Zeynep Tosun, Türkiye moda endüstrisinde görebileceğiniz en lokal yaklaşımla hazırlanan markalardan biri. Tasarımdan üretime, ilham kaynaklarından birlikte yol aldığı ve çalıştığı kişilere kadar Anadolu'nun kozmopolit kültürünü yansıtıyor. Yükselen bir değer olarak lokal olmayı baz alarak birkaç farklı başlıklı 2022'nin trendlerini konuştuk.
Zeynep Tosun, markasını 2008’de kurup, 2009’da ilk koleksiyonunu lanse ettiğinden beri radarımızda! O zamanlar henüz 28 yaşındaydı, bugün o değişti, dünyadaki kurallar baştan yazıldı. Kendisiyle birlikte markası da evrim geçirdi. Zaten ülkemizde de, dünyada da sosyal ve ekonomik dinamikler hızlı değişiyor. “Çok net hatırlıyorum, annem, babam destek olarak; ‘Krizin geçmesini mi bekleyeceksin? Biri biter yenisi başlar’ demişlerdi ben de böyle bir cesaretle kurdum markamı.” Bu süre zarfında günün getirdikleriyle belirlenen, değişen trendleri iyi yakaladı ve mücadeleci ruhuyla Zeynep Tosun markasını hep zamanın ruhuna adapte edebilmeyi başardı. Geçen süre zarfında couture defileler düzenledi, koleksiyonlarını Londra Moda Haftası’nda tanıttı. Hızlı giyim markaları için kapsül koleksiyonlar tasarlayarak adının geniş kitleler duyulmasını sağladı. Koray Birand’la Kars’tan Efes’e kadar farklı coğrafyalarda moda filmleri çekti. “Ekonomik krizde couture tasarlamaya son verip sweatshirt’ler tasarlıyorum; pandemi oldu, hazır giyim koleksiyonlarımız daha popüler oldu.” Koleksiyonunda yarattığı kadınlar gibi güçlü ve savaşçı ruha sahip.
Yeniden doğuşu simgeleyen motifler, güçlü kadın sembolleri, geleneksel ile moderni bir arada kullandığı tekniği Zeynep Tosun markasını ayrıştırıyor. Couture kıyafetlerin üzerine eski Anadolu tekniklerine ait el işlemelerini ekliyor. Zeynep Tosun’un DNA’sını neredeyse geçen 15 yıl içinde belirleyen benzer temalar bunlar. Öte yandan yaşadığımız toprakların kültürel zenginlikleri, döngüsel bir modanın parçası olabilmek, tasarlarken olabildiğince doğal olmak ve bir tasarımcı olarak yeni ufuklarla beslenebilmek için daima işbirlikleri yapmak da onu tanımlayan değerlerden. Kısacası markanın üzerinde durduğu temel meseleler aslında birçok trend ana listinin 2022 öngörüleri arasında yer alan noktalar. Disiplini fark etmeksizin dekorasyondan aksesuar markalarına birçok işbirliği oldu; mesela Perwoll’la bir araya gelerek yarattığı “Modası Geçmez” koleksiyonu, birlikte organik olma zemininde buluştukları Organics: By Red Bull işbirliği, üretiminde tamamen vegan olması...
Bence sahip olduğumuz değerleri en iyi yansıtabilen ve kullanan bir tasarımcısın. Araştırma süreçlerinden bahsedebilir misin?
Evde, atölyemde Anadolu’ya ait birçok vintage tülbentler, eşarplar var. Bir de bunlardan ilham alarak hazırladığımız, ürettiğimiz yeni ürünler var. Aslında çalışma sürecimi en iyi şöyle özetleyebilirim sanki; hayat benim için bir çorba ve her koleksiyonda ben ne üzerine çalışmak istiyorsam süzgeçten o çorbanın malzemelerini geçiriyorum. Bütün bu yaptığımız işlerde de zıtlıkları bir araya getiriyorum. Anadolu’ya ait motifleri bambaşka bir malzemeyle sunmak ya da yenilikçi bir yaklaşımla klasik motifleri birleştirmek gibi. Mikro ve makro düzeyde bir sürü şeyin aynı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden bir eşarbın üzerindeki 1 milim büyüklüğündeki bir motifi makro boyutlarda kullanabiliyorum.
METAVERSE’DE KOLEKSİYON YAPMAK
Bir tasarımcı olarak farklı markalarla işbirliği içindesin. Farklı markalarla çalışmayı neden önemsiyorsun?
Herhangi bir koleksiyonundan bir parça NFT olarak dijital dünyaya transfer olacak olsaydı, bu ne olsun isterdin?
Bunu şimdilik kendime saklayayım, çünkü bu da üzerine çalıştığımız bir konu.
“Modası Geçmez” başlıklı bir koleksiyon hazırladın. Bundan bahsedebilir misin?
Sürdürülebilir yöntemler demişken, Organics by Red Bull: Talent District’in bir parçasıydın... Organik sözcüğünü koleksiyonlarına nasıl dahil ediyorsun?
Lokal bir marka olarak üretimlerimize devam ediyoruz, karbon ayak izi üzerine kafa yoruyoruz. Kullandığımız fazla malzemeleri geri dönüştürmeye, paketlendirmeden üretim sistemlerimize kadar sürdürülebilir olmayı çok konuşuyoruz. Uyguladığımız ve uygulayamadığımız noktalar tabii ki var. Doğal olan ve bir başka materyalle bir araya geldiğinde kimyasını değiştirmeyen yapıda. Hep organik bir şekilde üretim yapmaya özen gösterdiğimiz için de Red Bull’la bir araya geldik mesela. Nasıl ki tarlalarda organik üretim yapabilmeniz için çeşitli koşulların yerine gelmesi şart, biz de tasarlarken buna dikkat ediyoruz. Karbon ayak izimiz çok düşük. Yaptığımız işler gerçekten bu topraklara ait. Koleksiyonlarda kullandığım materyallerin yüzde 90’ı doğal. Kendim olamasam da Zeynep Tosun vegan bir marka, bu yüzden yeni ürünlerde vegan materyaller kullanıyorum. Sırada da bitkisel bazlı derileri kullanmak var. Üç senedir tamamıyla vegan üretim yapıyoruz zaten.
Yazı: Aykun Taşdöner