Günümüzde “ yeşilin gücü” ne inananlar sadece biyolojik ürünler üreten kozmetik firmalarıyla sınırlı değil. Biyolojik ve teknolojik araştırmalar ortaklığından doğan bir terim dahi var: Biyoteknolojik... Bu birliktelik, şüphesiz, yakın gelecekteki kozmetik gelişmelerin temelini oluşturuyor. Chanel, Guerlain ve Sisley gibi birçok ünlü marka da doğanın güzelliğe olan etkisine inanıyor. Bitkisel ekstrelerinden elde ettikleri özleri, yüksek teknolojinin yardımıyla kadınların hizmetine sunuyorlar.
Bitkilerin insanlar tarafından kullanımını inceleyen bilim dalı etnobotanik, tüm bu gelişmeler dikkate alındığında araştırmacıların ciddiyetle üzerinde durdukları bir alan haline geldi. Kozmetik markaları, bölgesel bitkiler ve meyveler üzerinde yapılan araştırmalardan elde ettikleri aktif molekülleri izole edip, bunları kremlerin ve serumların içeriği haline getirmeyi hedefliyorlar. Endonezya'da yetişen bay-cedar ve Madagaskar'da yetişen vanilya planifolia, öne çıkan etnik bitkiler arasında sayılıyor. Her iki bitkiden elde edilen ekstreler, hücre yenilenmesinde önemli görevler üstleniyor.
