Bilinçaltı, bize sürekli
olumsuz sözler fısıldıyor. Bu olumsuzluklar zamanla sırtımızda
taşıdığımız ağır yüklere dönüşüyor. Enerji psikoloğu ve stres uzmanı
#text>
Robert G. Smith, birkaç dakikada bizi bunlardan kurtarmayı garanti ediyor.
#text>
#text>
#text>
ELLE: Enerji psikoloğu ve stres uzmanı olmak ne anlama geliyor?
#text>
ROBERT G. SMITH: Kendimi stres uzmanı olarak adlandırıyorum,
çünkü tüm sorunlarımızın temelinde hep stres yatıyor. İlişkilerle ilgili
sorunlar da, işteki sorunlar da, aslında bir nevi enerjidir. Bunu bir
örnekle de anlatabilirim. Mesela bir amaç için bir yere giderken yolda
pek çok “engelle” karşılaşabilirsiniz. Bu durumda bol bol stres
yaşarsınız, duygularınız gidip gelir. Sizinle aynı arabada yan yana
oturan bir başkasının tepkisi “aman ne var ki” gibilerinden bambaşka
olabilir. İkiniz arasındaki tek fark, bu olayı nasıl “işlediğiniz”,
nasıl ele alıp algıladığınızdır. Birçok insan stresin trafikle ilgili ya
da bir yere geç kalmış olmakla ilgili olduğunu düşünür. Oysa stres, bir
“iç mesele”. Stres insanın kendisine yaptığı bir şey. Yani olan şu: İki
kişi aynı tecrübeyi, yani aynı olayı yaşıyor. İkisi de farklı tepkiler
veriyor.
#text>
#text>
~
#text>
#text>
ELLE: Peki hangisi haklı?
#text>
R.G.S.: Her ikisi de... Sadece biri kendisini yıpratıyor,
midesine kramplar giriyor. Diğeri ise “tüm bunlar benim kontrolüm
dışında gelişiyor” deyip, bu “fırsatı” en iyi şekilde değerlendirmeye
bakıyor.
#text>
#text>
#text>
ELLE: Peki çözüm nedir?
R.G.S.: Çözüm, neler hissettiğini kontrol edebilmektir. Ben
karşımdaki insanın stres yaşadığını görebiliyorum. Ancak o bunu bizzat
yaşar. Enerji psikoloğu bu gibi yüklerden kurtulmanıza yardımcı olur. Bu
öğrenilebilen bir şey. Doğduğunuzdan bugüne kadar, anne ve babanızın da
dahil olduğu size ait dünyanızda binlerce defa farklı olaylarla
karşılaştınız, iyi ve kötü tecrübeleriniz oldu. Tüm bu yaşanmışlıklar
bir birikimdir. Bu birikim şimdi veya yıllar sonra bir olaya nasıl tepki
vereceğinizi belirliyor. 20 yaşınızda, 30 yaşınızda, 50'nizde hep
bunlar sizi (farkında olmadan) yönlendiriyor ve tepkilerinizi
belirliyor. Biz ise size olayları nasıl değerlendireceğinizi, korku ve
endişelerinizden nasıl kurtulacağınızı öğretiyoruz. Herkes yaptığı şeyin
doğru olduğuna inanıyor. Çünkü hepimiz farklı olaylara nasıl tepki
vereceğimizi “öğretmenlerimizden”, yani bizi yetiştiren insanlardan
öğreniyoruz. Enerji psikolojisi, en basit anlatımı ile size nasıl
düşüneceğiniz ve farklı olaylara nasıl tepki vereceğiniz konusunda
değişmeyi öğretiyor. Bu size kabus gibi gelebilir. Çünkü bu sayede
hayatınız aniden güzelleşebilir.
#text>
#text>
~
#text>
#text>
ELLE: Bu değişimin kalıcı olmasını nasıl mümkün kılacağız?
#text>
R.G.S.: Bunu binlerce insanla denedim. Değişimin kalıcı olacağını
kesinlikle garantiliyorum. En kötü anılarınızı alıp bunları yok
edebiliriz. Bir daha asla aklınıza getirmezsiniz. Bunu çok isteseniz ve
deneseniz dahi geri getiremezsiniz.
#text>
#text>
#text>
ELLE: Bunu garanti ediyorsanız hepimiz workshop'larınıza gelmeliyiz.
#text>
R.G.S.: Kesinikle gelmelisiz. Bunu garanti ediyorum. Aslında çok
basit. Aynaya baktığınızda yansımanız, yani gördükleriniz,
sorunlarınızın nedeni. Ve çözüm de orada. Yani sizde şimdiye kadar bunu
nasıl yapabileceğinizi, nasıl değişebileceğinizi keşfedememişsiniz. En
güzel tarafı da, işe yarıyor. Üstelik bunun işe yarayacağına inanmanız
da gerekmiyor.
#text>
#text>
#text>
ELLE: O zaman bu şu anlama mı geliyor: Biz dünyayı algılamamızda sürekli hata yapıyoruz.
#text>
R.G.S.: Algıladıklarınız kesinlikle yanlış değil, hepsi gerçek.
Dünyayı nasıl görüyorsanız öyledir. Bazen iki kardeş başlarından geçen
aynı olayı paylaşır. Birinci kardeş anlatır. Sonra ikincisi “öyle değil,
aslında şöyleydi” diye adeta bambaşka bir şeyden bahseder. Aynı olay,
iki farklı hikaye. Hangisi haklı? Her ikisi de. Neyi nasıl görüyorsanız,
doğrunuz odur. Sürekli bir şeyler için endişelenen bir kadın düşünün.
Bunu kimden öğrendi? Annesinden. Yani “yanlış okula” gitti. Sürekli
kötü, sürekli değersiz hissetmek bir beceridir. Beş çarpı beşin 25
olduğunu nereden biliriz? Bunu geçmişte çarpım tablosundan öğrendik. Siz
de bunu çocukken öğrendiniz. Ve bunu bir daha sorgulamadınız. Şikayet
ettikleri, kendilerine kötü davranan erkeklerle ısrarla çıkan veya
evlenen kadınlar var. O kadınların çocukluğuna indiğinizde hayatlarında
mutlaka bu tarz bir erkek olduğunu görürsünüz. Beyin buna programlanmış.
#text>
#text>
~
#text>
#text>
ELLE: Değişimi kim daha kolay başarıyor, erkekler mi kadınlar mı?
#text>
R.G.S.: Bunu isteyen kişi! Erkek ya da kadın olmak bu anlamda bir
fark yaratmıyor. Ancak seminerlerime sadece akıllı erkekler ve akıllı
kadınlar katılıyor diyebilirim.
#text>
#text>
#text>
ELLE: Umutsuz vakalar var mı?
#text>
R.G:S.: Öyle bir şey yok. Ancak umutsuz, kötü hissetmekte usta olan insanlar var.
#text>
#text>
#text>
ELLE: Madem insanları fobilerinden kurtarıyorsunuz, erkeklerin bağlanma korkularını da yok etseniz;)
#text>
R.G.S.: Bağlanmaktan korkan sadece karşınızdaki insan değil, bu
siz de olabiliyorsunuz. Değiştiğinizde yaşadığınız ilişkiler de
değişecek.
#text>
#text>
~
#text>
#text>
ELLE: Gideceğiniz ülkeler ve kültürlerle ilgili bir ön araştırma
yapıyor musunuz? Yönteminiz buna göre farklılıklar gösteriyor mu?
#text>
R.G.S.: Gittiğim yerler ve insanlar hakkında elbette bir fikrim
oluyor. Ancak karşılaştığım sorunlar evrensel. Bu anlamda şimdiye kadar
insanlar arasında hiçbir fark gözlemlemedim. “Bu sorunu bir tek ben
yaşıyorum” diyen kaç kişiye rastladım bir bilseniz... Her defasında
“sizi hayal kırıklığına uğratacağım ancak yanılıyorsunuz” diye
cevaplıyorum. Ve odadaki insanlara “kaç kişi böyle hissediyor?” diye
sorduğumda tüm eller havaya kalkıyor.
#text>