zaman yolunda gitmeyen birşeyler olduğunda kendinizi suçlayabilirsiniz. Nerede eksik yaptınız, nerede hata yaptınız diye sorgulayarak. Geldiğiniz nokta, sizin hatalarınız ya da eksikleriniz sonucu ortaya çıkmamıştır. Sebep, karşınızdakinin sizi anlama konusundaki eksikliği ya da kendi doyumsuzluğuyla ilgili olabilir. Sonra gün gelir ve sizi neredeyse gasp edercesine yüzüstü bırakır ve adeta bir hırsız gibi kaçar ve gider. Verdiği tüm sözleri unutarak, yaşamındaki en büyük pişmanlıklara imza atarak ve biçok sahteliği su yüzüne çıkarırcasına yaşamınızdan süzülür ve gider. O, kendi küçük dünyasına geri döner, sizinse dünyanız ve ufkunuz çok daha fazla büyür...





Karşınızdaki kişi ucuz hesaplarla kazandığını sandığı ucuz bir yaşama adım atar. Siz ise insanların doyumsuzluğu üzerine yaşam adına bir ders daha almışsınızdır. Kalbiniz kırık, boynunuz bükük ama alnınız ak bir şekilde yolunuza devam edersiniz. Edersiniz de kayıp duygusunun sizi soktuğu melankolik ruh haline engel olamazsınız. Kayıp duygusu bir anlamda kişiyi önlenemez bir melankoliyle karşı karşıya getirir. Ama herşeyin olduğu gibi, melankoliyle başetmenin en kesin yollarından biri zamana bırakmaktır. Birşeyleri sorgulayarak sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde anlamlandırmaya çalıştığınız soruların cevabını bulmanız da zaman alacaktır. Kısacası zaman herşeyin ilacıdır....





ÇAĞATAY C. ÖZTÜRK
PSİKOTERAPİST
SON HABERLER