Zadig&Voltaire'in Kreatif Direktörü Cecilia Bönström ile Sıla GÜVEN'in söyleşisi kadın ve endüsti üzerine devam ediyor...





ELLE: “Sofistike” kelimesi sizin için ne anlama geliyor? Bu serseri ruhlu duruşun altında ne var?
C.B.: Sofistike çok sevdiğim bir kelime değil, çünkü kadının fazla süslenmiş ve fazla hazırlanmış görüntüsünden hoşlanmıyorum. Doğal zarafeti tercih ediyorum. Zarafet cool kıyafetler giydiğiniz zaman da yakalanabilir. Ama aslında tavırlarınız, konuşmanızdır. Mesela benim için en zarif kadınlar Vanessa Paradis ya da Charlotte Gainsbourg'tur...





ELLE: Peki ya stil?
C.B.: Bence moda kıyafetlerle ilgili. Eskiler gidiyor ve yenileri geliyor. Stil sizin içinizde olan bir şey. O öyle doğal bir kalite göstergesi ki, bazı insanlar sade beyaz bir tişörtle bile iyi görünebiliyorlar.~ ELLE: Rock-chick giyinmenin yaşı var mı?
C.B.: Hayır, bunun yaşla sınırlanabileceğini düşünmüyorum. Mesela Betty Catroux gibi kadınlara bakalım; Yves Saint Laurent'ın ilham kaynağı olan bu kadın hâlâ saçını serbest bırakır, hâlâ siyah jean'iyle blazer giyer ve siz ne kadar iyi göründüğüne şaşırırsınız. Hatta bana kalırsa yaşlandıkça daha yalın ve daha az sofistike hale gelmek, sizi daha genç gösterir.





ELLE: Moda endüstrisiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce gerçekten de zalim mi?
C.B.: Bana kalırsa hayatın her alanı yeterince zor. Ama moda zalim olsa da, hâlâ rüyalarla ve keyifle dolu bir dünya. Tek acımasız yanı çok çalışıyor olmanız. Aylar boyunca bir koleksiyon üzerinde çalışmanız ve sonra onun hemen demode kabul edilmesi, yeterince yorucu.



Sıla GÜVEN