NASIL “IT GIRL” OLUNUR?
NASIL "IT GIRL" OLUNUR?
ELLE ONLINE 27 Mart 2014#text>
“O güzellik değil; başka şekilde ifade etmek gerekirse iyi konuşmak da değil. O sadece ‘o'”, diyor Rudyard Kipling. Elinor Glyn, “it” kavramını, iki cinsin de ilgisini çeken kişiler olarak tanımlıyor. Alexa Chung, Agyness Deyn, Pixie Geldof, Cara Delevingne, Caroline de Maigret ve Kate Lanphear, günümüzdeki örnekleri. Şimdi “it girl” kavramı fazlaca kullanılan başka bir kelimeyle, zeitgeist'le (ortak zaman ruhu) kesişiyor. Bu, ortak zaman ruhunun bir sonu olabilir ki; bu da günümüzdeki birçok stil sahibinin sonu demektir. Fakat zamanın ruhu aynı şekilde devam da edebilir yani bir “it girl”, sonsuza kadar “it girl” unvanını adıyla birlikte taşıyabilir. #text>
#text>
Kemik çerçeveli gözlük? Tamam. Başa bağlanan tuhaf bez parçası? Tamam. Kırmızı ruj? Tamam. Boyfriend jean? O da tamam. Peki bunlar sizi stil ikonu yapmaya yeter mi? Açıkçası pek de öyle görünmüyor. İş, diğerlerinden çarpıcı görünmek için sınırsızca saçmalamaktan geçseydi, inanın her moda haftasında defile kapısı önünde en az 100 davetliyi sepetimize atmış olurduk. Ruhunuz “it girl” olmaya hazır mı?~İyi bir stiliniz varsa, sokak modası fotoğrafçıları tarafından fotoğraflanmanız ihtimal dahilinde. Bunun için yeterince parlak renkler seçmeniz, bolca takı takmanız, vintage parçalarla süslenmeniz, kafanıza tuhaf şapkalar kondurmanız yeterli değil. Bu işi iyi kotarabilmek istiyorsanız, model gibi poz vermeyi de bilmeniz gerek. Blog'unuz varsa, tüm bu maddeleri zaten biliyor olmalısınız.... #text>
Başınız biraz yukarıda olsun; hatta geriye yatarmışcasına arkaya doğru süzülün. Aman düşmeyin! Ayaklarınızı kullanın: İçeriye dönük ayaklarla büyük adımlar atın. #text>
Saçınız uzunsa şanslısınız, savurun gitsin! #text>
Biraz harekete ne dersiniz? Yürümek çözüm olabilir. #text>
Yüzünüzü göstermeyin! Kitap okuyun, başınızı çevirin, saçlarınızla yüzünüzü kapatın. #text>
Ellerinizi ve kollarınızı kullanın: Yüzünüze bir sevgili dokunuşuyla değin. Kollarınızı havaya kaldırın. Oldu olacak, zıplayabilirsiniz de! #text>
Modellerden örnek alın: Belinizi bükün, karnınızı içeri çekin, kambur durarak eliniz belinizde poz verin.~Hollywood yıldızlarından sıradan insanlara kadar geniş bir yelpazede olmak üzere bir süredir yeni bir bağımlılığımız var: Selfie. Kişilerin kendi portrelerini online mecralarda yayınlamaları, yine stil konusuyla kesişiyor. Moda blog'larının ortaya çıkmasıyla başlıyor her şey. Önceleri kendi fotoğraflarını kendileri çeken moda blogger'ları, işi ilerletip fotoğrafçılarla çalışıyorlar artık. Stillerini fotoğraflayıp paylaşan “online hesaplar”, selfie-izm'e hizmet ediyor. Sosyal network'lerin ardında insan motivasyonları üzerine bir kitap yazan Dr. Aaron Balick isimli psikoterapist; hem aktif online kimliklerin, hem de pasif online kimliklerin olduğunu belirtiyor: “Pasif olan, kendinizi google'a aratmanız ya da arkadaşlarınızın sizinle ilgili bilgi paylaşmasıdır. Bu kimlik üzerinde hiçbir kontrolünüz yoktur. Aktif online kimlikler, kontrol edebildiklerinizdir; mesela bir Facebook. Bir selfie'yse aktif online kimliklerin bir tür dışa vurumudur, elinizde biraz kontrol vardır. Çok fazla selfie'nizi çekebilirsiniz ama sadece hoşunuza gidenleri yayınlarsınız.” #text>
#text>
Selfie'nizi çekerken; kolunuzun poza girmemesine özen gösterin. Ya da kimin umurunda; nasıl olsa komik, sevimli, çirkin ya da güzel fark etmez. Önemli olan görünür olmanız! #text>
#text>
#text>Sıla GÜVEN
Fotoğraflar: Deniz ÖZGÜN
SON HABERLER