İğneler saplanmış vudu bebeklerinden dini ritüellere, lateks kedi-kadın kıyafetlerinden yüksek topuklu stilettolara, pırıltılı akıllı telefonlara kırmızı Corvet'lere, plastik cerrahiden modanın “in”lerine, en ilkelinden en modernine kadar fetiş, ne sahip olduğu değer ne de fonksiyonuyla sadece bir obje değil. Anlamı derinlerde. Ve kesinlikle aramadığınız her yerde.~Fetiş, kısaca “belirli bir nesneye-canlıya ya da vücudun belli bir
bölgesine odaklanmış yoğun ilgi durumu” demek. İlkel zamanlarda doğaüstü
gizli güçlere sahip olduğuna inanılan canlılara veya zincir, muska,
elle yapılmış heykelcik gibi nesnelere verilen isim de bu. İnsanlığın
varoluşundan bu yana bizleri fetiş peşine düşüren, seks ve ölüm
arasındaki amansız ikilem. Bırakamamanın, çaresizce tutunmanın, hayattan
korkmanın diğer bir görünüşü. Bazıları ölüm korkusu nedeniyle mizaha,
bazısı dine, bazısı sosyalleşmeye sığınırken; bazıları da kaçış kapısını
seks objelerinde arıyor. Eh, bu çağın insanlarının da bu (belki de tek
ve de) en büyük korkularını (her canlı bir gün ölümü tadacaktır!)
göstermek için (gizlemek için mi demek lazımdı?) kendine göre yöntemleri
var: Popüler olan her cismin ve akımın fetişleştirilmesi!~“Mutlaka
başa gelecek tek gerçek” karşılığında tamamen diğerlerinin tercihlerine
bağlı olanı takas etmeye çalışan bir anlayış, korkmaz da ne yapar?
Doğal olarak o da tüm korkuların yaptığını yapıyor. Zorla tıkıştırıldığı
bilinçaltında dönüşüyor ve her ne kadar modern bir yüzyılda
yaşadığımızı varsaysak da, yapışıp kaldığımız, onlarsız uyuyamadığımız,
tahrik olamadığımız, sokağa çıkamadığımız, tek başına kalamadığımız
“tutku objeleri” ne dönüşüyor.~
#text>
“MARKA FETİŞ” YÜZYILI
Kimileri
için “marka” ayakkabılar, yüksek torklu arabalar, ikonik yıldızlar,
kimileri içinse spiritüel teknikler, kendini sonsuz güçlü ve ölümsüz
hissetmenin yöntemleri. Kısa bir anlığına da olsa. Anlayacağınız “yeni
çağ fetişleri”nin (çok fena bir bir niteleme ama) “olmazsa
olmaz”larından biri, herkesin (en az) bir fetişe sahip olması. İğneler
saplanmış voodo bebeklerinden dini ritüellere, lateks kedi-kadın
kıyafetlerinden yüksek topuklu stilettolara, pırıltılı akıllı
telefonlara kırmızı Corvet'lere, plastik cerrahiden modanın “in”lerine,
en ilkelinden en modernine kadar fetiş, ne sahip olduğu değer ve ne de
fonksiyonuyla sadece bir obje değil. Anlamı derinlerde. Çok çok
derinlerde. Neyin yerine konuyorsa, oradaki boşluğu doldurduğu hissi
yaratan ve (farazi de olsa) müthiş tatmin sağlayan (plastik meme?!) gibi
başka bir şey.~İnsanlık resmi olarak 21 yüzyıldır dünya yüzünde.
Eskisiyle tek fark, bireyleri tahrik eden her şeyin şimdi popülist
olması. İlkel zamanlarda doğaüstü gizli güçlere sahip olduğuna inanılan
zincir, muska, elle yapılmış heykelcik gibi nesnelere verilen bir isim
fetiş. Şimdinin fetişleriyse parfümler, ultra pahalı stilettolar, nadide
mücevherler, istek üzerine üretilen çantalar, akıllı telefonlar,
tasarım cep telefonları, rengarenk laptop'lar...~Verilere
göre bu modern yüzyılda fetiş objeleri arasında ilk sırada olanlar pek
çok kadın ve erkek için “fallik” (penis'le, cinsel güçle ilgili, güç
göstergesi) bir anlam taşıyan “markalar” gibi, fiziksel olarak bir anlam
ifade eden mallar. Yani belli bir gelir grubu üzerinde “kitlesel
orgazm” sağlayan araçlar. Aslında moda ve fetişizm arasında her zaman
bir çekim vardı ama bu ilişki her anıyla çok sansasyonel olmaya
‘80'lerin sonunda başladı. O yılları epey sallayan (merhum) Gianni
Versace'nin, Elizabeth Hurley'i spotlar altına koyduğu “bondage couture”
koleksiyonunu hatırlasanıza. Ya da Madonna'nın ilk kez sivri memeli
Jean Paul Gaultier korsesi ve büstiyeriyle sahneye çıktığı zamanları.
Üstelik bu ikisi, fetişizmin modanın içine ılık ılık sızdığı anlardan
sadece birkaçı.~Yale Üniversitesi'nden doktorası olan,
Fashion Institute of Technology'nin (FIT) müzesinin direktörü ve şef
küratörü, moda konusunda pek çok kitabın yazarı ya da editörü Valerie
Steele'in “Fetish: Fashion, Sex and Power” isimli eserinde dikkat
çektiği gibi “modayla fetişizm ilişkisinin kökleri çok derine iniyor.
Pırıltılı stilettolar, siyah deri botlar, saten korselerle dolu catwalk
sahneleri, zaten birer fetiş galerisi gibi. Buradaki temel soru ise şu:
Moda mı fetişizmi şekillendiriyor yoksa fetişizm mi modayı?”~Son
yıllarda herhangi bir Hollywood yıldızının, herhangi ünlü bir olaya
tanık olmuş bir elbisesinin, bikinisinin, enstrümanının, hatta iç
çamaşırının bile uluslararası açık artırma evleri tarafından satışa
sunulduğuna tanık oluyoruz. Ve bunların bazıları astronomik ücretler
karşılığında yeni sahiplerine kavuşuyorlar. Ama bir ünlünün anısını
taşıyan herhangi basit bir ürünün, örneğin e-Bay'de hayranlarına
satılıyor olması, onun fetiş objesi niteliğini değiştirmiyor. Hatta
kurgu karakteri yansıtan bu tür kıyafet ve aksesuarlar, insanların
hayran oldukları o kişinin seksüel enerjisini yansıttığı için bazı
tartışmacılar tarafından daha da fetişistik bulunuyor. Bu nedenle
ünlülerin açık artırmayla çok yüksek fiyatlara satılan eşyaları (fandom)
da yeniçağın fetişleri arasında yer alıyor.~
#text>
KANDIRMA SANATI
Terbiyeli
kızlar burada gözlerini kapasın: Freud'a göre fetiş “annenin olmayan
penisi” yerine geçen bir objedir. Yani kısaca yoksunluk göstergesidir.
Aynen Socrates'ın ondan yüzyıllar önce “lüks, şekil değiştirmiş
yoksulluktur” demesi gibi. Psikolojik araştırmalara göre, bir fetiş
sadece tek fetiş değil, sonsuz fetişler zincirinin bir halkası. Modern
insan onlarsız varolamıyor. Filmler, tablolar, klipler, performans
sanatları, body art (modern anlamda fitness ve yoga gibi fiziksel ve
spiritüel tekniklerle vücudu yeniden yaratmak), romanlar, reklamlar ve
web siteleri fetiş fantazilerinin emrinde.~Özellikle medyayı
kullanarak her şekilde kendini öne çıkarma ve teşhir etme yöntemi de
yeni çağ fetişizminin bir yönü. Bekaret söylevleriyle ve cinsel organını
teşhir takıntısıyla bıktırıcı Britney Spears, “ben asla ölmeyeceğim”
konserleri veren Madonna, silikon türevine dönüşmüş “plasti-kemik”
vücuduyla Victoria Beckham ya da herhangi bir Dior Couture “unik”
tuvaleti içindeki jet-set mensubu, tam da o halleriyle başka bir
dünyalının fetiş objesi durumundalar. Feminizmin yeniden tanımlandığı bu
günlerde, bazı feministlerin, son derece “seksist” (karşı cinsin zayıf
olduğuna inanan) olağanüstü vurgulu bir “fetish-couture” den söz etmesi
boşuna değil.~
#text>
FETİŞ İKONLARI
Söz konusu yoksunluk olunca,
insan bedeni de bundan payını alıyor. Uzmanlar, hepsi toplu olarak “body
modification” olarak nitelenen farklı amaçlı beslenme diyetleri, vücut
geliştirme egzersizleri, plastik cerrahi, dövmeler, piercing'ler,
branding (dövmeden farklı olarak vücutta iz bırakma yöntemi), sünnet ve
cinsiyet değiştirme ameliyatlarıyla fetişizm arasında da müthiş bir
ilişki görüyor. Hatta bazıları bu ilişkinin fetişizm-moda ve
fetişizm-din arasındaki ilişki kadar derin olabileceğini iddia ediyor.
Ortaçağı gerilerde bırakalı yüzyıllar geçmesine rağmen, fetişizm ve din
(ve dinlerin kullandığı araçlar) arasındaki aşk da çok derin. Bazı dini
ayinlerde kullanılan totemler kadar, “büyülü güçleri” olduğu varsayılan
İsa'lı haçlar, Meryem Ana heykelcikleri, “vampir kovan” sarımsak
kesecikleri gibi ikonların da birer fetiş aracı olduğu kesin. “New age”
akım olarak adlandırılan yeni tür spiritüelliğin bazı dalları da,
kendini reddedercesine fetişizmin tahrik edici kollarına düşüveriyor.~Son
yüzyılda insanlığın “görsel zevki”ne tavan yaptıran sinema, DVD, HD,
blue-ray teknolojileri ise yeni çağın diğer tür fetiş objeleri. Evlerin
salonlarında giderek daha geniş hakimiyetler kuran (bu da yetmez
boyuttaki) büyük ekranlı LCD ve plazmalar bu tür fetişizm oyuncakları.
Üstelik bunlar nispeten masum olanlar. Filmlerse başka bir hikaye.
Eskiden western tarzı filmlerin hemen moda olan şapkaları, mahmuzları ve
altıpatlar'ları, bugünün bilim-kurgu ve fantastik filmlerinin hemen
podyumlara fütüristik görünümleriyle düşen tulumları ya da vampir tarzı
makyajı ve saç kesimleri, bu fetişizmin yansımaları sadece.~İster
“masum” ihtiyaçları gidermek için tutunduklarımızdan olsun, isterse
insanların şiddete ve sapkınlığa yönelmesiyle ortaya çıkan türü olsun
(ki aslında “fetişizm” denince genelde herkes bu türü algılıyor)
fetişizm, bir tür yoksunluktan kaynaklanıyor ve her ikisi de nikotin ya
da alkol gibi bir tür bağımlılık.
#text>