İstanbul’un tarihi güzellikleri ile iç içe, Haliç kıyısında eşsiz bir manzaraya sahip Rahmi M. Koç Müzesi, kültürü ve eğlenceyi bir arada sunabilen tek adres olma özelliğini 28 yıldır koruyor. Müzenin 14 bini aşkın objeden oluşan koleksiyonu, sanayi, iletişim ve ulaşım tarihindeki gelişmeleri yansıtıyor. Fenerbahçe Vapuru’ndan nostaljik tren turuna, uçaklardan klasik otomobillere kadar tarihin tüm detayları arasında bir zaman yolculuğuna çıkmaya hazırsanız, müzede görebileceğiniz objelerden sizin için seçtiklerimize gelin yakından bakalım…
Rahmi M. Koç Müzesi
Her yaştan ziyaretçiye hitap eden Rahmi M. Koç Müzesi, yaklaşık 27 bin metrekarelik alan üzerine kurulu… Koleksiyonunu her geçen yıl genişleten müzede, çeşitli bağışlar, süreli olarak verilen eserler, özellikle otomobil, savaş araçları, Kadıköy-Moda Tramvayı, tüm zamanların en önemli uçağı Douglas DC-3 ve çok daha fazlası sizi bekliyor.
Klasik Otomobil Galerisi
Müzenin otomobil koleksiyonu görenleri kendine hayran bırakıyor. 1898 yapımı Malden Buharlı Otomobil’den Türkiye’nin yerli otomobili Anadol’a, Ford Model T’den 1965 Rolls Royce Silver Cloud III’e kadar çok sayıda klasik, zamana adeta meydan okuyor. Harry Potter ve Sırlar Odası filminde Harry ile Ron'un okul trenini yakalayabilmek için kullandığı uçan arabanın bir kopyasını burada görmek mümkün. Cem Yılmaz’ın bir reklam filminde “Araba konuştu” repliğiyle bilinen GİTT de bu bölümde.
Fenerbahçe Vapuru ve Denizaltı
Müzenin en büyük ve en ilgi çekici objelerinden Fenerbahçe Vapuru, geçen yıl bakım ve onarımdan geçti. 2009 yılından bu yana müzede sergilenen, Türk denizcilik tarihinin simgelerinden Fenerbahçe Vapuru, kocaman bacası ve ahşap aksamı ile göz dolduruyor. 1944 yılında inşa edilen TC Uluçalireis denizaltısı da tüm ihtişamıyla Fenerbahçe Vapuru’na eşlik ediyor.
Rosalie
Avrupa’nın bilinen en eski buharlı römorkörü Rosalie, motorsuz bir tekneyle Londra’dan İstanbul’a yolculuk yapan Clodia, kafası karışık bir denizciye ait gemi baş figürü… Müzenin Hasköy Tersanesi’ndeki bölümünde ziyaretçileri zengin bir denizcilik koleksiyonu karşılıyor. Tersanenin açık alanındaki önemli objelerden biri de Sadun Boro’nun dünyayı dolaştığı teknesi Kısmet…
Amphicar
Hem karada hem suda gidebilen araçlara aşina mısınız? II. Dünya Savaşı sırasında Alman Hans Trippel tarafından 1957-58 yılları arasında tasarlanan Amphicar, arka tekerlekleri döndüren 1147 cc’lik Triumph Herald motora sahip. Arkadaki iki pervane suda itici kuvvet, öndeki tekerlekler ise dümen görevi görüyor. 1961-1968 yılları arasında 3 bin 878 adet üretilen Amphicar’lardan ikisi 1962’de Manş Denizi’ni geçmiş.
Zoetrop
Modern sinematografinin öncüsü sayılan zoetrop, 1834’te William Horner tarafından icat edildi. Zoetropun aralıklarından bakıldığında, içerisindeki silindirin üzerinde dönen resimler hareket ediyor izlenimini veriyor. Müzenin iletişim araçları, Mustafa V. Koç/Lengerhane binasında Edison telgrafından telefonlara, fotoğraf makinelerinden en eski matbaa makinelerine kadar tarihe tanıklık eden birçok objeyi meraklısıyla buluşturuyor.
Gök Küre
Cafer İbn-i Ömer İbn Devletşah el-Kırmani tarafından yapılan 1383 tarihli gök küre ise müzedeki en eski obje. Bilinen en eski gök kürelerden biri olan bu objede yaklaşık 1025 yıldız içeren takımyıldızların şekilleri, her birinin merkezine kakılmış gümüş noktalarla görülüyor.
Saatçi
Eski dükkanların yeniden canlandırıldığı nostaljik sokak da sizi 19. yüzyılda gezintiye çıkarıyor. Tersane bölümündeki açık alanda yer alan sokakta, yeniden yaratılmış demirci, saat tamircisi, eczane, kunduracı, gemi donatım ve oyuncakçı dükkanlarında ilgi çekici objeler sergileniyor.
Minyatür Eczane
Müze, birçok küçük işe de ev sahipliği yapıyor. 1841 yılında yapılan 2-2-2 Fire King lokomotif ve 1888 yılı yapımı Buharlı Tramvay gibi birçok modeli burada. Küçük işler arasında eczane, dikiş makinesi, bisiklet, kuş kafesi gibi binlerce objeyi de görebilirsiniz.
Bebekler Sergisi
Oyuncak bebeklerin antik çağdan bugüne uzanan hikayesini anlatan Dünya Bebekleri Sergisi, ahşap bebeklerden Anadolu’nun bez bebeklerine, Asya ve Afrika inanç bebeklerinden moda bebeklerine, hatta Uzakdoğu’nun ipek elbiseli festival bebeklerine çok özel bir seçki sunuyor. 80 ülkeden, 2 bin 200’ün üzerinde bebeği görmek için kasım ayının sonuna kadar vaktiniz var. Bizce kaçırmayın!
