Dora’yla benim bu sektördeki maceramız aşağı yukarı aynı dönemde başladı diyebilirim. Ben dergilerle, o ise tasarımla start verdik kariyerlerimize. Hemen itiraf edeyim, çok uzun zamandır ve çok yakın tanıdığın biriyle röportaj yapmak biraz garip hissettirdi. Hakkında çok şey biliyorum ama daha fazlasını duymaya öğrenmeye ihtiyacım var. Üstelik Dora’nın tek kelimelik cevaplar vermeyi sevdiğini de biliyorum. Neyse ki samimiyetimize dayanarak “Hadi ama, biraz daha anlat!” deme lüksüne sahibim. Zaten ben de öyle yaptım, “Bize hikâyeler anlat Dora” dedim...
UZUN BİR YOLCULUK
Gaziantep doğumlu Dora Teymur 2012 yılında London College of Fashion’ın Cordwainers Okulu’nda aksesuar ve ayakkabı tasarımı okurken kendi adını taşıyan Dorateymur markasını kurdu. Dora yaptıklarını “hikâye anlatmak” olarak tanımlıyor. Kariyerinin o ilk dönemlerinden bahsederken çevresinin markası üzerinde büyük etki ettiğini vurguluyor. “Bir yaşam stili tasarladığımı ve bana ilham veren kadınların hikâyesini anlattığımı düşünüyorum. Etrafımdaki tüm kadınların tasarladığım parçalar üzerinde etkisi oluyor. Aynı zamanda seyirciye sunduğum yeni bir perspektifi, bir metropolde büyümeyen ve gördüğü şeyleri daha detaylı hayal eden bir bireyin gözünden. İlginçtir ki son zamanlarda moda sektöründe dünyanın küçük ve bilinmeyen bölgelerinden gelen çok fazla isim var. Ve onlar da benim gibi kariyer basamaklarını bir bir tırmanıyor.” ‘Basamakları tırmanmak’ ifadesi, dünyaca tanınan işlerde imza atan ve çok prestijli bir alıcı listesine sahip olan Teymur’dan gelince yetersiz kalıyor.
İZLENİMLER KOLEKSİYONCUSU
Dorateymur 2019 ilkbahar/yaz sezonu için “The School Run” isimli bir koleksiyon hazırladı. Koleksiyonu tasarlarken Londra’daki evinin yakınındaki Hampstead’da sabahları çocuklarını okula yetiştiren annelerden ilham almış. “Banliyo ev hanımları ve anneler her zaman ilgimi çekmişlerdir. İlhamlarım hiçbir zaman anlık olmamıştır. Gördüklerimi, ilgimi çeken her şeyi ‘biriktiriyorum’. Ve sonra bir an geliyor, hepsi yerine oturuyor, bir sonuca bağlanıyor. Koleksiyon, hoşuma giden ve birlikte işe yarayacağını düşündüğüm parçalardan oluşuyor. Hepsini spontane bir şekilde bir araya getiriyorum ve bu işe yarıyor. O an mantıklı geliyor, detaylar birbirine anlam katıyor. Hepsini tek tek açıklayamam...” Bu tip “bilinmeyen”ler röportajı yapan kişi için biraz can sıkıcı olabilir ama Dora Teymur haklı. Anlattıkları mantıklı geliyor ve belli ki yaklaşımı işe yarıyor. Çocuklarını okula bırakan anneleri ve tarzlarını gözlemlemek dahiyane bir fikir. Dorateymur yolculuğuna ayakkabıyla başlamıştı. “Ayakkabı sadece bir başlangıçtı. En kuvvetli ‘elimdi’. Aksesuarların gücüne inanıyorum. Tek bir şeyle başlayıp yolculuğuma tecrübe kazanarak devam etmeyi tercih ettim. Hazır giyim ve çanta tasarlamak zaten aklımda olan, ufukta görünen bir hedefti.” Kıyafetlerde monokrom bir adım önde; jilet gibi pantolonlar ve beyaz gömlekler, buna ilaveten turuncu bir takım, mini deri etek ve dikişleri kusursuz ceketler var. Gümüş, mavi ve turuncu deri ve süet çantalarsa eski dönemlerden günümüze ışınlanmış gibi...
Dora Teymur koleksiyonunu müzik klibiyle tanıttı, bizlere önceden kaydedilmiş dijital bir görsel şölen sundu. “Anlatmak istediğim hikâyeyi böyle daha iyi aktarabileceğimi düşündüm. Bu hep böyle yapacağım anlamına gelmiyor.”
Dora dur durak demeden üretmeye devam ediyor. Her an gözlemliyor. Her an bir şeylerden etkileniyor. Hiçbir öğle yemeği ya da kahve molası boş geçmiyor, yanından geçen ya da yan masada oturan kadınları fark ediyor. Bu görüntüleri biriktirip tümünü hafızasındaki ilham panosuna kaydediyor. “Algılarım hep açık. İzlediğim filmler, katıldığım fuarlar, dinlediğim müzikler… Yaptığım her şey yüzde 100 gözlemlediğim kadınlardan etkileniyor, izler taşıyor.” Teymur tasarımlarına ilham olan kadının bütün gözlemlerinin bir araya geldiği alter ego’su olduğunu söylüyor. “Benimle beraber o da büyüyor, değişiyor ve gelişiyor.’’
Sohbetimizi tasarımlarını severek kullanan ünlü kadınlardan bahsederek noktalıyoruz. Bella Hadid, Rihanna, Solange ve Kendall Jenner bunlardan sadece birkaçı. En çok hangi ünlüyü kendi tasarımıyla görünce heyecanlandı? “Sigourney Weaver’ı Dorateymur ayakkabılarıyla görmek müthişti! Marina Abramovic’i de öyle. Angelina Jolie hâlâ hedefimde. Ona da ulaşacağım!” diyor. Bana gelince, ben Bella ya da Riri olmayabilirim ama ayakkabılarını her giydiğimde ya da çantasını her taktığımda insanlar beni sokakta durdurup bunları soruyor. Meraklarını gidermek ve sorularına hemen cevap vermek adına yanımda kartını taşıyorum. Bir tasarımcı bir arkadaşından daha ne isteyebilir ki?
YAZI: Neslihan Denizer
FOTOĞRAFLAR: Sofie Middernacht, Marten Alexander
ELLE 2019, Nisan sayısından alınmıştır.