30 Saniyede Güzel Sanatlar
Leonardo da Vinci’den Picasso’ya, Michelangelo’dan Monet’ye kadar birbirinden değerli sanatçıların dünyaca ünlüeserlerini konu edinen bu kitap müthiş bir bilgi hazinesi sunarken, sanatseverlerin başucundan ayıramayacağı referans kitabı olacak. (Tanıtım Bülteninden)
MAHCUBİYET VE HAYSİYET
Kuzey Avrupa’nın yaşayan en büyük yazarları arasında gösterilen Dag Solstad ilk kez Türkçede.
Ellili yaşlarındaki edebiyat öğretmeni Elias Rukla için sıradan bir gündür: Yıllardır yaptığı gibi, sevdiği bir eseri (Henrik Ibsen’in Yaban Ördeği’ni) bir sınıf dolusu ilgisiz lise öğrencisine heyecanla yorumlamaya başlar. Ne var ki görünüşte küçük bir olay hiç beklenmedik bir krizi tetikleyecek, Elias’ın hayatında derin izler bırakmış bir dostluğun hatırasına dönmesine, evliliğini, kendisini ve içinde yaşadığı toplumu sorgulamasına yol açacaktır.
Mahcubiyet ve Haysiyet, yükte hafif pahada ağır, dili ve atmosferiyle akılda yer eden, okuyanların tekrar tekrar dönmek isteyeceği o özel romanlardan.
Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü
Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü, genç ve maceraperest Arthur Gordon Pym’in arkadaşı Augustus’la kaçak olarak bindiği Grampus isimli gemiyle güney denizlerine yaptığı yolculuğu anlatır. Gemide çıkan isyandan sonra Arthur ve arkadaşları hayatta kalmak için yamyamlık, açlık ve kötü hava koşullarına karşı mücadele eder. Edgar Allan Poe’nun yayımlanmış tek romanı ve en dikkat çeken eserlerinden olan Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü, Herman Melville’in Moby Dick, H.P. Lovecraft’ın Delililiğin Dağlarında kitaplarına esin kaynağı olmuş, Jules Verne ise romanın devamını Buzlar Sfenksi adıyla kaleme almıştır. (Tanıtım Bülteninden)
Süreya Kuaför Salonu
Kocan Kadar Konuş’un yazarı Şebnem Burcuoğlu’ndan sımsıcak bir mahalle hikâyesi. İsmi bir zamanlar Tatavla olan, Kurtuluş semtine hoş geldiniz. Büyük mağazaların sıralandığı Rumeli Caddesi’yle, fanfirikli Nişantaşı kafelerinin hemen üstünde yer alan Kurtuluş’ta, bir liracı, çiğ köfteci, turşucu, yufkacı, yorgancı, overlokçu, son ütücü, kısaca ne ararsanız vardır. Ramazan’da pide, Noel’de kurabiye, Paskalya’da çörek pişer burada. Bu semtin sayısız hikâyesi içinde en kalplere dokunanı ise Cemal, Süreyya ve Feza’nınkidir. (Tanıtım Bülteninden)
Kırık Sesler
İlkin ne zaman gördüm seni, anımsayamıyorum. Serhad’ın bir kasabasındaydı. Dağlardan coşup gelen sular gibiydin, öylesine kendin ve içten. Kökünden koparılmaya çalışılan yabani güllerdik; asi ve direngen. Sonra İstanbul’da buluştuk, deniz kıyısında yürüdük. Homeros’un çakır dalgalı denizine akan şarap rengi gözyaşlarını konuştuk. “Gözyaşları da çiçek açar,” diyordu bir şair ve o açmaları ne çok bekledik. (Tanıtım Bülteninden)