Tarih boyunca bir ölümsüzlük çeşmesini aramış insanlık veya ölümsüzlüğün formülünü bulmayı hayal etmiş. Efsaneler Lokman Hekim’in aslında yüzyıllar önce bu formülü bulduğunu anlatıyor. Ancak bir efsaneye göre bulduğu ölümsüzlük iksirinin yazılı olduğu kağıt yağmurda ıslanınca formül de silinmiş; bir diğer rivayetteyse köprüden geçerken hızla esen bir rüzgar kağıdı elinden uçurmuş. İnanışlar ya da efsaneler bir yana, ölümsüzlüğün değil ama sağlıklı ve uzun yaşamanın bir sırrı gerçekten var mı?
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Murat Aksoy sağlıklı ve uzun yaşamanın sırrının gizemli karışımlarda değil, kişinin görmezden geldiği, önemsemediği başlıklarda gizli olduğunu vurguluyor: “Bir sistem düşünün, tüm vücudunuzda bulunsun ve size hayat kaynağını taşısın. Yani kan ve onu vücudumuzdaki her yere taşıyan ve organların, dolayısıyla bizim hayatta kalmamızı sağlayan damarlar. Öyle ki bir bilgisayarda damarlarımız dışındaki her şeyi yok etsek vücudumuzun şekli neredeyse değişmez. Vücudumuzun her yeri damarlarla bezenmiş ve sarılmış. Damarların tümünü uç uca getirsek ve yere sersek toplam uzunluğu 96 bin kilometreyi geçiyor. Dünyanın çevresinin 40 bin kilometre olduğunu düşünürsek, damarların dünyayı iki kereden fazla çevreleyebileceğini rahatlıkla görebiliriz. Bu uzunluğun yüzde 80’iniyse organlarımızı besleyen kılcal damarlar oluşturuyor. İşte bu nedenle damar sağlığı, uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı diyebiliriz.”
MADDE MADDE UZUN YAŞAM
Prof. Murat Aksoy, herkesin hayatının ilk yıllarından itibaren vücuduna iyi bakması, özellikle damar sağlığı için şu başlıklara dikkat etmesi gerektiğini söylüyor:
BUNLAR DA ÖMRÜ UZATIYOR...
Hepimizin çok kolay yapabileceği başka şeyler de var. Örneğin meditasyon. “Meditasyona vaktim yok” veya “bu hiç ilgimi çekmiyor” diyenleri de düşünmüşler! Epey vakit geçirdiğimiz Instagram’da bile buna yakın başka seçenekler var. Mesela “calm” adlı hesap doğa manzaralarına 15 saniye boyunca hiçbir şey yapmadan bakmamızı öneriyor, insanın ruhuna iyi gelen kısacık, rahatlatıcı video ve olumlama cümleleri paylaşıyor. Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün, seçenekler o kadar çok ki! Kısa veya uzun vadeli planlar yapmak, hayalleri kağıda dökmek de hayatta ciddi birer motivasyon. Gelecekteki hobileri ya da bambaşka bir alanda kariyer ihtimalini düşünmek de ömrü uzatmaz mı? Peki doğada vakit geçirmek zaten insanın ömrüne ömür katan bir çözüm değil mi? Gençlerle vakit geçirmek, onların enerjisinden beslenmek, içimizdeki çocuğu hep yaşatmak, yeniliklere açık olmak, kendini “güncellemek”... Tüm bunların bonusu daha uzun ve sağlıklı bir yaşamsa? Doğru olup olmadığını denesek mi?
KAHKAHA YOGASI
Duydunuz mu? Kahkaha yogasıyla hayata daha pozitif yaklaşmak, enerjiyi yükseltmek mümkünmüş. Kahkaha yogası, herhangi bir dış etkene bağlı kalmadan doğru nefes teknikleriyle ve çocuksu oyunlarla yapılan çok yönlü bir egzersiz. Çalışma sırasında kahkaha, egzersizler yoluyla yaratılıp beden hareketi ve katılımcıların birbirleriyle göz kontağı kurmasıyla “sahici”leştiriliyor. İsminin “kahkaha yogası” olmasının temel nedeni, derin nefes egzersizleriyle kahkaha oyunlarını birleştirmesi. Kahkaha yogası konusunda, @sanatseveranne olarak terapistlik yapan Pınar Tumanbay şunları söylüyor: “Yapılan bilimsel araştırmalar beynimizin gerçek ve sahte kahkahayı ayırt edemediğini gösteriyor. Düzenli kahkaha yogası egzersizleri sağlığı ve morali olumlu etkiliyor. Stres seviyemiz düşüyor, bağışıklığımız güçleniyor. Hayata bakış açımızda pozitif değişikliklere sebep oluyor. Yüzdeki kasları çalıştırdığı için yüz jimnastiği etkisi de yaratıyor. Hayata daha olumlu bakmak için denemeye değer…”
YAZI: ESRA ÖZÜBEK
ELLE ŞUBAT SAYISINDAN ALINMIŞTIR.
FOTOĞRAFLAR: FLORIAN SOMMET, BRUNO POINSARD-TRUNK ARCHIVE