Yaz, kendine özgü bir kaçış duygusunu da beraberinde getiriyor. Pek çoğumuz için sadece bir mevsim değil; kısa da olsa bir kaçışın, dinginliğin ve yenilenmenin zamanı. Bu dönemde doğayla temas kurmak, plajlara ulaşmak ya da gastronomik keşifler yapmak isteyenler için birçok farklı rota ön plana çıkıyor.
Yaz tatili, şehir temposundan uzaklaşmanın ötesinde, kendi iç sesini dinlemek isteyenler için de bir fırsat sunuyor. Konaklama alternatiflerinden yerel lezzet duraklarına, doğa içinde tatil seçeneklerinden kültürel deneyimlere kadar yaz aylarını dolu dolu geçirmek isteyenler için keşfedilecek çok sayıda adres var.
Deniz kenarında sakin bir sabah, yıldızların altında paylaşılan bir akşam yemeği ya da güne doğada uyanmak… Yazın sunduğu bu çok yönlü deneyimler için öne çıkan destinasyonları derledik.
Dingin ve Lüks Konfor
Avantgarde Refined Yalıkavak
Küdür Koyu’nda konumlanan Avantgarde Refined Yalıkavak, doğal dokularla uyumlu tasarımı ve çok yönlü konaklama seçenekleriyle farklı ihtiyaçlara cevap veren bir yaz rotası sunuyor. Red Dot Design Award sahibi Wangan Design imzalı 32 odasıyla hizmet veren otelde, aileler, çiftler ya da uzaktan çalışan misafirler için kişiselleştirilmiş alanlar bulunuyor.
ACE Restaurant’ta Executive Chef İlker Erdoğan önderliğinde hazırlanan menü, dünya mutfağı dokunuşlarını zarif sunumlarla bir araya getirirken, bu yaz mekâna Hodan eşlik ediyor. Şef Çiğdem Seferoğlu’nun hazırladığı yerel tabaklar, Bodrum sahilinde yeni bir gastronomi deneyimi olarak öne çıkıyor.
Feast Bar&Restaurant’ta güne açık büfe kahvaltı ve canlı pişirme istasyonuyla başlanıyor; gün içinde bowl bar, çay saati ikramları ve POCO Matcha seçenekleriyle devam ediyor. Rea Wellbeing iş birliğiyle gerçekleşen yoga atölyeleri ve spa uygulamaları ise sezon boyunca bütünsel bir denge arayanlara hitap ediyor.
Bodrum’da İtalyan Ruhu
Cotto Sul Mare, Bodrum
Casa dell’Arte Otel’in sanatla iç içe avlusundan geçilerek ulaşılan Cotto Sul Mare, Torba sahilinde günün iki farklı zaman dilimini yaşayan bir mekân olarak öne çıkıyor. Gündüzleri rafine bir beach atmosferine sahip olan mekân, akşamları ise bir İtalyan restoranına dönüşerek farklı bir deneyim sunuyor.
İtalyan mutfağının klasik reçetelerine odaklanan menüde, odun ateşinde pişirilen pizzalardan el yapımı makarnalara, İtalya’nın çeşitli bölgelerinden ilham alan tabaklara kadar pek çok seçenek yer alıyor. Aralarında , Bistecca Fiorentina, Melanzane, Arancini ve Pesto Pistachio’nun da bulunduğu yemekler, malzeme seçimindeki özenle dikkat çekiyor. Tatlı menüsü ise Limoncello Tiramisu ve Cannoli gibi geleneksel seçeneklerle tamamlanıyor. Sağlıklı beslenme alternatifleri ise Selin Kutucular ve Pınar Demirkaya danışmanlığında hazırlanan fit menüyle sunuluyor.
Gözlerden Uzak, Doğayla Baş Başa
Sunset Houses, Karaburun
Karaburun Yarımadası’nın uç noktasında yer alan Unusual House, izole bir koyda konumlanan, doğayla iç içe bir konaklama alanı sunuyor. Kendine ait sahil şeridi, gün doğumu ve batımına açık manzarasıyla uzun süreli konaklamalara uygun bu ev, iki giriş, beş oda, iki mutfak ve iki salonuyla geniş bir yaşam alanı sağlıyor. Barbekü ve gökyüzü gözlemi gibi basit ama etkileyici aktivitelerle akşamlar sadeleşiyor, yavaşlıyor.
Kuzey Ege’de Samimi Bir Gastronomi Ortaklığı
Simurg Sea X Mabou, Kaz Dağları
Kaz Dağları'nın eteklerinde yer alan Simurg Inn'in sahil alanı Simurg Sea, bu yazı İstanbul’un yerel ve malzeme odaklı restoranlarından Mabou Pera ile gerçekleştirdiği gastronomi iş birliğiyle karşılıyor.
Mabou’nun kurucuları Cem Ekşi ve Pınar Karasu'nun hazırladığı menüde, bölgenin doğal ürünleriyle şekillenen, doğayla uyumlu bir mutfak anlayışı öne çıkıyor. Taze otlarla tandır usulü pişen etler, odun fırınında ıstakozlu kuru fasulye, tereyağlı balıklar ve mevsim meyveli tatlılar gün boyu servis ediliyor. Gündüz saatlerinde Mabou Beach menüsü; foccacia’lar, humus ve muhammara gibi paylaşımlık mezelerle sade ama dengeli bir lezzet sunarken, akşamları Akdeniz mutfağından ilham alan tabaklarla devam ediyor.
Bohem Lüks Deneyim
Ahãma, Göcek
Günlüklü Koyu’nda, koruma altındaki bir ormanın içinde yer alan Ahãma, Göcek'in doğasıyla uyumlu, yalın bir konaklama deneyimi sunuyor. Antik Likya dilinde “sevgili” anlamına gelen ismiyle, bölgenin tarihsel katmanlarıyla bağ kuran otel, doğal malzemelerle şekillenen mimarisi ve sade tasarımıyla öne çıkıyor.
Sığla ağaçlarının arasında konumlanan Ahãma, Relais & Châteaux çatısı altındaki Türkiye’nin ilk deniz kıyısı oteli olma özelliğini taşıyor. Japon estetiği ve Akdeniz’in yavaş ritmiyle şekillenen bu alan, misafirlerine kısa süreli bir kaçıştan fazlasını, zamanla temas eden bir konaklama öneriyor.
Dalaman Havalimanı’na 35, Göcek’e 20 dakika uzaklıktaki Ahãma, çevresindeki Likya yürüyüş rotaları ve el değmemiş koylarla doğayla bağ kurmak isteyenlere yakın ama izole bir alternatif sunuyor.
Adada Sessiz ve Sade Deneyim
Baps Cunda
Cunda’nın merkezine yürüme mesafesinde yer alan Baps Cunda, doğayla uyumlu mimarisi ve sade tasarımıyla dikkat çekiyor. Sekiz yaş üzeri misafirlere yönelik tasarlanan otel, sadece yedi odadan oluşuyor. İç mekânda yer alan yıllanmış zeytin ağaçları, açık alanda pilates ve yoga alanları, konuklarına sakin bir atmosfer sunuyor.
Baps Cunda, doğal eğimli konumuyla panoramik bir manzaraya ev sahipliği yaparken, gastronomi alanında da bölgenin ürünlerine odaklanan özgün bir yaklaşım benimsiyor. Yaz boyunca düzenlenecek Kapalı Mutfak etkinliklerinde, yerel otlar ve deniz ürünleriyle hazırlanan menüler özel gruplarla paylaşılacak. Sürdürülebilirlik ilkesiyle şekillenen bu küçük otel, Cunda’nın karakterine sadık kalmayı ve modern konaklama beklentilerine de yanıt vermeyi amaçlıyor.