Küçük şeylerden mutlu olalım, arkadaşlarımıza sarılalım, kafamızı hiçbir şeye takmayalım, çünkü hayat istediği gibi gelip geçiyor. Umarım hiçbirimiz bir gün “keşke şunu da yapsaydım” demeyiz. O yüzden içinizden geldiği gibi yaşayın. Kimsenin ne dediğine de bakmayın. Ben böyle yapmaya çalışıyorum. Gwyneth Paltrow da aynı yoldan geçiyor sanırım, çünkü bakın ne demiş: “44 yaşında olmaktan çok mutluyum. Daha rahat ve sakinim. Başka insanların benim veya hayatım hakkında ne söyledikleri umurumda değil.” Röportajında kendisiyle ilgili samimi itiraflarda da bulunmuş; okuyun, güzel bir yazı.





Ocak sayımızın en okunası diğer bir röportajı da Yves Saint Laurent’ın yol ve hayat arkadaşı Pierre Berge’le yapılanı. Ekimde piyasaya sunulan, tarihçi Catherine Örmen’in yazdığı “All About Yves” kitabı ve yakında açılacak iki müzeyle de ilgili açıklamalar yapan Berge, Yves Saint Laurent’la 50 yıl birlikte olmanın nasıl bir şey olduğunu ve bu dahi tasarımcının profesyonel hayatının perde arkasını anlatıyor. Bir zamanlar tasarımcılar nasıl çalışıyorlardı merak ediyorsanız kitabı edinin, enfes bir kaynakça.





Moda dünyası bir yerde tıkandı, düğümlendi, kimse yeni bir şeyler denemeye cesaret edemiyor tartışmaları süredursun, birkaç yaramaz cesur isim bildiğini okuyor, normları zorluyor, riskli stratejilerle moda dünyasında fırtınalar yaratıyor. Bu isimleri sizler için derledik ve beyinleri nasıl çalışıyor şöyle bir göz attık.





Her şey değişiyor, dünya düzeni de. Moda dünyası neden değişmesin, değil mi?





Görüşmek üzere,





Işın Görmüş





ELLE Türkiye Yayın Direktörü