İyonyalı filozof Pisagor, “En eski ve en kısa kelimeler olan evet ve hayır en fazla düşünceyi hak eden kelimeleridir” diye not düşmüş yıllar önce. Gün içinde en fazla sarf ettiğimiz, bazen üzerinde çok da fazla düşünmeden ağzımızdan dökülen ama sonuçlarıyla daha kalıcı etkiler bırakan evet ve hayır. Çocukken anne ve baba sözcüklerinden sonra kısa oldukları için en hızlı öğrenilen bu iki kelimeden hayır, ergenlikle birlikte biraz da hormonların etkisiyle sözcük dağarcığımız arasında eveti sollamaya başlar. Ve dünden bugüne içerdiği negatif anlamla daha başına buyruk, asi, özgür, cesur, korkusuz ve politik çağrışımlarla anılır. Çünkü küçüklükten itibaren toplumun alkışladığı üzere iyi, kibar ve uyumlu olabilmek için evetin kuralcılığında büyüdük, önce ebeveynlerimize, öğretmenlerimize,
(Felicity Ingram - Trunk Archive)
arkadaşlarımıza, eşimize, patronumuza, iktidara ve hatta çocuklarımıza evetleri bolca dağıttık. Hayırlarsa hep boğazımızda kaldı, özgürleşemedi çünkü sevilmemekten, yalnız kalmaktan, dışlanmaktan, karşımızdakini üzmekten korktuk. Ne de olsa başkalarını sevindirmek üzere koşullanmış altruist (diğerkam) bir toplumun çocuklarıydık. Evetler uğruna kendimizden, değerlerimizden, kimliğimizden vazge��er olduk, tutmak istemediğimiz sözler verdik. Evetlerle çevremizdekilerin hayatımıza müdahale etmelerine göz yumduk. “Başkalarına evet derken, kendinize hayır demediğinizden
BİR BAŞKALDIRI OLARAK HAYIR
Hayır geçmişten beri özgürlüğe, başkaldırıya, direnişe, protest bir eyleme gönderme yaptı, bundan dolayı da hiç sevilmedi. Skolastik felsefeye hayır diyen Spinoza, kiliseye, otoriteye ve ortodoks ahlaka karşı duran Nietzche, kapitalist dünyaya hayır diyen Marx, otobüste yerinden kalkmasını söyleyen şoföre hayır diyerek siyahilerin beyazlarla aynı haklara sahip olması için direnen Rosa Parks, Başkaldıran İnsan denemesinde başkaldıran insanı hayır diyebilen kişi
olarak tanımlayan Albert Camus... Tarihte daha bir sürü kişi hayır diyerek, bu zor da olsa, düzeni değiştirmeyi başarmış, otoriteye başkaldırmış ve hayırın cesaretle, emekle eş değer olduğunu göstermişlerdir. Hayır diyerek yol göstermiş, çığır açmış, tarihin gidişatını değiştirme gücüne sahip çıkmışlardır. Beş harflik kısacık hayır, bugünkü Türkiye toplumunda da gidişata, iktidara, tek adama direnebilmek anlamında cesur sorumluluklar gerektiriyor. Hayır demek hiç de kolay değil. Evet diye diye buralara gelmedik mi, bu durumlara düşmedik mi zaten?
HAYIR DEMENİN SEMPATİK YOLU: EMOJİ
Büyük resmi bir kenara bırakalım ve daha küçük ölçekte düşünmeye başlayalım.
Gün içinde ne çok defa evet diyerek istemediğimiz bir yemeğe çıkıyor, bir davete gidiyor, bir teklifi kabul ediyor, iş arkadaşımızın bir ricasını yerine getiriyoruz. Hayır diyemedikleriiçin istemedikleri bir ilişki yaşayanlar ve hatta evlenenler bile var... Hayır kelimesinden öçekindiğimiz, karşımızdakini incitmekten korktuğumuz, uzun vadeli düşünmediğimiz, eleştirilmekten ya da dışlanmaktan ürktüğümüz için evetler ardı sıra dökülüyor ağzımızdan. Hayırın ağır baskısı altında eziliyor evetin kolaycılığına ve şirinliğine yenik düşüyoruz. Son zamanlarda kendimizi ifade etmek için çok sık kullandığımız küçük simgeler, emoji’ler, sözlü bir hayırdan çok daha zor olan yazılı bir hayırı geciktirmenin ve atlatmanın en etkili yöntemlerinden. Örneğin bir yere davet edildiniz ama gitmek istemiyor, en kötüsü de hayır demekten çekiniyorsunuz. Gülücük, teşekkür ve kalp emoji’leri hayat kurtarırken hem karşıdaki insana olumlu ve sempatik bir mesaj veriyor hem de daveti alan kişiyi hayır deme sorumluluğundan alıkoyuyor. Pozitif bir belirsizlik oluşuyor, evetle hayır arası bir rüzgar esiyor. Sonrasında davet ya da istek zaman aşımına uğruyor ve en önemlisi hayır kelimesi sarf edilmeden konu kapanmış oluyor. Emoji bugün hayır demenin en sempatik yollarından biri.
HAYIR KONUSUNDA NET VE HIZLI OLUN
ÜNLÜ İSİMLER EVETCİ Mİ HAYIRCI MI?
Herkes nasıl yapıyor? Hayatlarında evetle hayır dengesini nasıl kuruyor. Ünlü isimlere sorduk. Seni Kimler Aldı dizisinden tanıdığımız Fulya Zenginer, “Mükemmel bir hayırcıyım” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bir şeyi kendime uygun ve doğru bulmuyorsam, direkt hayır derim. Hayır, evet oranını belirleyemeyeceğim ama bir şey hayırsa hayırdır. Reddedeceksem bahane üretmem, kibar açıklamalar yaparım. Eskiden baştan hayır diyemediğim için son anda kıvırmak zorunda olduğum durumlar olurdu. Öğrendim ki sonunda hayır diyeceksem hiçbir olayı uzatmanın manası yok. Dedikten sonra arkama dönüp bakmıyorum. Bu soruyu
cevaplarken daha dün büyük bir hayır dediğimi fark ettim. Hayır demek özgürlüktür. Gerektiğinde reddedebilen insanların daha mutlu ve kendi eylemlerinin sonuçlarıyla ilgili daha cesur olduklarını görüyorum.” Arka Sokaklar dizisinden tanıdığımız Yüsra Geyik’e
kulak verelim: “Hayır demek bence evet diyebilmek kadar zor. Genel olarak karar vermemeye, olayları hep ortak bir havuza atmaya çalışıyorum. Evet de hayır da insan egosunun yarattığı keskin noktalar. Doğada böyle bir şey yok. Aileme hayır diyemiyorum. Asla inanmadığım bir sürü şey yapıyorum. En son bir reklam filmine hayır dedim. Pişman değilim.” Söz dizisinde Su karakteriyle tanınan Yağmur Ün hayır demekte zorlandığını gizlemiyor: “Bir zamanlar çok
zordu. Birine hayır dediğim an dünyanın en büyük kötülüğünü yapıyormuşum gibi hissediyordum. Resmen kıvranır, kendime acı çektirirdim. Şimdi daha netim ama hala en çok
evet diyorum. Hayır demek kırmak değil ve sadece olumsuz anlam içermiyor, bunu unutmayalım.” Kırgın Çiçekler dizisinden tanıdığımız oyuncu ve model Aleyna Solaker bahane
üretmekten hoşlanmadığını anlatıyor: “Hoşuma gitmeyen bir şey olduğunda genelde cevabım hayır oluyor fakat bunu soran kişinin kim olduğu da önemli. Yakın bir arkadaşım beni pek tarzım olmayan bir yere davet etmişti ve ben de onu kırmamak ve yalnız bırakmamak için teklifini kabul etmiştim. Fakat sonrasında çok keyif aldım ve eğlendim. Bazen böyle durumlar da oluyor. Genellikle bahane üretmeyi sevmem, net olurum. Neden istemediğimi açıkça söylerim, karşımdaki de beni anlayışla karşılar.” İstanbullu Gelin dizisinden İpek
rolüyle tanıdığımız Dilara Aksüyek kararsızlığın evet ya da hayırdan daha zor
olduğunu söylüyor: “Çoğu zaman karşı tarafı gücendirmekten korktuğumuz için hayır demekte zorlanıyoruz. Ama içimizden gelmeyen ve bizim için doğru olacağına
inanmadığımız bir konuda hayır demekten çekinmek, ne bizim için ne de evet demek zorunda kaldığımız durum için hayırlı oluyor. Benim için evet ya da hayır demek değil, kararsız kalmak daha zor. Hayır derken, karşımda olan kişiyi kırabilme ihtimalini gözettiğim durumlarda bahanelere başvururuyorum. Ama eğer söylüyorsam, o bahanelerle ilgili açık kapı bırakmamayı tercih ederim. Çünkü gözettiğim şey karşımdakini kırmamaksa, açık kapı bırakmak onu daha zor bir duruma sokabilir.” Kalbimin Sultanı dizisin başrol oyuncusu Beste Kökdemir, en çok iş hayatında hayır sözcüğünü kullanıyor. “Hayır diyemediğimde mutlaka benim için olumsuz bir durum söz konusudur. En son akşamları beni dışarı çıkmaya çağıran
GÜN İÇİNDE KAÇ DEFA HAYIR DEDİNİZ?
Kendiniz ve sevdikleriniz için daha çok zaman, tek bir işe konsantre olmak ve verimlilik, özgürlük, netlik, özgüven ve saygınlık... Hepsi hayır kelimesinin (olumlu) sonuçlarından.
Harvard Business Review, kişilere günün sonunda kaç kişiye ne için hayır dediklerini hatırlamalarını ve her hayır için kendilerini kutlamalarını, ödüllendirmelerini tavsiye
ediyor. Şimdi arkanıza yaslanın ve gün içinde kullandığınız hayırları hesaplayın.
Evetler fazlaysa daha yapacak çok işiniz var.
“HAYIR DERKEN BAHANE ÜRETMEM”
Ünlü Türk model Öykü Baştaş kariyerinde hayır kelimesini sıkça kullandığını anlatıyor.
“Eskiden benim için kullanması zor bir kelimeydi şimdilerde gerekli oldukça hayır diyorum. Mesleki hayatımda çok fazla teklif alıyorum. Hepsini kabul etmem mümkün değil. Kariyerimi ileriye götüreceğine inandığım bazı teklifleri bile reddetmek durumunda kalıyorum. En son önemli bir derginin kapak çekimine hayır deme durumunda kaldım çünkü aynı gün okulumda önemli bir sınavım vardı. Fakat özel hayatımda, değer verdiğim insanlar benden bir şey istediğinde mümkün olduğunca yapmaya çalışırım. Özelimde evet kelimesini daha çok kullanıyorum. Hayır derken herhangi bir bahane üretmem. Sebebimi karşı tarafa nazik bir dille anlatırım. Direkt olarak doğruyu söylemek
Öykü Baştaş
(Fotoğraf : Mustafa Gündoğdu)
gerektiğine inanıyorum. Özel hayatımda genelde insanlara pek hayır diyemediğim için çok hikaye dinlemişliğim var.”
Yazı: Selin Miloşyan
ELLE, Ekim 2018 sayısından alınmıştır.