Loafer’lar hiçbir zaman gündemden düşmedi, evet ama bu sezon yeniden moda dünyasının radarında. Saint Laurent, The Row ve Gucci gibi markalar klasik loafer’ı yeni oranlar, daha yumuşak dokular ve modern detaylarla yorumluyor. Ortaya konforla zarafetin kesiştiği, dört mevsim giyilebilen bir ayakkabı çıkıyor.
Geleneksel loafer formları bu sezon biraz değişiyor. Derideki yumuşama, tabandaki hacim ve detaylardaki esneklik modele yeni bir rahatlık kazandırıyor. Özellikle "ruched loafer" modelleri (hafif büzgüyle hareket kazanan formlar) erkek giyimine modern bir dinamizm katıyor. Ofis dışında, şehirde ya da akşam planlarında rahatlıkla kullanılabiliyor.
"Penny loafer" hâlâ gardırobun en güvenilir parçalarından biri. Düz kesimli pantolonlarla olduğu kadar denim veya kumaş şortlarla da uyum sağlıyor.
"Horsebit loafer" ise bu sezonun dikkat çeken dönüşlerinden biri. Gucci’nin klasik tasarımı, parlak metal detayıyla hem nostaljik hem de güncel. Artık sadece takım elbiseyle değil bol kesim jean’lerle ya da sade bir tişörtle de kombinleniyor. Loafer’lar artık sadece resmiyetin değil rahat şıklığın da sembolü.
Bir loafer’ı özel kılan şey neredeyse her stile uyum sağlaması. Deri modeller soğuk günler için güvenli bir seçenek, süet loafer’lar ise kuru sonbahar günlerinde daha rahat ve gündelik bir görünüm sunuyor. Sokakta, ofiste, hatta kırmızı halıda bile geçerliliğini koruyan bir parça.