Max Mara koleksiyonlarında her zaman gözle görünenden fazlası oluyor. Markanın uzun yıllardır Kreatif Direktörü olan Ian Griffiths, her sezon edebiyattan, müzikten, tiyatrodan ve birçok artistik referanstan ilham alıyor. 80’li yıllarda gençliğini Manchester’da geçiren Griffiths, her koleksiyonda kendi tasarım estetiğini şık İtalyan zarafeti ile buluşturmayı başarıyor. Max Mara’nın Bocconi Üniversitesi’nde gerçekleşen İlkbahar- Yaz 2022 defilesi için yine artistik referanslara yönelen Griffiths, modern ama süper lüks tasarımları ile göz kamaştırdı. 

Bol kesim bluzlar, denimler, kontrast dikişler, deri bomber ceketler ve tabii ki Max Mara’nın ikonik anvelop paltoları ile biraz maskülen ve biraz feminen bir koleksiyon yaratan Griffiths, renk paletinde ise ‘utilatiarian’ tonlara yöneldi. Kum tonları, tabalar, lacivertler ve siyahları zarif bir şekilde kullanan Griffiths, koleksiyonun aralarındaki sürpriz sarılar ve turuncular ile klasik yaz tonlarına gönderme yaptı. 

İkonik Fransız yazar ve oyun yazarı Françoise Sagan’ın ‘beatnik’ stilinden esinlenen Griffiths, Max Mara’nın İtalyan dokusunu Fransız zahmetsiz şıklığı ile buluşturdu. ‘Bonjour Tristesse’ adlı ilk kitabını anne ve babasının eğitime karşı asiliği yüzünden kendisini cezalandırdıkları zaman 18 yaşındayken kaleme alan Sagan, varoluşu sorgulayan felsefik bir hikaye yazdı. Kısa süre içerisinde Paris’te ve dünya genelinde bir edebi yıldız haline gelen Sagan’ın giyim tarzı da burjuva stiline karşı bir asilik göstergesi olmuştu. Max Mara’nın İlkbahar / Yaz 2022 koleksiyonunda bu asiliğe değinen Griffiths, son 18 ayımızı tıpkı Sagan gibi hayali tatillerde ve varoluş krizlerinde geçirdiğimizi kıyafetlere yansıttı. 

Günlük ve kullanışlı ‘utilitarian’ stiller ile gerçekliğe dönüşü temsil eden yeni Max Mara koleksiyonu, Gigi Hadid, Joan Smalls ve Irina Shayk gibi modellerin yürüdüğü defile ile gerçekleşti.