Elvan Alpay 10 yıllık bir aranın ardından ürettiği yeni işlerini bir araya getiren kişisel sergisini Sevil Dolmacı Gallery’de açıyor. "Pánta Rheî / İşler – Works 2021-2025", adını Herakleitos’un “her şey akar” düşüncesinden edinirken akışı yalnızca bir metafor olarak değil, maddenin doğasına ait bir davranış biçimi olarak ele alıyor.
2 Aralık 2025–3 Ocak 2026 tarihleri arasında görülebilecek sergi, sanatçının son beş yılda ürettiği farklı tekniklerle oluşmuş işlerini bir araya getiriyor. Pigment, akrilik, cam tozu ve ışık Alpay’ın tuvallerinde birer malzemenin ötesine geçerek fiziksel süreçlerin izini süren birer etken haline geliyor. Bu nedenle sergi, sabit bir görüntü sunmaktan çok sürekli devinen bir oluş haline odaklanıyor.
Alpay’ın yapıtları Fondation Cartier (Paris), Mitsubishi Foundation (Tokyo) ve OMM Odunpazarı Modern Müze (Eskişehir) gibi kurumların yanı sıra Türkiye’de birçok önemli koleksiyonda yer alıyor. Bu sergide ise sanatçı, “hareket halindeki madde” fikrini merkezine alarak, resmin bitmiş bir yüzey değil kırılma, buharlaşma ve sızma gibi süreçlerin görsel kaydı olabileceğini hatırlatıyor.
2006 Pekin Bienali Büyük Ödülü’yle uluslararası düzeyde görünürlük kazanan Alpay’ın pratiği Paris’ten New York’a uzanan sergi geçmişiyle çok katmanlı bir okuma alanı sunuyor. "Pánta Rheî", 2021 sonrasında ürettiği işlerin ilk kez bütünlüklü bir seçkiyle izleyiciye sunulması bakımından sanatçı için önemli bir dönemeç niteliğinde. Sergide yusufçukların hızla ilişkili hareketleri, mantarların yeraltı ağları, yaprak damarlarının doğal haritaları ve akrilik içinde yakalanmış ışık parçacıkları bir araya gelerek kendi görsel evrenini kuruyor.
Alpay’ın yaklaşımı doğayı temsil etmeye çalışmak yerine doğanın kendisini resmin içine davet eden bir tutum benimsiyor. Sanatçının “Ben motif seçmem. Onlar davranır, ben kaydederim” cümlesi, pratiğinin merkezindeki bu düşünceyi yalın bir dille ifade ediyor.
"Pánta Rheî / İşler – Works 2021-2025" bir anlatı sergisi olmaktan çok izleyiciyi bir akışa dahil eden açık bir deney alanı sunuyor. Alpay sabit bir imge yerine zamanın ve maddenin sürekli dönüşümünü görünür kılan bir resim düşüncesi öneriyor. Bu nedenle sergi, resme bakmanın ötesine geçip akışın içine dahil olma fikrine yakın duruyor.