CONTEMPORARY İSTANBUL'UN ÇARPICI YILDIZI
CONTEMPORARY İSTANBUL'UN ÇARPICI YILDIZI


#text>
“LA MUSLUMANNE” KİMDİR? #text>
Türkiye'nin gündeminde de olan türban mevzusu ve benzeri hassas dini kimlik kargaşalarıyla eşzamanlı olarak, İstanbul'da gösterilen bu heykel, doğru yer ve doğru zaman konusundaki isabetiyle, dört günlük fuarın şüphesiz en iddialı, en çok konuşulan ve en çok fotoğraflanan işi oldu. “La Muslumanne”, yan yana dizilmiş, dört tane altın rekte bronz kadın büstünden oluşuyor. Her büstte kadın bir diğerinden baş örtüsüyle ayrışıyor. Birinde tesettürün yanı sıra gözlerin de gizlendiğini görüyoruz, sonrakinde tesettürlü, sonrakinde baş örtülü sonuncusunda da tamamen baş örtüsüz olduğunu görüyoruz. Lakin bu işin en vurucu olan kısmı, bu kadınların isminin, “Les Muslumannes” - “Müslüman Kadınlar” değil de, “La Muslumanne” yani “Müslüman Kadın” olarak tekil yazılması. Heykeller kadınların müslümanlıkla yakınlığı üzerinden gitmektense, aslında her birinin de müslümanlığa eşit mesafede durduğunu, müslümanlığın tanımının baş örtüsü ya da tesettürden geçmediğini ve bu kadınların hepsinin “bir” olduğunu vurguluyor. Buradaki felsefe belki de bin kelimeyle bir Müslüman tarafından bile zor anlatılırken, Corda çok net, kısa ve gerçek bir tespitte bulunuyor. #text>
#text>
CORDA'NIN PARA VE SANAT İLİŞKİSİ #text>
Mark Bey'le olan sohbetimizde, heykelin bir başka edisyonunun Miami'de bir Hristiyana satıldığını öğreniyoruz. Fiyat konusunda kullandığı teknikler, verdiği mesajlar ve bugünkü başarısı göz önünde bulunarak makul kabul edilen fiyat aralığında satışa çıkan Corda, geçtiğimiz yıl NewStyle Magazine'e verdiği röportajında, “Benim üretebilmem için paraya ihtiyacım var. Para yoksa sanat da yok benim için çünkü kullandığım malzemeler pahalı. Fakat, şunu da iyi ayırmak gerekiyor; pahalı olan her sanat ürünü iyi bir sanat ürünü demek değildir. Belki bir gün, insanoğlunun parayla olan ilişkisi bitebilir, fakat sanatla ilişkisi bittiği zaman, insanoğlu da bitecektir.” #text>
SON HABERLER